01 Ocak 2006 tarihinden geçerli %2,5''lik zammın mürekkebi kurumadan ve hiçbir ödeme yapılmadan doğalgaza yapılan %5''lik ve akaryakıta yapılan %2''lik artışla adeta kaşıkla verilen memur maaş artışları kepçeyle geri alınmaktadır. Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş memur maaş artışı ile karşılaşan kamu çalışanları henüz bu şoku üzerinden atamamışken hemen arkasından doğalgaza ve akaryakıta yapılan zamlarla abondone durumdadırlar.
Toplu pazarlıklardan sorumlu Başbakan yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN''in bir buçuk ay önce işçilerle yaptığı toplu iş sözleşmesinde yer alan hükümlerin daha gerisindeki bir artışı memurlara vermesinin kabul edilebilir bir tarafı yoktur.
Kamuda işçi memur ücretlerinin işçiler lehine bozulduğunu her fırsatta dile getiren bir Hükümet, toplu pazarlıklarda bu dengeyi bozacak yeni bir akte imza atmaktan geri durmamıştır.
Temmuz 2005 itibariyle ihracatın ithalatı karşılama oranının %57 gibi kritik eşiğin bile altına indiği, Temmuz 2004-Temmuz 2005 dönemi dış ticaret açığının 40 Milyar dolara ulaştığı, Ocak-Temmuz 2005 Dış ticaret açığının ise 24 Milyar dolarla tavan yaptığı bir süreçte kamu işçileri ile yapılan Toplu İş Sözleşmelerinde işçi ücretleri birinci altı ay için %3,4 ikinci altı ay için %3,4 artıran ve yapılan artısın enflasyonun gerisinde kalması durumunda aradaki farkın işçi ücretlerine yansıtılmasını teminat altına alan Hükümetin söz konusu memurlar olunca birinci altı ay için %2,5, ikinci altı ay için %2,5 maaş artışı öngörmesi ve enflasyonun maaş artış oranlarını aşması durumunda enflasyon kayıplarının telafisine ilişkin bir güvencenin öngörülmemesi tarihi bir çelişkidir.
Yetkili memur sendikalarının henüz mürekkebi kurumamış kamu toplu iş sözleşmelerini örnek almamaları toplu görüşme sürecini yönetmekte acz içinde olduklarının tipik bir kanıtıdır. Seyyanen ödenen ücretler ise hem tüm kamu çalışanlarına ödenmemekte, hem de, kök ücretlere yansıtılmamaktadır. Ayrıca, Hükümet emekli dul ve yetimin maaşına da yıllık %5''lik artış yapması ile emekli, dul ve yetimlerin ''''hadimi'''' olacağına dair sözü yerine getirmeyeceğini gösterdiği gibi himayesiz ve sahipsiz olarak kabul ettiği emekli, dul ve yetimleri perişan etmeye and içtiğini de göstermiştir.
Dış ticaret açığının ulaştığı boyutları, cari işlemler açığının altı ayda 13,6 gibi yıllık hedefi aşan bir rakama ulaşması, 3 Ekim sonrası kritik gelişmeler, IMF''nin dayatmaları, ve bölgemizdeki olası krizler Türk ekonomisinin geleceğine dair umut beslememizi engellemektedir. diyen AKAY,
Böylesine olumsuz beklentilerin arefesinde gerçekleşen enflasyon kadar maaş artışının güvence altına alınmaması memurları, emeklileri, dul ve yetimleri diri diri mezara gömme anlayışının bir tezahürüdür. Memurları, emeklilerini dul ve yetimlerini diri diri mezara gömmek isteyen Hükümetin bu mezarları yetkili sendikalara kazdırması ve defin işlemlerindi birlikte yürütmeleri utanç verici bir manzaradır. dedi
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:13