EVRİM ÖCAL
WASHINGTON- Ekonomik potansiyeli ile bütün dünyayı peşinden sürükleyen ABD'den olumsuz sinyaller gelmeye başladı. İşsizlik ve iflaslar artarken, bütçe açığı ve ek borçlanmada tehlike sınırını zorlamaya başlayan Amerikan ekonomisi büyüme hızı açısından da ümit vermiyor.
Global durgunluğun aşılmasında ABD'ye bel bağlayan diğer sanayi ülkeleri de dünya ekonomisine ivme kazandırabilecek durumda değiller.
Bill Clinton'lu yıllarda asrın büyüme rekoruna imzasını atan Amerikan ekonomisi Beyaz Saray'daki nöbet değişikliğinden sonra son 10 yılın ilk resesyonunu yaşadı. Amerika, büyümeden durgunluğa geçişin ağır bedelini ödüyor. Borsalara güvensizlik hakim, borçlar rekor düzeyde, dolar diğer güçlü paralar karşısında eriyor. Bütün bu olumsuzluklar dünya ekonomisinin de kendini girdaba kaptırmasına yol açabilir. Ekonomik vizyonlarla göreve başlayan George Bush şimdiye kadar, sadece miadı dolmuş sektörleri canlandırmaya yönelik mini vergi reformlarından fazlasını başaramadı.
Bush yönetimi, önce büyük zenginlik bahşedip sonradan bu zenginliği ortadan kaldıran yapısal sorunlara çare bulamadı. Çelik endüstrisi ile tarım sektörünü dış rekabetten sübvansiyonlarla koruyup, borsa ve bilanço kurallarını düzeltmek yerine kurallara uymayanları cezalandırma yoluna giden Washington yönetimi canlanmayı, yine borsanın ateşlemesini umuyor ve tüketiciyi memnun edebilmek için vergi reformunun faturasını devlete çıkartmayı tercih ediyor.
BÜTÇE AÇIĞI BÜYÜYOR
Bush yönetimi, ABD'nin yatırım yeri olma özelliğini sarsan borsa ve muhasebe sahtekarlıklarını ortadan kaldıracak yeni bir sisteme geçişi göze alamadı. Seçmenlerine köklü değişikliğin kaçınılmaz olduğunu bir türlü söyleyemeyen George Bush'un> 'bekle ve gör' politikası izlemesi muhtemel. Ancak dünyanın başka bölgeleri de Amerika ile ekonomik bakımdan boy ölçüşebilecek durumda değiller. Japonya sürekli durgunluğa alıştı. Avrupa yapısal reformları başaramadı. Bu durum değişmedikçe, Bush yönetimi milli ekonomiye büyük zarar veren sürüncemede bırakma politikasını neden değiştirsin?
Clinton yönetiminin bütçe disiplini sayesinde yabancı sermayeye güven veren ABD'nin şimdi içinde yüzdüğü borçlar dünya ekonomisi için de kestirilmesi mümkün olmayan gelişmelere yol açabilir. Açıklarını yurt dışından gelen sermaye ile kapatan ABD, yabancı yatırımcının güvenini kaybederse, doların uğrayacağı değer kaybı bütün dünyayı ekonomik çöküntüye uğratabilir. Doların euro karşısında değer kaybetmesi şimdilik ABD'nin işine yarıyor ve Amerikan malları dış pazarlarda rekabet edebiliyor. Amerikan şirketleri iç talepteki düşüşü kısmen ihracat artışıyla telafi ediyorlar. Ancak dolardan kaçış, yabancı sermayenin Amerika'nın borçlarını bundan böyle de finanse etmesi için merkez bankasını faiz hadlerini yükseltmek zorunda bırakabilir. Bütün bu nedenler Bush yönetiminin bir an önce, bütçe ve ödemeler dengesi açıklarını frenleyip, tasarruf eğilimini normal düzeye getirmesini ve sermaye piyasasını güven verici kurallara bağlamasını gerektiriyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:56
