Gündem
  • 25.2.2006 14:09

BAKAN GÜL, GAZETECİLERE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİNE AÇIKLIK GETİRDİ

ZAFER ÇAKMAK
ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türk basınına yönelik eleştirilerinde kullandığı "gizli servis" sözünün aşırı olduğunu kabul ettiğini söyledi. Gül, "Ben herhangi bir gazetecinin bir maddi çıkar ve para karşılığı herhangi bir şey yaptığını düşünmedim de söylemedim de" dedi.
Gül, Katar'a hareketinden önce, Esenboğa Havaalanı'nda bir açıklama yaptı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın daveti üzerine karikatür kriziyle ilgili son gelişmelerin gözden geçirileceği ve bundan sonra ortaya çıkabilecek bu tip problemleri önleyici tedbirlerin ele alınacağı üst düzey bir toplantıya katılmak üzere Katar'a gittiğini belirten Gül, burada ayrıca Medeniyetler İttifakı çerçevesinde oluşturulan yüksek düzeyli grubun yarın başlayacak olan 2. toplantısına katılacağını belirtti. Karikatür kriziyle ilgili toplantıya kendisinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Annan, İKÖ Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu, Arap Birliği Genel Sekreteri Emir Musa ile İspanya ve Katar Dışişleri Bakanları'nın da katılacağını kaydeden Gül, bu toplantıda, özellikle son haftalarda tırmanan karikatür kriziyle ilgili konuların ele alınacağını belirtti. Annan'ın çok öngörüşlü bir şekilde hareket ettiğini ve bu tip problemlerin çıkabileceğini düşünerek önceki yıl medeniyetler arasındaki anlayışı, kültürler ve dinler arasındaki işbirliğini geliştirmek için bir inisiyatif başlattığını anlatan Gül, bu girişimde Başbakan Erdoğan ve İspanya Başbakanı'nın görevlendirildiğini hatırlattı. Gül, bu çalışmaların etkin bir şekilde devam ettiğini kaydederek, bunların neticesinde pazarlanacak raporlar ışığında gerekmesi halinde yasal tedbirlerin alınacağını duyurdu.
Katar'da Irak ile ilgili gelişmeleri de ele alacaklarını ifade eden Gül, Irak'taki tırmanışı büyük bir kaygıyla gözlediklerini söyledi. Gül, bu tırmanışın sadece Irak'ı değil, bütün bölgeyi komşu ülkeleri ve dünyayı tehdit ettiğini vurguladı. Gül, "Ne yazık ki birçok masum insan hayatını kaybetmektedir. Ortada kışkırtmaların, provokasyonların olduğu açık bir şekilde bellidir. Bu açıdan başta Iraklı liderlerin ve komşu ülkelerin bu konu üzerine eğilmeleri gerekmektedir. Biz bu anlayışla Irak'a komşu ülkeler toplantısının yapılmasına çok önem veriyoruz. Bugün Irak'ın komşularının da, uluslararası camianın da en çok yardıma ihtiyacı olduğu bir dönemde Irak'a elinden gelen yardımı yapması gerektiğine inanıyoruz. Irak Özel Temsilcimiz Oğuz Çelikol, Irak'tadır. Gerek Şii, gerek Sünni, gerekse diğer kesimlerlerle ve resmi çevrelerle çok yakın temas içindedir. Bu görüşlerimizi herkese aktarmaktadır. Irak'taki bütün öne çıkan liderlerle görüşmektedir" şeklinde konuştu.

"KUŞ GRİBİ BÜTÜN AVRUPA'DA FRANSA'DA"
Gül, açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Türk basının yabancı istihbarat örgütlerinin yönlendirmelerine açık olduğu yönündeki ifadelerinin tepki çektiğinin hatırlatılması üzerine Gül, herhangi bir gazetecinin bir maddi çıkar karşılığı veya para karşılığı bir şey yaptığını düşünmediğini ve söylemediğini de ifade etti. Bu bağlamda kullandığı gizli servis sözünün yanlış anlamalara müsait olduğunu gördüğünü dile getiren Gül, "Onu orada aşırı bir söz olarak görüyorum" açıklamasında bulundu.
Türk toplumunun yönlendirmelere açık olduğunun ortada olduğuna işaret eden Gül, bazen Türkiye'nin çıkarları ve geleceği düşünülmeden reyting uğruna, birkaç bin daha fazla satma uğruna nelerin yazılıp çizildiğine hep beraber şahit olduklarını ifade etti. Türk basınının kendi içinde özgürce bir otokontrol mekanizması geliştirmesini arzu ettiklerini kaydeden Gül, şöyle konuştu:
"Gönül ister ki basın dünyamız, kendi içinde etik değerlerde ve bazı prensiplerde bir mutabakata varır. Hiç kimsenin müdahalesine fırsat vermeyecek herhangi bir yazılı kanuni bir mecburiyete fırsat vermeyecek şekilde, kendi etik değerlerini kendisi oluşturur. Ne yazık ki bunda yeteri kadar olgunlaşmadığı da gayet açıktır. Ben 'Herhangi bir basın mensubu şöyle para almıştır, şu maddi karşılık için şunları yapmıştır' şeklinde hiç düşünmedim bile. Ama geçen haftaki Filistin ziyareti ile ilgili yazılanlara baktığımızda kendi diplomatlarımızın verdiği bilgiye inanmayıp, yabancı diplomatların bilgisi ile hareket etmenin de yanlış olduğu kanaatindeyim. Bu terör olaylarında da kuş gribi olayında da yaşandı. Kuş gribi bütün Avrupa'da Fransa'da. Açın Fransız basının meseleyi nasıl ele alıyor görün. Bu konularda bazen yarış, bazen ideolojik saplantılar öne çıkabiliyor. Bunun zararını hep beraber görüyoruz."
Türkiye'de demokratikleşmenin reformların ifade özgürlüğünün basın özgürlüğünün temel hak ve özgürlüklerin yayılmasıyla ilgili son yıllarda yapılan bütün kanunların ve bunların uygulanmasının arkasındaki öne önemli kişilerden biri olduğunu işaret eden Gül, basının tenkitlerinden hiçbir zaman rahatsız olmadığın vurguladı. Ancak özgür basının toplumu kontrol edebileceğini ve kamu adına değerli hizmetler yapabileceğini kaydeden Gül, tenkitlerden ve eleştirilerden hiçbir zaman alınmadığını dile getirdi. Gül, herkesin kendine de bakması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'de basın özgürlüğünün sağlamlaşması için daha ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini belirtti. Bunun sadece kanunlarla olmayacağının da açık olduğun söyleyen Gül, basının kendi otokonrol mekanizmasını geliştirip yazılı olmayan bazı etik prensipler etrafında bütünleşmesi ve kendini kontrol etmesi gerektiğini bildirdi. Gizli servis lafının yanlış anlamalara yol açabileceğini bugün gördüğünü kaydeden Gül, "O kelimenin doğru olmadığını burada ifade ediyorum" dedi.

