Gündem
  • 14.1.2003 14:20

BAYKAL HÜKÜMETE '' SAKIN HA'' DEDİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin Irak'ta meydana gelecek bir savaşta hiçbir yararı olmadığını bildirerek, Hükümet'e ''Sakın ha Türkiye'yi Irak'ta savaşa sokmayın'' diye seslendi. Baykal, Hükümet'in Irak konusundaki dış politikasına ''Tavşana kaç, tazıya tut'' anlayışının hakim olduğunu söyledi. Baykal, partisinin grup toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Irak konusundaki son gelişmeleri değerlendirdi ve Hükümet'in dış politikasını eleştirdi. Türkiye'nin uzun bir süreden bu yana Kıbrıs ve Irak gibi iki önemli sorunla kuşatıldığını ifade eden Baykal, Hükümet'in tavrının toplumda giderek güven kaybına yol açtığını savundu. Baykal, her iki konuda da Hükümet'in etkin, uyumlu, tutarlı, kararlı bir politika izlediğini söyleme olanağı olmadığını ve bunun herkes tarafından rahatça saptanan bir görüntü oluşturduğunu öne sürdü. Genel tutarsızlık tablosunun Türkiye açısından üzüntü verici sonuçları olacağını kaydeden Baykal, ''Ama asıl olarak bu sorunların Türkiye'nin yararları doğrultusunda yönlendirilebilmesi şansının kaybedilmesi açısından çok büyük bir sıkıntı yaratmaktadır. Ulusal hedeflerimize yönelik etkin bir politika izleme şansından hızla yoksun kalmaktayız'' dedi. ''TÜRKİYE NE YAPMAYA ÇALIŞMAKTADIR?'' Tutarsızlıkların, çelişkilerin dış politikaya hakim olduğunun her gün örneğinin görüldüğünü ileri süren Baykal, Hükümet'e yönelik eleştirilerini şöyle dile getirdi: ''Irak'ta Türkiye, bir yandan Bush'a, bir yandan Saddam'a yönelik dostluk ve dayanışma mesajları içeren bir politikayı sürdürmektedir. Bir yandan savaş öncesi Irak'la ticari bağlantılar sağlama çabası sürdürülürken, öte yandan Irak'a yönelik bir askeri harekatın altyapısını hazırlamak üzere Türkiye'de üslerde, havaalanlarında yapılacak değişikliklerle ilgili çerçeve anlaşması imzalanmakta ve o doğrultuda işbirliğinin işaretleri kararlılıkla verilmektedir. Bunu tutarlı, uyumlu, ne istediğini bilen bir politika olarak değerlendirmek güç. Türkiye ne yapmaya çalışmaktadır? Bunu teşhis etmek güçtür. Eğer Türkiye bu yaklaşımla her tarafı idare ederek, sonuçta ülke yararlarının gerektirdiği doğrultuda bir çizgi izleme tercihi içindeyse bu önemli bir yaklaşım olarak nitelendirilebilir. Yani İsmet İnönü'nün 2. Dünya Savaşı'nda izlediği politikanın, günün koşullarında, Ortadoğu'da izlenmekte olduğu gibi bir anlayışın iktidara egemen olup olmadığını doğrusu bilemiyoruz. Bir oyalama, zaman kazanma, durumu idare etme, kimseyi karşısına almama yaklaşımına dayalı siyaset mi götürülmek isteniyor? Bu siyasetin günümüz koşullarında işleme olasılığı ne ölçüde var? Bu siyasetle Türkiye'nin nasıl bir kazanç sağlaması sözkonusu olacaktır? Bu sorular ister istemez hepimizi düşündürüyor.'' ''BU ÇORBADAN KİMİN KARNI DOYACAK?' Baykal, ''Arap ülkelerinin nabzını Başbakan Abdullah Gül'ün tuttuğunu, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'in Bağdat'ta ticari anlaşma imzalama peşinde koştuğunu, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın Musul-Kerkük alacaklarının hesabını yapmak üzere bir araştırma başlattığını, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkan Bush'a Irak'ta dayanışma içinde olunacağı izlenimi verdiğini'' söyledi. Bütün