Medya
  • 22.9.2002 08:50

YASAKLAR MEDYAYI İKİYE BÖLDÜ

KAYNAK : Haber Vitrini AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte pekçok siyasinin milletvekili seçilmesini engelleyen YSK kararı medyada da farklı tepkilere neden oldu. Demokrat yazarlar yasakların demokrasiyi yaraladığını belirtirken bazı yazarlar yasakları alkışladılar. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesini engelleyen Yüksek Seçim Kurulu'nun 3'e karşı 4 oyla aldığı karar basın organlarında farklı tepkilere neden oldu. Demokrat olarak bilinen yazarlar Erdoğan'a seçilme engeli konulmasını demokrasiyi zedelediğini savunurlarken, bazı yazarların yasak kararını sevinçle karşılamaları dikkat çekti. Yargıtay ve YSK'nın verdiği kararların kamuoyunda da kafa karışıklığına yol açtığı gözlendi. Aydın Doğan, Dinç Bilgin ve Uzan grubuna bağlı gazeteler YSK tarafından getirilen siyaset yasaklarını küçülterek vermeyi tercih ettiler. Birinci sayfa manşetlerinde Türkiye için hayati bir önem taşıyan ve demokrasiyi zedeleyen siyasi yasakların adeta geçiştirildiği dikkat çekiyor. Dinç Bilgin'i terkeden Zafer Mutlu ekibinin çıkardığı Vatan gazetesi ile Karamehmet Grubu'na bağlı Akşam gazetesi de siyasi karar kararını birinci sayfadan yorumsuz olarak verdiler. Vatan yazarları da Ruhat Mengi hariç, yasak konusuna yer vermediler. Medyada kafalar bayağı karışık Yargıtay 8. Ceza Dairesi ve YSK kararlarından kafası karışan yazarlardan biri de Güneri Civaoğlu'ydu. Civaoğlu "Elmalar ve Armutlar" başlıklı yazısında Erdoğan'ın denenmesi gerektiğini ifade etti. Civaoğlu, 'Erdoğan'ın seçilme hakkı mahrumiyeti yerinde midir?' şeklindeki soruya üç noktadan cevap veriyor: "1-) Hukuk: Cezanın aslı ertelenmişse, onun fer'i uzantıların da ertelenmiş sayılır. Anayasa Mahkemesi daha önce Hasan Celal Güzel için bu gerekçeyle karar vermişti. Aynı gerekçe Erdoğan için de geçerli olmalıdır. Ama bir de Anayasa'nın 76. maddesi var. Şiddet unsuru yoksa yasak olmamalı Karışık... 2-) İnsan hakları: "İfade özgürlüğü", siyasetin ve demokrasinin temelidir. Şiddet unsuru içermedikçe, mahkûmiyet ve mahrumiyet nedeni olmamalıdır. 3-) Siyaset: Eğitimi ve entelektüel birikimi ortalamalar düzeyinde kalan Erdoğan, hiç yoktan halk kahramanı Köroğlu gibi efsane haline getiriliyor." Milliyet yazarı Fikret Bila, "Aleyhine işleme" başlıklı yazısında Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver'in görüşlerine yer verirken YSK'nin 312/2'den hüküm giymiş olan adaylar hakkındaki kararlarını açıklamasından sonra da tartışmaların süreceğini belirterek, "Temennilerle gerçekler birbirine giriyor" ibarelerine yer verdi. İMKB'nin çan sesinden sonra... Milliyet'ten Can Dündar 'Kezban AB'de başlıklı yazısına, "Yeni âdet bu!.. Narin demokrasimiz, hassas piyasalarımız etkilenmesin diye önemli bir karar açıklayacağı zaman bunu ürkek borsamızın kapanışına kadar erteliyor. Muhalif liderler de, şafak vaktini bekleyen idam mahkûmları gibi, borsaların kapanış saatini gözlüyorlar. Cuma akşamı Menkul Kıymetler'in çan sesi duyulunca "anti-demokratik kuvvetler"in gece mesaisi başlıyor: Taarruz borusu çalıyor ve işlemciler zarar görmeden "işlem tamamlanıyor. Pazartesi... "Demokrasi oyununa devam!.." sözleriyle başlıyor. 