Medya
  • 22.9.2002 11:39

MEHMET BARLAS, YENİ ŞAFAK'A VEDA ETTİ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/3.5 yıl önce siyasi entrikalarla susturulmaya çalışılan Mehmet Barlas,medyaya müthiş bir dönüş yaptı.Usta gazeteci Mehmet Barlas, üç yıldır yazı yazdığı Yeni Şafak Gazetesi'nden ayrıldı.CİNE 5'te program yapacak olan Barlas, ayrıca Akşam Gazetesi'nde yazılarını sürdürecek.Çukurova gurubuyla anlaşan Barlas'ın SHOW TV'de de ayrı bir program yapması bekleniyor.Barlas, susturulmaya çalışıldığı dönemde kendisine sahip çıkan Yeni Şafak Gazetesi'ne, duygusal bir veda yazısı yazdı. İşte o yazı... Yeni Şafak'tan ayrılmak, benim için bir özveridir!.. Gazete kadrolarının, siyasi parti üye listeleriyle karıştırılmasına karşı olanlardanım.. Bir gazetede her gün düşünce açıklayan yazar, eğer öyle düşünüyorsa, tüm diğer yazarlardan farklı şeyleri seslendirebilir.. Ve bir gazete, yazarlarına bunun mümkün olduğu güvencesini verebildiği oranda, etkili ve önemli gazete olur.. Üç yıla yakındır çalıştığım "Yeni Şafak", böyle bir gazete benim için.. "28 Şubat"ın ambargo koyduğu gazetecilerden biri olan ben, "Yeni Şafak"ta en özgür, en özerk ve en bağımsız bir meslek yaşamı buldum.. Gazetenin sahipleri de, yazıişlerinde birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız da, bu güzel ortamı sundular bana.. Ve hepimizin kabul ettiği bir gerçek var.. Yeni Şafak, Türkiye'de bağımsızlığı, özgürlüğü temsil eden alternatif medyanın, en ciddi ve en etkili organı.. Haberleri ile, Fehmi Koru, Cengiz Çandar, Nazlı Ilıcak, Ahmet Taşgetiren, Ali Bayramoğlu, Can Aksın, Koray Düzgören, Mehmet E. Yavuz, Mustafa Karaalioğlu ve diğer saygın yazarları ile, Türk gazete okuyucunun her sabah mutlaka okuması gereken bir yayın organı. Ben bugün, bu yazıyı, Yeni Şafak'tan ayrıldığımı duyurmak için yazıyorum. Böylesine mutlu ve tatmin olduğum sırada, neden bırakıyorum Yeni Şafak'ı? Açıkçası meslek yaşamımda daha önce de birkaç kez yaptığım gibi, yeni bir aşama yapmak, daha geniş kitlelere, farklı medyalarda ulaşabilmek için, bu fedakârlığı yapıyorum. Yeni Şafak'ı bırakmak, benim için gerçekten fedakarlık.. Bir özveri.. Çalıştığınız gazete ile, okurlarınızla uyumu sağlamışsınız.. Hiçbir meslekî probleminiz yok.. Ama geçmişte de hep bunu hissettim.. Rahat ve güvenli ortamlar, insanı konformizme itiyor.. Bazan rahat, insana batmalı ki, sürekli kendini tekrar etmesin.. Benimki galiba böyle bir arayış.. Neticede yıllardır savunduğum, bazan susturulduğum, ama vazgeçmeyeceğim temel ilkelerin çizgisinde, yine yazacağım, konuşacağım.. Belki de, yazılı medyanın ötesinde, görsel medyaya da yeniden açılmak özlemi, aldığım kararın nedeni.. Dijital medyada, internette de beraberliğimiz zaten sürmekte.. Diyebilirsiniz ki, insan meslekteki 42 yılından sonra durulmaz mı?.. Sürekli arayış, sürekli değişiklik arayışı neden? Bu tür sorulara, ben de cevap bulamıyorum açıkçası.. Meslekteki ilk 10 yılımı "Cumhuriyet"te geçirdim.. En rahat, en mutlu olduğum dönemde, TRT'ye geçip, televizyonculuğu denemiştim.. Yanlış da yapmamışım galiba.. "Tek Kanal"ı da "Çok Kanallılık"ı da, böylece yaşamış oldum.. Siz Yeni Şafak okurları, bana öylesine yakınlık gösterdiniz ve öylesine destek verdiniz ki, bugün gazeteye veda ederken, insanın ancak kendisiyle içten tartışabileceği özel duyguları, sizlerle paylaşabiliyorum. Bana bu güveni verdiğiniz için, sizlere de teşekkür ediyorum.. Ama ben de biliyorum, sizler de biliyorsunuz.. İnsan hak ve özgürlükleri, demokrasi, saydamlık, serbest rekabet gibi temel ilkelerde beraberliğimiz, hiç bitmeyecek.. Ben sizleri hep izleyeceğim.. Sizler de beni izlemeye devam edin.. ŞAKA Filler dinozor mu oldu? Ankara'nın Kazan ilçesi yakınlarındaki Delikayıncık Tepesi'nde yapılan kazılarda, 10 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen bir filin kemikleri bulunmuş.. Darwin'in bütün teorilerini sıfırlayan bir durum bu.. Fillerin, 10 milyon yıllık "Evrim" sonunda, dinozorlara dönüşmesi, hangi teoriye sığar?.. Ankara'daki dinozorların varlığını, nasıl izah edebilirsiniz? KAVRAMLAR VE KURUMLAR Yargı kararları ve saygı!.. Yine aynı tekerlemeyi sık sık duyacağız demektir.. Yüksek Seçim Kurulu, 3 Kasım seçimlerine giderken, bir "Yasaklılar" listesi üretti ya.. Şimdi bazıları, alıştığımız tekerlemeyi tekrarlamaya başladı.. -Yargı kararlarına saygılı olmalıyız!.. Yargı kararlarına saygılı olmak, o kararların ve o kararlara dayanak olan "yazılı hukuk"un da, saygıyla karşılanmasını gerektirmiyor.. Artık öğrenmiş olmamız gerekir.. Yerel hukukları ve yerel yargıçları, artık evrensel hukuk ışığında, uluslararası yargı, her gün yargılanıyor.. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu olgunun en somut örneği.. Artık biliyoruz.. Bir ülkede mahkemelerin varlığı, o ülkede hukukun ve adaletin varlığının da kanıtı değildir.. Mahkemeler, adalete sadece bir şans tanır.. Kanunlar ise, hukukun tek öğesi değildir.. Mafyanın da, diktatörlerin de, ilkel kabilelerin de kanunları vardır.. Hitler'in de, Stalin'in de, Çavuşesku'nun da mahkemeleri, yargıçları ve kanunları vardı.. Bizde, "İstiklal Mahkemeleri" de, "Yassıada Adalet Divanı" da, neticede birer yargı organıydılar.. Hedefimiz, insan hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, "Evrensel Hukuk"un kurallarının, kanunları da, yargıyı da yönlendirdiği bir düzene sahip olmaktır.. "Yasaklayıcı" bir yazılı hukuk ve yargı, neden saygıya konu olsun ki? Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:11

İLGİLİ HABERLER