Gündem
  • 9.5.2006 12:30

BAKAN TÜZMEN: BUGÜN OLSA YİNE YAPARIM

BİLGİN ŞAŞMAZ
ANKARA (İHA) - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, hakkındaki iddialarla ilgili olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile özel bir görüşmesinin olmadığını belirtirken, söz konusu iddianın, kendisini istifa ettirmeye yönelik olup olmadığını sorusunu, "Hayır zannetmiyorum. O, bu şekilde olacak bir şey değil" diye yanıtladı.
Bakan Tüzmen, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda bir basın toplantısı düzenleyerek, dün bir gazetede yer alan "CIA Raporu İle Soruşturma" başlıklı haberde ileri sürülen "Irak ile gerçekleştirilen ham petrol ticaretinde bazı özel firmalara izin verilerek devletin zarara uğratıldığı iddiasına" ilişkin açıklamada bulundu. Toplantıda, Türkiye'nin uluslararası finans kuruluşlarından birkaç milyar dolar için büyük çaba gösterildiği ve ülke ekonomisinin çok ağır bir krize girdiği 2000-2002 döneminde, neredeyse sıfır düzeyine gerilemiş olan Irak'la ticaretin, yapmış oldukları çalışmalar neticesinde 5.6 milyar dolar seviyesine geldiğini anlatan Tüzmen, Irak ile olan ticaretin geçen sene 6.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesinin de o dönemde yapmış oldukları çalışmaların, bu döneme taşınması sayesinde gerçekleştiğini belirtti. Söz konusu raporda, bu dönemde Irak ile Türkiye arasında geliştirilen ticari işlemlerin sorgulandığını dile getiren Tüzmen, 1990 savaşından sonra bölgedeki durumu hatırlattı. Türkiye'nin, BM ambargosuna uymak amacıyla Irak ile ticaretini bir anda kestiği dönemde, gelişmelerden en fazla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin ekonomik ve sosyal olarak etkilendiğini vurgulayan Tüzmen, söz konusu dönemde bölgede terör hareketlerinin başladığına işaret etti. Tüzmen, BM ambargosunun uygulandığı dönemde Türkiye ekonomisinin uğradığı kayıpların, alternatif maliyetlerle yaklaşık 180 milyar dolara ulaştığının tahmin edildiğini belirtti. BM yaptırımlar rejimine titizlikle uyan Türkiye'nin, Irak pazarı nedeniyle ortaya çıkan boşluğu, diğer ülkelerle doldurmaya çalıştığını anlattı. Ambargo kararları Türkiye'de uygulanırken, diğer ülkelerin söz konusu kararlarla hareket etmediğini ileri süren Tüzmen, "Üzülerek ifade etmek isterim ki ülkemiz bu gerçeği uzun yıllar maalesef fark dahi edemedi ve doğru yönde hareket etmekte geç kaldı. Türkiye'nin Irak ile ticarette bıraktığı boşluğu dolduran ülkelerin ekonomileri ve dış ticaretleri bu dönemde katlanarak büyüdü" dedi.

"IRAK'LA İLGİLİ TÜM KARAR VE UYGULAMALAR DEVLETİN ARŞİVLERİNDEDİR"
Irak ile yapılan bütün işlerin hukuk kurallarına titizlikle uyularak gerçekleştirildiğinin, alınan tüm karar ve uygulamaların belgelerinin devletin arşivlerinde bulunduğunun altını çizen Tüzmen, bu işlemlerin her aşamasında doğrudan Başbakanlık ve ilgili birimlerin bilgilendirildiğini ifade etti. "Irak'ta yaptıklarımız, devlette çalıştığım süre içerisinde, ülkemiz için yaptığım, arkadaşlarımla beraber yapmaktan onur duyduğum en şerefli projelerden bir tanesidir. Irak'ta yaptığımız işler, çocuklarımıza, gelecek nesillere bırakacağımız bir başarı öyküsüdür" diyen Tüzmen, bu konuda yapmış oldukları işler için "bedel ödemeye hazır olduğunu" söyledi. Ortaya atılan iddianın, "dayanaktan yoksun" olduğunu kaydeden Tüzmen, söz konusu dönemde, petrol ithalatı için başvuruda bulunan ve sınır ticaretinin düzenlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı'ndaki şartları yerine getiren firmalara izin verildiğinin altını çizdi.
Irak ile yürütülen petrol karşılığı Türk malları ihracatına ilişkin görüşmelere, kendisi de dahil bir bakan, 3 büyükelçi, başbakanlık müsteşar yardımcısı, 3 genel müdür, 6 genel müdür yardımcısı, 6 daire başkanı olmak üzere 36 bürokratın katıldığını açıklayan Tüzmen, bu konudaki iddiaları tartışmayı bile lüzumsuz gördüğünü dile getirdi. Görevi boyunca Irak ile yapılan tüm işlerin hukuk kurallarına titizlikle uyularak gerçekleştirildiğini sözlerine ekleyen Tüzmen, "Bu projeyi 1991'de yürürlüğe koyabilseydik, bölgedeki kişi başına gelir, bugün en az 7 bin dolar seviyesine gelirdi. Eğer 70 bin şoför esnafına iş bulmanın, 100 binlerce insanımıza istihdam sağlamanın, binlerce esnafımızın kapatılan kepenklerini açtırmanın, bölge ekonomisini yeniden canlandırmanın, fabrikalarımızı çalıştırmanın, kapasiteleri artırmanın, ülkemize milyarlarca dolar kazandırmanın bir bedeli olacaksa ben ve arkadaşlarım, bu bedeli severek ödemeye hazırız" diye konuştu.

