
BAYKAL: HADİ, BAKANLARIN DOKUNULMAZLIĞI VAR, MAHDUMLARININ DA MI VAR?
TBMM Genel Kurulunda, 2008 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde partisinin görüşlerini dile getiren Baykal, Türkiye’de herkesi rahatsız eden bir yolsuzluk manzarası olduğunu söyledi.
Yolsuzluğun nitelik değiştirdiğini, yaygınlaştığını ve kökleştiğini ifade eden Baykal, "Artık bunun ansiklopedik bir anlam kazanmaya başladığını görüyoruz" dedi. Deniz Baykal, iktidarın "hortumu kestik" dediğini, ancak hortumun bir yerden alınıp, bir başka yere, iktidarın kendi yandaşlarına doğru bağlandığının anlaşıldığını öne sürdü.
Türkiye’deki yolsuzluk iddialarına ilişkin örnekler veren CHP Genel Başkanı Baykal, Tüpraş’ın yüzde 14.76’lık hissesinin satışında 750 milyon dolarlık bir yolsuzluk olduğunu savundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yolsuzluklarla içli-dışlı bir bakanlık haline geldiğini, yolsuzluk denilince akla bu bakanlığın geldiğini ileri süren Baykal, Hükümet ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının, Beyaz Enerji yolsuzluğunu üzerine almadan seyrettiğini öne sürdü.
Beyaz Enerji yolsuzluğunun hesabı sorulmadan, Mavi Akım yolsuzluğunun gündeme geldiğini anımsatan Baykal, bunların hepsinin AK Parti’nin önerisiyle atanmış üst düzey bürokratlar görev başındayken yaşanan manzaralar olduğunu iddia etti.
CHP Genel Başkanı Baykal, PETKİM’in özelleştirme ihalesine, "hakkında ihalelere katılmama hükmü verilmiş kişilerin de katıldığı"nın, artık sıradan gazete haberi haline geldiğini savundu.
MALİYE BAKANI UNAKITAN’IN OĞLUNUN ŞİRKETİ
Tokat Sigara Fabrikasının satışıyla ilgili olarak, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlunun şirketinde görev yapan santral memuruna, onayın ertesi günü 30 bin doların geldiğini iddia eden Baykal, şöyle konuştu:
"Müfettiş gidiyor, bu kişinin ifadesini alıyor, ’Sen, kimin gönderdiğini biliyor musun?’ diyor. ’Hayır, bilmiyorum’ diyor. Sana bu paranın gelmesinin bir sebebi var mı? ’Hayır’ diyor. 30 bin dolar...
Peki nasıl alınıyor? Bu santral memuru, o şirketin saymanıyla birlikte gidiyor, onunla alınıyor. Sayman paraya el koyuyor, bunu gönderiyor. Kim bu kişi? Kimin şirketi? Maliye Bakanının oğlunun şirketi... Peki Maliye Bakanının bu işle bir ilgisi var mı? Parayı gönderen kim? Mahkemeye intikal etmiş olan, yeni diye verilmiş olan ikinci el makinayı satmış olan şirket. Parayı gönderen o şirket. Parayı alan, bu şirketin bu söylediğim insanları... Ne oldu? Ne yapıldı? Aylardır bu konuda hiçbir ciddi adli mekanizma harekete geçirilmemiştir. Hadi bakanların dokunulmazlığı var, mahdumların da mı dokunulmazlığı var?" Yolsuzlukların önlenebilmesi için dokunulmazlık konusunun çözülmesi gerektiğini anlatan Baykal, "Dokunulmazlıklardan medet uman siyasetçilerin elinde ülke yönetildiği sürece, yolsuzluklarla mücadeleyi başarıya götürmek mümkün değildir" dedi.
Dokunulmazlığa muhtaç ve bağımlı siyasetçilerin yönettiği ülkelerde, yolsuzlukların ortaya çıkacağına işaret eden Baykal, "Yapılması gereken çok açıktır. Burada kürsü dokunulmazlığı olur, herkes düşüncesini söyler ama işlenen suçlardan dolayı yargı karşısında, ister milletvekili ol, ister sade vatandaş ol, herkes hesap vermemelidir. Bunu sağlamak zorundayız. Ne yazık ki bu konuda daha önce verilen sözlere rağmen hiçbir ilerleme gerçekleştirilememiştir" diye konuştu.
BELEDİYELERDE YOLSUZLUK
Belediyelerde olağanüstü bir yolsuzluk tezgahının işlediğini ileri süren Baykal, geçmiş dönemlerde normal 5 yıllık bir belediye yönetiminde, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 400 kadar imar dosyası gündeme geldiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde bu sayının katlanarak artmaya başladığını ileri süren Deniz Baykal, "Şimdi son 3.5 yılık dönemde akla mantığa sığmayan imar plan değişiklikleri belediyeyi meşgul etmeye başlamıştır. Son 3.5 yılda belediyeden geçen değişiklik sayısı 3 bin 850’dir. 400 nerede 3 bin 850 nerede?" dedi.
Baykal, "Çalışıyoruz" diye laf atan AK Parti milletvekillerine, "Evet çalıştığınız açık ama hayra değil, şerre çalışıyorsunuz. Millete değil kendinize çalışıyorsunuz" karşılığını verdi.
Plan değişiklerinin, parsel bazında ve kişiye yönelik olduğunu savunan Baykal, kendisine laf atan AK Parti milletvekillerine şöyle seslendi:
"Bu yolsuzluklar karşısında iki grup duruş var. Birisi doğrudan yolsuzluğa bulaşmış olanlar. Onların tepki göstermesini anlıyorum. Ama yolsuzluğa doğrudan bulaşmamış insanların, partizanca gayretlerle yolsuzluğu savunmaya kalkmaları, yolsuzluğu yapmaktan çok daha ağır bir suç işlemek anlamına gelir. Yolsuzluk karşısında cesaretle sesinizi çıkaramıyorsanız, hiç olmazsa sesini çıkaranların karşısına çıkmayın..." CHP Genel Başkanı Baykal, imar değişikliklerinin tamamına yakınının bürokratların muhalefetine karşın geçtiğini kaydetti.