KKTC'YE YAPILACAK 136 MİLYON EURO'LUK YARDIM
Gül, hiç kimsenin kendisini basın düşmanı diye itham edemeyeceğini, bugünkü basının bu kadar özgür olmasında katkısı olan bir insan olduğunu vurguladı.
Gül, Avrupa Birliği'nin KKTC'ye yapılacak 136 milyon Euro'luk yardımı koşula bağlayan mali yardım tüzüğüyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine bunun doğru olmayacağını, daha önce söylediklerini hatırlattı. Bunun kabul edilemez kanaatinde olduklarını belirten Gül, Türkiye'nin başından itibaren mali yardım tüzüğü ile doğrudan ticaret tüzüğünün birbirinden ayrılmasına karşı çıktığını hatırlattı. Kıbrıs Türk tarafı açısından ambargoların kaldırılması yönünde atılacak özlü adımın mali yardımla birlikte doğrudan ticaret olacağına dikkat çeken Gül, bunu sağlamaktan uzaklaşan bir yaklaşımı benimsemelerinin mümkün olmadığını bildirdi. AB Konseyi'nin 2004 yılında adada yapılan Annan Planı referandumundan sonra biraraya geldiğini ve KKTC'nin karşı karşıya kaldığı ekonomik izolasyonu sona erdirmek için konseye bir görev verdiğini hatırlatan Gül, bu kararın kapsamlı çözümü etkileyebilecek bazı koşullara bağlanmaya çalışılmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı. Gül, bunun konseyin verdiği o görevle ve kararla çelişki içinde olduğunu kaydetti. Kıbrıs Türk tarafının onay vermediği bir tüzüğün nasıl uygulanabileceğini merak ettiklerini ve bunu hayretle karşıladıklarını dile getiren Gül, Türk tarafının kapsamlı çözüm sürecini sürdürmeye çalıştığı ve 24 Ocak tarihli Eylem Planı ile bu süreci güçlendirmeyi hedeflediği bir ortamda AB'nin bu tek taraflı kararının beraberinde yeni zorluklar ve yeni sorunlar getireceğini söyledi. Türkiye olarak bu görüşlerini AB'li muhataplarına her düzeyde aktarmaya çalıştıklarını kaydeden Gül, "Ümidimiz mali yardım tüzüğü konusunda girilen yanlış yoldan bir an önce dönülmesidir" diye konuştu.
Gül, bu konuda AB yetkilileriyle görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine, AB'den bazı temsilcilerin bugün Türkiye'ye gelme ihtimalinin olduğunu belirtti. Avusturya Dışişleri Bakanı'nın da Türkiye'ye gelmeyi planladığını hatırlatan Gül, son anda bir komisyon toplantısı öngörülmesi nedeniyle bu ziyaretin ertelenebileceğini, ertelenmesi halinde Avusturya Dışişleri Bakanı ile bir telefon görüşmesi yapacağını ifade etti.
Gül, "AB bu kararından vazgeçmezse Türk tarafı yardımı reddedebilir mi?" sorusu üzerine, bunun Kıbrıs Türk tarafının bileceği bir iş olduğunu ifade etti.
Gül, "Bu doğru değildir. Türkiye zaten bu yardımların 10 mislini, 100 mislini KKTC'ye yapmaktadır, yapmaya da devam edecektir" şeklinde konuştu. Gül açıklamalarının ardcn ından saat 11.30'da özel bir uçakla Katar'a hareket etti.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:56

İLGİLİ HABERLER