
AĞAR:"TEMİZ BIRAKTIĞIMIZ TOPRAKLARDA KAN AKMAYA BAŞLADI"
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, diğer siyasi partilerin konuşması için "meydanları bir hafta bıraktıklarını", ancak "ortaya bir çözüm konulmadığını" belirterek, "Birisi manevi değerlerimizin arkasına sığınmıştır. Birisi büyük Atatürk’ün manevi hatırasının arkasına sığınmıştır. Bunlar geçti. Bunlar milletin müştereği" dedi.Ağar, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda milletvekili adaylarının tanıtım toplantısına eşi Emel Ağar ile birlikte el ele gelerek partilileri selamladı.
"Başbakan Ağar" sloganları altında kürsüye çıkarak partisinin seçim kampanyasını başlatan Ağar, "DP misyonu ve Mehmet Ağar’ın Türkiye’nin zor günleri için var olduğunu" söyledi.
Ağar, Türkiye’nin tarihi bir dönemecin eşiğinde olduğunu, siyaseti milletin gerçeklerinden uzaklaştıranların, milletin değerlerini uzlaştırmak yerine, çatıştırmak yoluyla siyaset yapanların ülkeyi ne hale koyduklarının ortada olduğunu belirtti.
"Bundan sonra onlara bu yolu vermeyeceklerini" ifade eden Ağar, şöyle konuştu:
"Çünkü DP var. Çünkü çare var. Çünkü siz varsınız. Çünkü onlar iktidarıyla, ana muhalefetiyle, AK Parti’siyle, CHP’siyle bu dönemde işçiyle, esnafla, çiftçiyle, köylüyle, gençle, kadınla, emekliyle, KOBİ ile uğraşmadılar. Onlar bu topraklarda değerlerin arkasına sığınarak siyaset yapmayı bir marifet zannettiler. Bugün de meydanlarda görüyorsunuz. Bir yandan bütün yapılan hücumlara rağmen bizi bu topraklarda var etmiş, bizim büyük gücümüz olan mübarek dinimizin arkasına sığınanlar, bir yandan da devletimizin kurucusu Türkiye’nin milli değeri büyük Atatürk’ün arkasına sığınarak siyaset yapmak isteyenler var. Seçim bu değerlerimizin üzerinden olmayacak. Bu değerlerimizin hepsi bizim başımızın tacıdır. İnançlı, imanlı, bir modern geleceği arayan Türkiye, elbette devletin kurucusunun çizdiği yolda demokrasiyi geliştire geliştire yoluna devam edecektir."
TERÖR SORUNU
Ağar, DP’nin öneminin bugün bir kez daha ortada olduğunu ifade ederek, "DP bir sevdadır, aşktır, milletin yüreğidir, kalbidir, beynidir, her şeyidir. Bugün geldiğimiz noktada her şeyden ve herkesten daha fazla bir şekilde Türkiye’nin bu çizginin gayretine, iktidarına ihtiyacı vardır" dedi.
"Meydanları bir hafta bıraktık konuşsunlar diye. Hepsi daha fazla bağırmaya çalışıyor. Söyledikleri bir şey yoktur. Ortaya koydukları çözüm yoktur" diyen Ağar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkede temiz bıraktığımız topraklarda kan akmaya başlamıştır. Kim daha fazla bağırır, kim daha fazla çağırırsa terörü ben çözeceğim diye ortaya çıkıyor. Bağırmayla, çağırmayla, küfürle kafirle terör çözülmez. 4,5 sene hükümet sorumluluğunun hiçbir tarafında olmayıp, meseleye seyirci gibi bakıp, meydanlara çıktığınızda 500 vatandaş 8 bin polisle konuşacaksınız... Söyleyecek bir sözünüz yoktur. İnandıracak bir tarafınız da yoktur. Birileri Ankara’nın sıcak odalarında koltuklarında zahmet etmeden Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası olan Fırat’ın doğusuna bir gün geçmeyeceksin, ağzından tek kelime çıkmayacak, ondan sonra meydanlarda bağıracaksın. Sonra oturacaksınız sıcak koltuklarınızda hal nicedir, memleket ne haldedir, kim ne eder, ne yapar bilmezsiniz, seçim zamanı geleceksiniz milletimizin değerlerinin arkasına saklanacaksınız. Nereye kadar? İşte buraya kadar. 23 Temmuz’a kadar."
"BİZİM İŞİMİZ KANI DURDURMAK"
Ağar, Türkiye’nin 1993-1996 döneminde üzerine vaki olmuş en ağır kalkışmanın üstesinden milletiyle birlikte geldiğini, ancak kendilerinden sonra bu mücadeleden, bu acılardan, bu sıkıntılardan nasip almamış bir kadro işbaşına geldiği için bugün bu sıkıntıların yaşandığını savundu.