300 bin şehit hesap soracak Dündar, ateşin üstündeki kestaneleri toplama görevi üzerine yıkılan Yüksek Seçim Kurulu'nun Çanakkale marşları ve hamaset nutukları eşliğinde açıkladığı "Yasaklılar listesi"nin, Türkiye'yi bir kez daha "muhaliflerini ayak oyunlarıyla devre dışı bırakarak eritmeye çalışan bir baskı rejimi" konumuna ittiğini, böylece AB üyeliği yolunda atılan adımlarda samimi olunmadığı yönündeki endişelerin hak kazandığını kaydetti. Dündar, YSK Başkanı Tufan Algan'ın karar öncesinde gazetecilere Çanakkale'den Büyük Taarruz'dan söz etmesini de eleştirerek, "75 yılda, ordu ve siyasallaşmış bir yargı dışında rejimi ayakta tutacak, muhalefete meydan okuyacak sivil bir güç kuramamış, kurmaya çalışanlara da mani olmuşsanız, 300 bin şehit önce sizden hesap soracaktır" diyerek sözlerini tamamlıyordu. HUKUK CAMBAZLIĞI Posta gazetesinden M. Ali Birand ise "Batı AKP'ye farklı bakıyor" başlıklı yazısında demokratik sistemin kendini koruma hakkı bulunduğunu ifade ederek, "Ne yazık ki, bu sistemin kendini koruma mekanizmalarını henüz demokrasi kuralları içine yerleştiremedik. Sistemi koruyalım derken inanılmaz bir hukuk kargaşası içine düşülmektedir. Evrensel demokratik kurallara ters düşen yöntemlere başvurulmaktadır" diyordu. Birand sözlerine şöyle devam ediyor: "Hukuk cambazlığı ile durmadan parti kapatmak ve lider yasaklamak, Batı demokrasilerine ters düşmektedir. Bundan dolayı da çelişki gibi görünen tepkilerle karşılaşılmaktadır. Oysa Batı ülkeleri, demokrasinin, korunacaksa da kendi kuralları içinde korunması gerektiğine inanmaktadır." Çölaşan yasağı alkışladı Hürriyet gazetesinden Emin Çölaşan'ın YSK kararını alkışlayan yazısının başlığı "Mutlu Son". Çölaşan Erdoğan'ın, Erbakan'ın, Bozlak'ın ve Birdal'a seçim yasağı konulmasını mutlu son olarak yorumlarak, "Bunlarla ilgili kararları veren yargıçlara, Yargıtay ve Yüksek Seçim Kurulu üyelerine sonsuz teşekkürler" dedi. Aynı gazetenin yazarı İlter Türkmen, "Genel siyasi manzara" başlıklı yazısında seçimler yaklaşırken Türkiye'nin bir demokrasi buhranına sürüklendiği izleniminin arttığına dikkat çekiyordu. Hürriyet'ten Hadi Uluengin, Erdoğan'ın mağdur edildiğini ve siyasi yasak karşısında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmasını kutladığını kaydederek, "KUTLUYORUM çünkü bir; bırakın genel kamu vicdanıyla ters düşmeyi, salt hukuki açıdan dahi taraftarlığı göz çıkartan ve buram buram "statüko zaptiyeliği" kokan bu kararın iptal edilmesi için mevcut tüm legal imkanların kullanılması bir yurttaşlık görevidir" dedi. Sabah'tan polis mantığı Sabah siyasi yasaklar konusunda destekleyici bir tavır içine girdi. Erdal Şafak imzalı "Kulaklara küpe olsun" başlıklı başyazıda, YSK'nın yasak kararını Türkiye'nin sadece bugününü değil yarınını da düşünerek aldığı iddia edildi. Sabah yazarlarından Murat Birsel ise Erdoğan'ın yasaklanmasıyla demokrasinin yara aldığını belirterek yazısını şu cümlelerle bitiriyordu: "Keşke diğer liderlerimiz, 'Madem Tayyip Bey seçime katılamıyor biz bu yarışı adilane bulmuyoruz' diyerek yerlerini ikinci adamlarına bıraksalar da seçimin tadı olsa." Aynı gazeteden Emre Aköz, "Çanakkale geçilmez" başlıklı yazısında YSK Başkanı Algan'ın Erdoğan'la ilgili verilecek kararı Çanakkale ve Büyük Taarruz örnekleriyle ilişkilendirmesine tepki gösterdi. Sabah'tan Mehmet Altan da gazetenin yayın politikasına ters orantılı olan "28 Şubat Hukuku" başlıklı yazısında 28 Şubat dönemine atıfta bulunarak, "Yargının siyasallaşma sürecini bugün de yaşamaya devam ediyoruz" dedi. Yasaklı seçimler demokrasisi Akşam gazetesinden Nuray Başaran, "Politikanın sokak çocuğu Tayyip" başlıklı yazısında sistemin kendisini savunma refleksiyle hukuku zorlasa da yine hukukun esas ve usülleri içinde, AKP'nin kümeden düşmesine sebep olabilecek şekilde Erdoğan'a ofsayt dediğini öne sürerek, "Bir başka deyişle, demokrasi oyununda devlet ile kaçamağına izin verilmiş olsa da iş ciddileşince evliliğe 'hayır" denildi" ifadesine yer verdi. İzzet Sedes ise "Yasaklar Ülkesi" başlığıyla kaleme aldığı yazısında yargı organlarının birbiriyle çelişir kararlar almasını gülünç bulduğunu kaydetti. "Türkiye'yi yasaklardan arınmış uygar bir ülke yapmalıyız" diyen ve dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye'de olduğu gibi yasak uygulandığının görülmediğine dikkat çeken Sedes, "Rejimimizi 'yasaklı seçimler demokrasisi' haline getirdik" şeklinde yazdı. Yıllar önce okuduğu bir şiir nedeniyle yasa maddesi iptal olduğu halde milletvekili seçilmesinin engellenmesinden demokrasinin yarar sağlamayacağını belirten Sedes, "Erbakan ve Erdoğan'ı seçimlere sokmamanın hiçbir yararı yoktur" dedi. Akşam'dan Ahmet Tan ise yazısında,"Keşke böyle bir karar verilmese, kendisinin bir kez daha denenmesine olanak tanınsaydı" dedi. Turgut: Bu oyun Erdoğan'ın oyunu artıracak Hürriyet Gazetesi yazarı Serdar Turgut da Habertürk TV'nin canlı yayına katılarak, "Erdoğan'la ilgili karar meşru değil" dedi. Turgut, şöyle konuştu: "Tayyip Erdoğan'a oynanan oyun sonrasında AK Parti'nin oyları mutlaka artacaktır. Hiç düşünmeyen insanlar bile şimdi oy verecekler. Ben ve benim gibi düşünenler Türkiye oynanan bu oyundan sıkıldı artık." Yasaklar ekonomiye zarar verecek Radikal'de siyasi yasaklar konusundaki tek makale Erol Katırcıoğlu'nun "Siyasete müdahale maliyeti" başlıklı yazısıydı. Katırcıoğlu, şu anda siyasette var olan ruh halinin devam etmesi halinde yakın gelecekte ekonomide işlerin daha da kötüye gideceğini söylemenin mümkün olacağını kaydederek, "Bu müdahalelerin etkisi ise, amaçlananın tam aksine ekonomik dengelerin daha da bozulmasına yol açacak" dedi. Karar 'siyasi idam' gibi Zaman gazetesinden Tamer Korkmaz, "Ters teper" başlıklı yazısında, "YSK'dan zaten bir sürpriz beklenmiyordu; neticede, Erdoğan'ın milletvekilliği adaylığı reddedildi. Daha önce de vurguladığım gibi bu "yasak" AKP'nin oylarını daha da artırmaya yarayacak" derken, Mustafa Ünal da yazısında YSK'nın Erdoğan'ın milletvekilliğini engelleyen dünkü kararı için "siyasi idam" nitelemesinde bulunuyor, "3 Kasım seçimlerine şimdiden bu kararın gölgesi düştü" dedi. 312 değişti de ne oldu? Anadolu'da Vakit'ten Abdurrahman Dilipak siyasi yasak kararlarını 28 Şubat süreci ile ilişkilendirdi. "28 Şubat devam ediyor!" başlıklı yazısında Dilipak, "Görünen o ki, bugün ülkenin geldiği durumu hazırlayan 28 Şubat hâlâ devam ediyor" dedi. Sibel Eraslan da "Niçin Tayyip Erdoğan?" başlıklı yazısında Erdoğan meselesinin sadece "siyasi" bir mesele olmaktan tamamen çıktığını belirterek, "Farkında mısınız? Aslında başından beri de kültürel bir meseleydi Tayyip Bey" dedi. Yenisafak Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:11

İLGİLİ HABERLER