Gündem
  • 22.2.2003 00:34

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK: "IRAK'A KİMYASAL, BİYOLOJİK SİLAHLARI TÜRKİYE SATMADI, TEKNOLOJİ TRANSFERİNİ TÜRKİYE YAPMADI"

AYHAN GONCA - İLYAS GÜN SAMSUN - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ABD'nin muhtemel Irak operasyonunda barış için en çok mücadele eden ülkenin Türkiye olduğunu, içinde bulunulan süreçte ülkelerin bilek güreşi yaptığını belirtti. Samsun'daki sempozyumun ardından sırasıyla valilik, adliye, baro, bölge idare mahkemesini, büyükşehir belediyesini ve Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) ziyaret eden Bakan Cemil Çiçek, kurum temsilcilerinin sorunlarını ve isteklerini öğrendi. Adliyede, yargının fiziki, personel ve ücret politikalarının gözden geçirileceğini, 5 yıllık iktidar döneminde bu sorunları çözeceklerini söyleyen Bakan Çiçek, AK Parti'de basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. "IRAK KONUSU BÜTÜN SORUNLARIN ÖNÜNE GEÇTİ" Bölgede Irak ile ilgili gelişmelerin en çok Türkiye'yi ilgilendirdiğini, zararlarının petrol fiyatlarının artmaya başlamasıyla birlikte hissedilmeye başlandığını belirten Bakan Çiçek, "Böyle bir coğrafyada bu neviden oluşumların, yönetimlerin olmuş olmasının bedelini, sıkıntısını diğer ülkelere nazaran çok daha fazla çekiyoruz. Hükümet olarak göreve geldiğimizde Türkiye'nin çok büyük problemleri vardı. Biz geçmiş hükümetlerden farklı olarak 'Enkaz devraldık' edebiyatı yapmadık ama bir tespit anlamında ve insafla konuları değerlendirdiğimizde bunları görmemiz lazım gelir ki, şu yakın dönemde kurulan hiçbir hükümet 58. Hükümet kadar omuzlarında bu kadar sorunu devralmamıştır. Bir taraftan AB, öbür taraftan senelerdir sürdürülen ama bir türlü neticelenmeyen ve Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren çok haklı bir davası Kıbrıs sorunu, öbür taraftan bizim dışımızda gelişen ama bizi herkesten daha fazla ilgilendiren Irak sorunu, içerde çok ciddi ekonomik zorluklar, borç sorunu, işsizlik sorunu bunlardan hepsi bir araya geldiğinde bunlar 58. Hükümet'in gündeminde çözmek mecburiyetinde olduğu sorunlar olarak karşımıza çıktı. Biz de halktan aldığımız güç ve destekle bu sorunları çözmeye çalışıyoruz. Sorunların önüne geçen konu Irak konusudur" dedi. Bakan Çiçek, şöyle devam etti: "SAVAŞ İSTEMİYORUZ" "Türkiye olarak biz kati suretle savaş istemiyoruz. Savaş istemeyişimizin de birden fazla sebebi var. Evvela bu ülkenin insanları çok büyük bir ekseriyetle Müslüman'dır. Bizim inancımıza göre zaten dinimizin adı barış dinidir. İslam 'barış, esenlik' demektir. İnancımız gereği zaten savaş istemiyoruz. İnandığı dinin adı barış esenlik olan bir toplumun savaş istemesi durumu zaten söz konusu olamaz. 2.. savaşlardan çekmiş bir milletiz. Hem iç sıkıntılardan hem tarihi boyunca Cumhuriyet dönemi dışında üst üste 25 yıl barış, huzur yüzü görmemiş bir toplumuz. Savaşın ne anlama geldiğini, sıkıntılarını bizimki kadar dünyadaki hiçbir millet idrak edemez. Bu tarihi tecrübenin sonucu olarak da biz savaş istemiyoruz. Bir üçüncüsü, ülkemizin menfaatleri de barış istememizi gerektiriyor. Onun için de kabul etmek gerekir ki, Irak konusunda barış için çaba gösteren bir ikinci ülkeyi kimse gösteremez. Hükümet olarak da parlamento ve bu ülkenin insanları olarak da sonuna kadar 'barış' diyoruz ve barış için elimizden gelen gayreti de gösteriyoruz. İnsaf sahibi herkes kabul etmelidir ki, 'Bu hükümet üzerine düşeni yapmadı' diye kimse diyemez. Çalmadığımız kapı kalmadı, neredeyse gitmediğimiz ülke kalmadı. Bu bölgede, bu çevrede konuyla alakası olan, olması gereken, bu bölgede bir sıcak çatışma olduğunda bundan rahatsız olacak İslam Dünyası'nın ileri gelen ülkeleri dahil hepsiyle ya doğrudan, ya telefonla ya özel görevliler göndermek suretiyle elçiliklerimiz kanalıyla düşüncelerimizi, fikirlerimizi buralarda anlatmaya, beklentilerimizi söylemeye çalıştık. Ancak, bir taraftan barış için