"BAŞBAKAN NE ZAMAN ÇAĞIRIRSA GÖRÜŞÜRÜM"
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tüzmen, 'Başbakan Erdoğan ile bu konuda görüşüp görüşmediği sorulduğunda, kendisinin de Başbakan Erdoğan'ın programlarının yoğun olduğunu, bu nedenle özellikle bu konuda bir görüşme yapmadıklarını belirtti. Tüzmen, "Özel olarak bu konuda bir görüşmemiz olmadı. Sayın Başbakanımız ne zaman söylerse, ne zaman çağırırsa görüşürüz. Biz her zaman görüşüyoruz" şeklinde konuştu. İddiaların, kendisini istifaya zorlamak amacıyla mı ortaya atıldığı sorulduğunda ise Tüzmen, "Hayır hiç zannetmiyorum. O, bu şekilde olacak bir şey değil. Onu açık açık herkes konuşur. Ama bu şekilde hareketlerle olmaz o" yanıtını verdi. Bakan Tüzmen bir başka soruyu yanıtlarken de şöyle konuştu:
"Ben bunu basından öğrendim. Başbakanlık Teftiş Kurulu ile ilgili bana gelmiş bir yazı yok. Basında yer alan iddialar olduğu için basın toplantısı yapıyorum. 3.5 senedir yaptığım bakanlığımla ilgili şu anda bir soruşturmam falan yok. Bunlar ben ve arkadaşlarımın Dış Ticaret Müsteşarlığı yaptığım dönemdeki işlerle ilgili. Yani geçmiş dönemi kapsıyor. Şu anki dönemi kapsayan bir şey yok şu anda. Belki ilerde onlar da çıkar onu da bilemem."
Tüzmen, "Hakkınızdaki iddialar siyaset amaçlı mı ortaya atılıyor?" şeklindeki soru üzerine de, "Bütün bu olanlardan sonra siyaseti öğrenmeye banzen Tüzmen, bu işlemlerin her aşamasında doğrudanşladığımı zannediyorum. Ama kat edeceğim çok yol var onu da anlamış durumdayım" diye konuştu. Tüzmen bir başka soru üzerine de "Kurşun bir yerlerden geliyor ama kimden geldiğini tam olarak tespit edemiyoruz. Bunlar olacaktır. Böyle şeyler siyasette olağan karşılamamız gereken, daha sonrasına da hazırlıklı olmamız gereken şeylerdir" dedi.
"CIA raporunda neden yer alıyorsunuz?" şeklindeki soruyu da yanıtlayan Tüzmen, "Ben, rapor olarak Türk askeri istihbaratının, Türk Milli İstihbarat Teşkilatı'nın ve Türk emniyet istihbaratının raporlarına güvenirim. Onun dışındaki başka ülkelerin raporlarında yer almak benim için sadece şereftir" dedi.
"Başbakan Erdoğan ve sizin Türk kimliği konusunda yaptığınız konuşmalarda bir tezatlık mı var?" şeklindeki soru üzerine ise Tüzmen, "Konuştuğumuz dil Türkçe'dir, arkamızdaki bayrak da Türk Bayrağı'dır. Dolayısıyla Türkiye'de Türklük şemsiyesi altında değişik kökenli insanlar olabilir. Bizim ortak paydamız, ortak çimentomuz Türklük çimentosudur. Bunun altında herkes istediği özgürlüğü yaşayabilir" dedi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 06:04

İLGİLİ HABERLER