Eğitim
  • 26.12.2002 02:06

ALEMDAROĞLU DA SAVAŞ AÇTI

İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, üniversite hocalarının görevine son vermesi ve başörtüsü yasağı gibi uygulamalarından sonra şimdi de sendikacılara karşı aldığı tavırla gündeme geldi. Alemdaroğlu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı Eğitim–Sen’in üniversite içindeki temsilcileri hakkında soruşturmalar başlatırken, bir üniversite temsilcisinin görevine son verdi. Sendikacılar, okulda ‘özgür, demokratik bir yapının yeniden oluşturulması yönünde mücadele verdiklerini’ belirtirken; Alemdaroğlu, sendikacıları ‘okulun imajını bozmakla’ suçluyor. Sendikat emsilcileri ise, Rektör Alemdaroğlu’nun tehdit ve şantajlarına boyun eğmeyeceklerini açıkladı. Eğitim–Sen’in İstanbul 6 No’lu Şubesi’nin İÜ’deki Üniversiteler Şube Baştemsilcisi Barış Çoban’ın görevine herhangi bir gerekçe göstermeksizin son veren Alemdaroğlu, yine aynı şubenin Üniversiteler Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Araştırma Görevlisi Ertan Ersoy hakkında soruşturma başlattı. Görevi 29 Aralık 2002’de sona erecek İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde araştırma görevlisi olan Çoban, geçirmiş olduğu bir soruşturma nedeniyle kıdem durdurma cezasına çarptırılmasına rağmen görevine son verilmesinin ikinci bir ceza olduğunu söylüyor. Çoban, hangi gerekçelerle görevine son verildiğini öğrendikten sonra idare mahkemesinde dava açacak. Sendika temsilcisi olması, üniversite ve fakülte yönetiminin tüm anti–demokratik uygulamalarına karşı olması, özgür, demokratik ve akademik bir yapının yeniden oluşturulması yönünde verdiği mücadele nedeniyle ‘okulun imajını bozmakla’ suçlandığını öne süren Çoban şunları söylüyor: “Konuştuğum yetkililerden öğrendiğime göre üniversiteden uzaklaştırılmamın bir diğer sebebi ise araştırma görevlisi ve öğretim üyelerinin odalarına gitmem. Akademik iletişim ortamının oluşumu için bir zorunluluk olan paylaşımın gerçekleşmesi ancak öğretim elemanlarının sürekli olarak birbirleriyle iletişimiyle olasıdır. Bilimsel paylaşım yasaklanarak bilim yasaklanmış oluyor. Aynı zamanda benim sendika temsilcisi olarak tüm fakülte çalışanlarının odalarına gitme hakkım olduğu unutulmamalıdır.” Görevine gelmediği gerekçesi ile suçlandığını, kendisine ‘Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurlar Disiplin Yönetmeliği’nin 9. maddesinin b fıkrası gereğince ‘kıdem durdurma cezası’ verilmesine rağmen ikinci bir ceza verilerek gayri hukuki şekilde üniversite ile bağlarının kesildiğini anlatan Çoban, “İşime son vermekle KESK’in bir üniversite temsilcisinin de işine son vermişlerdir.” şeklinde konuşuyor. Hakkında soruşturma açılan bir diğer kişi ise Eğitim–Sen’in İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Arş. Gör. Ertan Ersoy. Ersoy, İÜ’de sendikalarına yönelik baskı ve saldırıların arttığını iddia ederek, “Bu baskı ve soruşturmalar furyası geçtiğimiz bahar gerçekleştirdiğimiz servis eylemleri sonrasında ortaya çıktı.” diye konuşuyor. Ersoy, kendisi hakkında da açılmış soruşturmalar bulunduğuna değindi. KESK Eğitim–Sen Genel Merkez Eğitim Sekreteri Fevzi Ayber ise açılan soruşturma ve ilişik kesmelerin İÜ’nün YÖK genel uygulamalarının parçası olarak değerlendiriyor. Ayber, soruşturmaları şöyle yorumluyor: “Alemdaroğlu, çizdiği sınırlar dışına çıkmak isteyenleri ve demokratik haklarını dile getirmeye çalışanları sürekli işten atma cezası verme hatta devletin mahkemelerine nakletme gibi bir tutum takınıyor. İÜ artık bilim üreten bir üniversite olma özelliğini kaybetmiştir.” Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:00

İLGİLİ HABERLER