Bu sıkıntılar üzerinden, husumet üzerinden oy hesabı yapanların bulunduğunu dile getiren Ağar, "Allah bize milletimizin, memleketimizin temel meseleleri üzerinden oy hesabı yapmayı nasip etmesin. Bizim işimiz kanı durdurmaktır, acıyı durdurmaktır. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü, beraberliğini sağlamaktır. Kanın üzerinden gelen oy bize haramdır. Bizim işimiz değildir. Bizim işimiz, bizim inancımız, gayretimiz odur ki, musalla taşına şehit cenazeleri gelmesin. Bu topraklarda doğup, büyüyüp yaşayan insanlar, sonu gelmeyecek bir çatışmanın sahibi olmasınlar. Ne söylediğimizi bu milletin iyi anlaması lazım" diye konuştu.
Ağar, "Başbakan Erdoğan’ın televizyon ve meydanlardaki halinin ortada olduğunu" savunarak, "Otobüs üzerinde gezmek marifet değil. Git bakalım İkitelli’deki KOBİ organize bölgesine işletmelere gir.
Bayrampaşa’nın ara sokaklarına bak bakalım 2000 yılı öncesindeki manzara var mı? Bütün bunları görmeniz lazım. Ben bekliyorum. 1-2 gün içinde kendine gelsin. Ben babayım. Onun da baba olduğunu görüyorum. Ona birkaç gün müsaade ediyorum. Meydanlara geliyorum. Alıştınız birbirinizle zıtlaşma, kavga, öfke üzerinden, milletimize hiçbir şey vermeden yeniden aynı manzarayı millete yaşatmaya... Bir danışıklı kavganın içerisindesiniz. Türkiye bu filmi 5 sene seyretti. Üretmeyen, çözmeyen, husumetten başka bir sonuç doğurmayan bu çaresiz, çözümsüz siyaseti seyretti. Bıraktık bir hafta daha devam etsinler. Ortada hiçbir şey yoktur. Birisi manevi değerlerimizin arkasına sığınmıştır. Birisi büyük Atatürk’ün manevi hatırasının arkasına sığınmıştır. Bunlar geçti. Bunlar milletin müştereği. Bu millet bu sokaklarda, tarlalarda, meydanlarda, şehirlerde elhamdülillah müslümanım demeyi de, Cumhuriyet’le birlikte büyük Atatürk’ün açtığı yolda yürümekten de gurur duymayı bilir. Sizin aklınıza ihtiyacı yok."
"LİSTELERDE MERKEZ SAĞIN HAFIZASI KORUNDU"
Ağar, DP iktidarının ülkenin hizmetin ve insan gururunun güçlendiği dönemler olduğunu, taklitçilerin ne ölçüde Türkiye’de milleti zora ve dara soktuğunun geçtiğimiz 4,5 yıl zarfında yaşandığını söyledi.
Bugün adaylarının salonda olduğunu ve hepsi birbirinden değerli, büyük bir inancın ve Türkiye sevgisinin sahipleri olarak yollarda olduğunu ifade eden Ağar, "Bugün burada başlayan süreç, gelecekte Türkiye’nin başarı hikayesi olacaktır. Listelerin içinde gelenek muhafaza edilmiştir. Listelerde merkez sağın müşterek hafızası korunmuştur. Bir süreç içerisinde takvim sıkışıklığı içinde yetişemeyen bütünleşme, listeler yoluyla seçim formatında önü açık bir takvimle devam edecek şekilde listeler oluşturulmuştur" dedi.
Ağar, Türkiye’nin bu seçimde yarınını, 2012’ye kadar olan Türkiye’yi belirleyeceğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Türkiye ağlayan, ıstırap çeken, gözyaşlarını içine akıtan kesimlerin güveneceği başbakanını seçecektir. Sokaklarını milletin sokağı yapacak, tarlalarını gülen yüzlü çiftçilerin tarlası yapacak, fabrikalarını yeniden işçilerin, sanayicilerin heyecanını yeni baştan geliştirecek, küçük esnafını çaresizlikten kurtaracak, emeklinin umudunu yeni baştan taşıyacak, akan ana gözyaşlarını durduracak, onurlu, vakur bir Türkiye’yi yeni baştan var edecek yepyeni bir millet iktidarını, DP iktidarını var edecek. Yeni başbakanını Türkiye 22 Temmuz’da seçecek." Toplantıda, Zafer Hüsnü Taran’ın "Harp Poemi" şiiri ile buna Ağar’ın verdiği yanıt salona dinletildi.
Toplantıya, aralarında Şebnem Kısaparmak, Nevval Sevindi, Suna Vidinli, Ömer Balıbey ve Enis Öksüz’ün de bulunduğu milletvekili adayları ile Hüsamettin Cindoruk ve manken Şebnem Schefer’in da aralarında olduğu partililer katıldı. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 18:13