
BAKAN GÜL'E DE DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ GEREKMEZ Mİ?
AK Parti Müşterek Disiplin Kurulu'nun verdiği ihraç kararının
gerekçesinin kendisine ulaştığını ifade eden Koçak, ihracına gerekçe
oluşturan olayın, ele alınış biçimi ve tercih edilen yöntemin, Türk
siyasi tarihinde eşi görülmedik bir nitelik taşıdığını savundu.
Koçak, bir gazeteye verdiği demecin, parti yönetimince ihraç
gerekçesi yapıldığını, demeçteki görüşleri kendi mantıklarına göre
anlamlandırarak belli sonuçlar çıkarıldığını ifade etti.
Bir niyet okuma çabası içinde yöneltilen suçlamaların, kendisi
hakkında karar verenlerin gerçek niyeti olduğunun açığa çıktığını
kaydeden Koçak, hakkında karar verenler ve gerekçeli kararı
yazanların, eline ulaşan metinde baştan sona Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a hakaret ettiğini ileri sürdü. Koçak, şöyle devam etti:
''Bir hukuki metin değeri taşıması gereken gerekçeli kararda,
benim gazete mülakatımda söylediklerime dair açık bir delil
konamazken, 'ima etmektedir, gazetecinin sorusuyla birleştirilince,
imaj yaratmaktadır' şeklinde tamamen subjektif, önyargılı çıkarımlarda
bulunmaları esasen benim ima dahi etmeyi düşünmediğim hususların, bu
insanların kendi esas kanaatleri olduğunu göstermiştir. Diğer
taraftan, bu heyetin benim söylediklerimi değil gazetecinin sorularını
esas aldığını ve nihayetinde de gazetecinin sorularından hareketle suç
icat edilmeye çalışıldığı görülecektir.
Başbakan'a 'gergin' dediğim için beni suçlayanların, geçtiğimiz
günlerde 'AB müzakerelerinde Başbakan'ın ayağına bastım, (sakin ol)
dedim' açıklamasını yapan Dışişleri Bakanı'nı nereye koyacaklardır?
Sayın Abdullah Gül'e de benzer bir disiplin uygulaması yapılıp
yapılmayacağı kamuoyu tarafından merak konusudur.''
''YAMAN ÇELİŞKİ''
Koçak, gerekçeli kararda, milletvekilinin söz ve ifade hakkına,
saygınlığına nasıl darbe vurulduğunun görüleceğini vurgulayarak, bu
kararın, milletvekilliği statüsüne bir zarar veremeyeceğini ancak
millet iradesine büyük zarar verildiğini belirtti.
Bunun, ''çok yaman bir çelişki'' olduğunu öne süren Mahmut Koçak,
''Kendilerini, partilerini bu çelişkiye düşürenlerin önce Türk adaleti
önünde, sonra milli irade mahkemesinde, daha sonra da ilahi mahkemede
bedelini çok ağır ödeyecekleri pek tabidir'' dedi.
Koçak, Türk milletinin, AK Parti'nin bünyesinin hala demokratik
bir işleyişe sahip olamadığını gördüğünü, böyle giderse görmeye devam
edeceğini ifade etti.