
BAHÇELİ: BİZ TEK BAŞINA GÜREŞİP YENECEK GÜÇTEYİZ!..
ANKARA - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, erken seçim yapıldıktan sonra oluşacak yeni Meclis'in Cumhurbaşkanı seçmesinden yana olduklarını belirterek, bunun dışında kimsenin, "lale devrimi" ve "turuncu devrim" gibi demokratik olmayan yollara heveslenmemesini istedi.
Bahçeli, MHP-CHP koalisyonuna ilişkin ortaya atılan tartışmalara, "Biz tek başına iktidar hedefine kilitlendik, bunun dışında bir arayışımız yoktur. Biz tek başına güreşip rakibimizi yenecek güçteyiz, iki kişi bir olup bir kişi ile güreşmeyi doğru bulmuyoruz" karşılığını verdi. Başörtüsü konusunda erkekçe verdikleri sözün, erkekçe arkasında olduklarını ifade eden Bahçeli, AB'nin Sevr'i hortlatacak dayatmalarını reddettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanını erken seçimle gelecek yeni Meclis'in seçmesinden yana olduklarını anlatan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesine ilişkin olarak, "Argo kavramlar, azarlama ve pazarlamayla Cumhurbaşkanlığı makamına oturmak mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, Sheraton Otel'de medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ve MHP muhabirleriyle sohbet toplantısı yaparak, gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Toplantıya İhlas Holding Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol, İHA Ankara Temsilcisi İsmail Oral ve TGRT Ankara Haber Müdürü Batuhan Yaşar da katıldı.
4 Kasım 2007 tarihinde 23. dönem milletvekili genel seçimlerinin yapılacağını ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin ise 15 Mayıs 2007 tarihinde dolacağını hatırlatan Bahçeli, bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu kez de tartışma konusu haline geldiğini vurguladı. Türkiye'de her şeyin normalleşmesi ve buna tüm kesimlerin katkı vermesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasi istikrarsızlığa ve rejim krizine yol açmasına neden olmasının doğru olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı makamının tartışmaların merkezi haline getirilmesinin büyük yanlış olduğunu kaydeden Bahçeli, "Türkiye'yi bu tartışmalardan kurtarmak için erken seçim yapılmalı ve yeni TBMM anayasa ve içtüzük çerçevesinde Cumhurbaşkanı seçmelidir. Böylece Cumhurbaşkanlığı makamı tartışmalardan uzaklaştırılır ve ara rejim korkusu içinde seçim yapılması önlenir" diye konuştu.
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, TBMM'nin bu ay sonunda erken seçim kararı almasını, Ocak ayında seçimin gününün belirlenmesini ve 60 gün içinde erken seçim yapılmasını önerdi. Bahçeli, "11 Mart Pazar günü erken seçim yapılmalı, 16 Nisan günü ise yeni TBMM Cumhurbaşkanını seçmelidir.
Böyle bir durumda Meclis aritmetiği değişebilir, Meclis'e yeni siyasi oluşumlar gelebilir. AKP yine yüzde 34 oy ve 367 milletvekili çoğunluğu ile Meclis'e gelirse bütün tartışmalar son bulur. Ve herkes bu sonuca saygı duymalıdır. Ancak sayın Başbakan'ın bu durumdan kaçmaması gerekir" şeklinde konuştu.
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokratik yollar yerine kimsenin 'lale devri', 'gül devri' ve 'turuncu devrim' gibi antidemokratik yöntemlere heveslenmemesi gerektiğini savundu.
Bahçeli, AK Parti içinde yer alan MHP kökenli milletvekilleri ile parti grubu oluşturmayı hiç düşünmediklerini kaydederek, "Meclis'te böyle bir suni çoğunluk sağlamayı siyasi etiğe uygun bulmadık. Meclis aritmetiğinde oynayarak bazı olaylara dayatmada bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum" dedi.
MHP'nin, "Başörtüsü sorununu erkekçe çözeceğiz" sözünü hatırlatan bir gazetecinin, "MHP ile CHP'nin laikliğe bakışında farklılık var mı?" şeklindeki sorusuna sinirlenen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Laiklik konusunda ben, siz, Deniz Bey, Tayyip Bey, herkes Anayasa'da ifade edilen hükümleri savunmalıdır. Bu, cumhuriyetin temel ilkelerinden biridir. Bizi birilerinin yanına itmeye, birilerini bizim yanımıza çekmeye gerek yok. Başörtüsü meselesini Türkiye'nin gündeminden çıkarmalıyız.