gerekli çabayı gösterirken, öbür yandan da hükümet olarak milletin sorumluluğunu hem bugün hem de gelecek için taşıyan bir siyasi heyet olarak tabiatıyla barış istiyoruz ama barış bizim dışımızda bir başka sebeple gerçekleşemez ise o taktirde ülkemizin çıkarlarını menfaatlerini korumak bizim sorumluluğumuzdur, anayasal ve siyasi sorumluluğumuzdur ve gereğidir. Bunu da her ihtimale karşı yerine getirmeye çalışıyoruz. Şu an basında yazılan çizilen söylenen her şey ülkemizin bu çıkarlarını korumaya matuf çabalardır, gayretlerdir. Herkesin de buna destek vermesi lazım. Onun için zaman zaman Türkiye'de bir kısım gelişmeler oluyor. Bunlar demokratik toplumda olması gereken tavırlar olarak görüyoruz ama herkesin de bilmesi lazım gelir ki, dünyada ve bölgede barışı temin etmek sadece ve sadece Türkiye'ye ait değildir. Bunun çok iyi bilinmesi lazım." "1991'E GÖRE BUGÜN HÜKÜMET DAHA SOĞUKKANLI VE SAĞDUYULU" Irak olayına Türkiye'nin menfaatleri açısından yaklaşıldığını, hükümet olarak yürütülen politikanın, devletin tüm organlarıyla konuşularak, tartışılarak, müzakere edilerek ve birlikte karar verilerek yürütüldüğünü açıklayan Bakan Çiçek, şu anda yürütülen politikanın bir devlet ve hükümet politikası olduğunu kaydetti. 1990-1991'deki Körfez Krizi (Savaşı) yaşanırken de iktidarda bulunan isim olarak o günkü krizle bugünkü krizin değerlendirmesini yapan ve bugünkü hükümetin daha sağduyulu, soğukkanlı hareket ettiğini dile getiren Çiçek, "Siyasi mülahazalarla bir şeyler demek gerekirse, gerçekte bu hükümet sağduyuyla, soğukkanlılıkla milyonda bir barış ihtimali varsa o ihtimali de zorlamaya çalışıyor. Ama, buna karşılık, bu bizim irademizle gerçekleşemezse her türlü ihtimale karşı Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumaya yönelik tedbirleri almayı sürdüreceğiz" diye konuştu. Bir gazetecinin "ABD'de müzakere sürece ne aşamada?" şeklindeki sorusuna Çiçek, şu cevabı verdi: "Askeri, siyasi, ekonomik boyut var. Bu alanda çabalar, gayretler, müzakereler ABD ile bütün yönleriyle sürdürülüyor. Bölgede huzur istiyoruz. Buna rağmen zarar göreceksek de önlem almaya çalışıyoruz. Türkiye bunun zararını çekmeye başlamıştır. Maalesef petrol fiyatları yükselmiştir. Bu anlamda ister istemez 'Ne olacak' havasına giriliyor. Bundan 1. derecede Türkiye rahatsızlık duyuyor. Buna göre de barış gayretlerini arttırıyor. Tabiatıyla müzakeresi yapılan şeyler bizim irademiz dışında. Bizim hiçbir kusurumuz yok. Irak meselesinde biz Irak'a ne kimyasal, ne biyolojik silah sattık. Bu ülkeye böyle bir teknoloji transferi yapmadık. Gelişmelerden Türkiye'nin hiçbir sorumluluğu yok. Buna rağmen zararı Türkiye çekiyorsa, elbette ki müzakere yapmak Türkiye'nin hakkıdır. Bunun yadırganacak veya 'Türkiye niye meseleye bu açıdan bakıyor' diye suallere muhatap olunmasını da ben anlamıyorum." "BİZ TEDBİRİMİZİ ALIYORUZ" Bakan Çiçek, İHA Muhabiri'nin "Savaş çıkarsa Türkiye'ye de sıçrar" diyen AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ne demek istediğini sorması üzerine ise, "Hangi anlamda söylediğini bilemiyorum. Onlar spesifik konular. Dediğim gibi barış umudunu canlı tutmaya çalışıyoruz. Sıçramamasını temenni ederiz. Türkiye her türlü tedbiri almaya gayret ediyor. Nitekim, NATO çerçevesinde alınan kararlarda, ihtimale karşı alınması gereken tedbirlerin bir parçasını teşkil ediyor. Zaten tedbir dediğiniz şey ileriye, geleceğe yönelik bir sıkıntı meydana gelirse bunu şimdiden öngörmek ve tedbir almaktır. Biz tedbirimizi alıyoruz. Ama temenni ederiz ki, bu söylediklerimizin hiçbirisi olmamış olsun. Şu anda yapılan ülkelerin bilek güreşi" diye cevaplandırdı. Bakan Çiçek, daha sonra basına kapalı olarak partililerle görüştü. Bakan Çiçek, yarın da Samsun'da Bandırma Vapuru, Doğu Park ve sahili gezecek, yarın saat 11.00'de Samsun'dan Ankara'ya karayoluyla hareket edecek. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:24

İLGİLİ HABERLER