BAYKAL: EŞİ TÜRBANLI CUMHURBAŞKANI, TÜRBANLI BİR CUMHURBAŞKANINI GETİRİR
Baykal, türbanlı bir Cumhurbaşkanının ''''devlete türban giydirmek'''' olduğunu, devlete türban giydirilirse de ülkede artık başı açık dolaşmanın mümkün olmayacağını belirterek, ''''Cumhurbaşkanının türbanlı olması bu baskıları ortaya getirir. Önce eşi türbanlı Cumhurbaşkanı, sonra türbanlı bir Cumhurbaşkanı'''' şeklinde konuştu.
Deniz Baykal, CNN’de Ankara Kulisi programında, son siyasi gelişmeleri değerlendirirken ilginç açıklamalarda bulundu. Baykal, 2007 Mayısı’nda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in süresinin biteceğini ve Başbakan Erdoğan’ın yeni Cumhurbaşkanını bu Meclis’e seçtirmek istediğine dikkat çekerek, bunun Türkiye’de gerginliğe neden olacağı uyarısında bulundu.
Baykal, Türkiye’de bugüne kadar çok hükümetlerin gelip geçtiğini ve son dönemde 3, 3,5 yılda parlamentoların yenilenme ihtiyacı doğduğunu belirterek, bugünkü Meclis’in de 2002 Kasım ayındaki halinde olmadığını, iktidarın da muhalefetin de tartışılmaya başlandığına dikkat çekti.
Baykal, ''''Siyaseten ömrünü tamamlamış olan bir parlamentoya, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir kararı kapkaç yapar, vurkaç yapar gibi yaptırmak ülkeyi gerginliğe sokar '''' dedi.
NİSAN 2007’DE ERKEN SEÇİM MAYIS’TA CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ
Baykal, bu konuda 2007 Nisan ayında parlamentonun yenilenmesi ve Mayıs ayında da Cumhurbaşkanını yeni parlamentonun seçmesi önerisinde bulundu. Baykal, ''''Cumhurbaşkanı seçimi halktan yeni onay almış, sıcak, taze, meşruiyet almış yeni parlamento tarafından yapılmalıdır. Bu en önemli karar olacaktır. Anayasa yapıcıların da bunu dikkate alması gerekir. Cumhurbaşkanı seçimi için bunu planlamak lazım'''' diye konuştu. Baykal, aksi takdirde siyasi yapının tümden değişeceğini ve o siyasi tablonun katkı vermediği yeni Cumhurbaşkanı ile çalışması gerekeceğini kaydetti.
ERKEN SEÇİM TALEBİM YOK
Baykal, bunun bir erken seçim talebi olmadığını da vurgulayarak, erken seçimin günü geldiğinde talep edilebileceğini, şu sıralar erken seçim talebini çok anlamlı bulmadığını da bildirdi. Baykal, ''''Ama doğal olan 2006 yılında seçim yapılmasıdır. Belki de anayasayı değiştirerek dört yılı esas alan bir değişiklik yapılmalı'''' dedi.
Baykal, 9’uncu Cumhurbaşkanı Demirel’in, Cumhurbaşkanının eşinin türbanlı olmaması için Devrim Yasalarına ek bir madde konulabileceğine ilişkin önerisinin anımsatılması üzerine de, herşeyin yasayla, anayasayla düzenlenemeyeceğini, kural koymanın gerekli olmadığını, konunun sağduyuyla, akılla, mantıkla, ülkenin koşullarını dikkate alarak çözümlenmesi gerektiğini kaydetti.
TÜRBANLI KADIN CUMHURBAŞKANINA ENGEL YOK
Baykal, Fransa’da yapılacak bir AB toplantısı için Emiune Erdoğan’ın türbanlı oluşunun gözönüne alınarak, hanımlara yönelik bir program yapılmadığını ve Erdoğan’a da eşi Emine Erdoğan’ı getirmemesi konusunda bir uyarı yapıldığını anımsattı. Baykal, bu çerçevede Türkiye’nin simge olarak yarattığı görüntünün çok önemli olduğunu ve bunun Türkiye’nin nereye gittiği yolundaki mesajı verdiğini bildirdi.
Baykal, türbanlı bir kadının Cumhurbaşkanı olması için anayasal bir engel olmadığını, Meclis dışında da türbanlı bir kadının Cumhurbaşkanı olarak seçilebileceğini belirterek, ''''İyi yetişmiş, aklı başında, bir türbanlıyı getirin deseler ne olur. Doğru mu olur. Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir tartışma var. 25 yıl sonra Türkiye nasıl bir Türkiye olacak. 25 yıl sonra başı açık bir toplum mu olacağız. Ben türban için diyorum, başörtüsü demiyorum.
Başörtüsü genel, yaygın, toplumsal, tarihsel olarak hanımların örtünme tarzıdır. Bununla ilgili değil. Türban da yasak değil. Herkes kullanıyor'''' dedi.
''''DEVLETE TÜRBAN TAKMAK''''
Baykal, sorunun türbanı resmileştirmek olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
''''Türbanı, resmi devlet düzenine yerleştirmektir. Bu devletin türbanlılaştırılmasıdır. Devlete türban takılmasıdır. Devlete türban giydirirseniz başı açık dolaşmak mümkün değil. Bu serbestleşme getirmez tam tersini getirir. Dün ülkede türban diye birşey yoktu. 30 yıl önce türban var mıydı. Türban, bu devleti türbanlı bir devlet haline getirmek olarak anlaşılır. Böyle bir iddianın olmayacağını haliyle kabul ettirmek mümkün değil. Önce üniversitelerde türban kabul edildikten sonra, o türbanlı ebelik, hemşirelik, öğretmenlik yapmaz mı? Bu yapıldığında Anadolu’nun köy ve kasabalarında türbanın dışında başı açık dolaşmak günah, ayıp karşılanacak. Kentlerin varoşlarında, kahvede oturan bir adama denilecek ki ’Sen hala kızını böyle mi dolaştırıyorsun’ Toplumsal baskı, kanunların baskısından daha önemlidir. Böyle baskı olmaz diyenler Türkiye’de sonra bu noktaya gelirler. Cumhurbaşkanının türbanlı olması bu baskıları ortaya getirir. Önce eşi türbanlı Cumhurbaşkanı, sonra türbanlı bir Cumhurbaşkanı. Bu ilerici kadınlar adına alkışlanır sonra biz yanlış mı yaptık denilir.'''' Baykal, bu sözlerle Başbakan Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığına aday olmaması için uyarıda mı bulunduğunun sorulması üzerine, ''''Ben tartışmalara katkıda bulunmak istiyorum. Olayın altında yatan anlayış bu. Herkes istediğini yapar ama konu budur. Bu Türkiye’ye kimlik krizi getirir'''' dedi. Baykal, bu gelişmenin çağdaşlık konusunda katedilen mesafenin ve Türkiye’nin kimliğiyle ilgili derin kuşkulara neden olacağını belirterek, bunun iyi olmadığını söyledi. Baykal, bu dayatmaların sonunda Türkiye’nin gerginleşeceğini belirterek, ''''Türkiye, türban, İmam Hatip ve Kur’an Kursları ücgenini tartışır hale geldi. Artık bunları konuşacağız. Bu doğru bir yaklaşım değil'''' şeklinde konuştu.
(milliyet)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:19