Başörtüsü konusunda MHP erkekçe verdiği sözün erkekçe arkasındadır. Bize tek başına iktidar veriniz, bu sorunu nasıl çözeceğimizi göreceksiniz."
Kıbrıs'ı "milli dava" olarak gördüklerini ifade eden Bahçeli, Türkiye'nin AB'ye kabulünde veya reddinde Kıbrıs'ın bir araç olarak kullanılmasına karşı olduklarını kaydetti. Kıbrıs'ta iki kesimin temsil edildiği, iki ayrı yönetimden yana olduklarını söyleyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kıbrıs konusunda teslimiyetçi siyaseti ve AB'ye tam üyelik yolunda tavizler verilmesini kabul etmiyoruz. Bir hava ve bir deniz limanının Rumlara açılması ile 'bir adım öndeyiz' gibi politikalara artık son verilmelidir. Sözlü verilen sözlerin sözlü olarak millete anlatılmasında yarar vardır. Kimse Başbakan'dan yazılı bir belge istemiyor, sözlü ne söylemişse sözlü olarak Türk Milleti'ne anlatmalıdır. MHP'nin AB'ye yaklaşımı çok nettir.
Türkiye-AB ilişkisi 43. yılını yaşıyor. 43 yıldır çok değişik siyasi partiler iktidar oldu. AB süreci bu iktidar döneminde savunularak devam etmiştir. Biz haysiyetli bir davranış olarak 'onurlu üyelik' konusunu savunuyoruz. AB'nin Sevr'i hortlatacak dayatmalarına ve tavizci politikaları reddediyoruz. MHP tek başına iktidara gelirse, Türkiye-AB ilişkilerini oturup baştan sona kadar gözden geçirip, bunu AB yöneticilerine iletiriz. Ancak basında farklı, Brüksel odalarında farklı bir yöntem izlemek doğru değildir."
ERDOĞAN'IN CUMHURBAŞKANI OLMASI
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasına nasıl baktıkları yönündeki bir soruya ise, "Erdoğan AK Parti'ye genel başkan olması ve daha sonra Siirt'ten milletvekili seçilip Başbakan olmasından sonra Cumhurbaşkanlığı makamına seçimle gelmesi gerektiğini görmesi gerekir.
Erdoğan, çevresindekilerin, 'Cumhurbaşkanı olabilir' telkinleri ile hareket ediyor ve rahmetli Özal'ı model olarak görüyorsa, 4 yıllık zamanını boşa geçirmemesi gerekirdi. Toplumun hiç bir kesimini rahatsız etmeyecek tutum ve davranışları sergilemesi gerekirdi. Argo kavramlar, azarlama ve pazarlama ile Cumhurbaşkanlığı makamına oturmak mümkün değildir" yanıtını verdi.
Türkiye'de tartışmaya açılmayan hiç bir milli ve manevi değerin kalmadığını söyleyen Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kimsenin "gül, lale ve turuncu devrim" yöntemlerine heveslenmemesi gerektiğini tekrarladı. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan inatla 'Cumhurbaşkanı olacağım' diyorsa bu yanlış bir tavır olur. Meclis'te çoğunluk sağlarsak böyle bir yanlıştan ülkeyi kurtarmanın yolunu arayacağız" şeklinde konuştu.
Bahçeli, son dönemlerde ortaya atılan "MHP-CHP koalisyonu" ile ilgili iddiaların hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"Bazı değerlendirmeler yaparken, basın yoluyla da olsa dikkatli olmak gerekir. Siyasi partilerin en yetkili kurulları büyük kurultaylardır. Biz büyük kurultayda tek başına iktidar hedefi belirledik. Bu hedef dışında bir sapma-kırılma kabul edilemez. Biz tek başına iktidar hedefine kilitlendik, bunun dışında bir arayışımız yok. AK Parti'yi olduğundan büyük ve güçlü göstermenin, öyle kabul etmenin bir anlamı yok. Biz tek başına güreşip rakibimizi yenecek güçteyiz, iki kişi bir olup bir kişiyle güreşmeyi doğru bulmuyoruz."