bunlardan ''nasıl bir çorba çıkacağı ve bundan kimin karnının doyacağının hep beraber görüleceğini'' ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dış politika güvenilirlik, kararlılık, netlik ister. Türkiye bu bölgede önemli bir ülkedir. Bunun sorumluluğu, bilinci içinde davranma mecburiyeti vardır. Tavşana kaç, tazıya tut, diyerek dış politika götürmenin Türkiye'ye birşey kazandırmayacağını herkes bilmelidir. Bir sıkıntılı dönemden geçiyoruz. Çeşitli yaklaşımlarla oynuyorlar. Bu yaklaşımların, sonunda nereye varacağını hep birlikte göreceğiz. Ama şimdiden birşey söylemek isterim, sakın ha Türkiye'yi Irak'ta savaşa sokmayın... Bu ilişkilerin, bu yakınlaşmaların, bu umut vermelerin, bu flörtleşmelerin sonunda sakın ha, Türkiye'yi bu bölgede bizim için hiçbir anlamı olmayan, hiçbir yararı olmayan bir savaşın içine sokmayın...'' ''BÜTÜN DÜNYADA TEREDDÜTLER OLUŞMAYA BAŞLADI'' Hükümet'in dış politikasını dikkatle izleyeceklerini bildiren Baykal, bir politikanın, vardığı yerle ölçüleceğini söyledi. Baykal, şimdiden uyarılarda bulunmanın, tereddütleri söylemenin görevleri olduğunu kaydederek, ''Bundan amaç şudur: Türkiye Irak'ta bir büyük maceranın tarafı haline gelmemelidir'' diye konuştu. CHP Genel Başkanı Baykal, bütün dünyada tereddütlerin oluşmaya başladığına da dikkat çektiği konuşmasında, İngiltere'den gelen erteleme açıklanmalarının, ABD'nin içinde oluşan tartışmaların altında nelerin yattığının düşünülmesi gerektiğini söyledi. Bağdat'ta inceleme yapan heyetin bu ana kadar Bağdat Yönetimi'nin denetim konusunda engelleyici çaba içinde olduğuna dair açıklamasının ortaya çıkmadığını kaydeden Baykal, bu manzaranın, askeri harekatın hukuki temelinin oluşturulmasını önemseyen çevrelerde tereddütlere yol açtığını ifade etti. YENİ GÜVENLİK ANLAYIŞI Konuşmasında, ''Tehdidi önceden bertaraf etmeye yönelik önleyici müdahale'' anlayışına dayalı bir güvenlik anlayışının dünyada oluşmaya başladığını da belirten Baykal, bunun potansiyel tehdidi bertaraf etmeye yönelik müdahale hakkının bulunduğu görüşüne dayandığını bildirdi. Baykal, terörün olağanüstü yaygınlaşması, nükleer, biyolojik ve kimyasal tehdidin insanlığı tehdit edecek noktaya gelmesinin yeni bir savunma gereğini ortaya çıkmasını zorunlu kılmış olabileceğini söyledi. Ancak, bunun savunma gerekliliğinin sorumsuzca, keyfi olarak, istenildiği biçimde kullanılabileceği anlamına gelmemesi gerektiğini kaydeden Baykal, ''Eğer bu anlama gelirse bu yeni savunma konsepti, güvenliği arttırma yerine tehdidin yaygınlaşması sonucunu doğurur'' dedi. Potansiyel tehdide karşı önleyici müdahale kavramının, ancak uluslararası hukuka uygun bir temel üzerinde gerçekleştirilebileceğini bildiren Baykal, ''Önleyici müdahalenin gerekli olduğu konusunda ülkesel, bireysel değil toplu, kolektif yetkili kuruluşların, BM'nin bir ortak kararına dayanması anlayışına geçmişten daha çok ihtiyaç vardır. O nedenle Irak müdahalesinde hukuk ihtiyacı her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır'' diye konuştu. Baykal, aksi durumdan dünyanın çok büyük tehditlerle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunarak, BM'nin kararının gerektiği zorunluluğunun bugünlerde daha da önem kazandığını söyledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:08

İLGİLİ HABERLER