BAYKAL: ''RESEPSİYONA KATILMAMAM 23 NİSAN'A BİR TEPKİ DEĞİLDİ''
ERSİN BAKIR
ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri Deniz Baykal, ''Resepsiyona katılmamam, 23 Nisan'a bir tepki değildi'' dedi.
TEKEL'in özelleştirilmesi konusuna da değinen Baykal, insanları bulundukları yerde mutlu edecek ve huzurlarını bozmayacak politikalara ihtiyaç olduğunu belirterek, hükümete şöyle seslendi;
''TEKEL'İN MODERNLEŞTİRİLMESİ GEREKİR''
''TEKEL'den sen kaç para alacağını sanıyorsun? Sana verdiği vergi, kazancı, karı, bütün bunları dikkate alarak sağladığı istihdam, yarım milyon çiftçi ailesine verdiği olanak, bunlar ne olacak? Bütün bunların ötesinde sattığın zaman, ne kadar sürede ne alacaksın? Dünyanın bütün ülkelerinde de TEKEL satılmış değil''
TEKEL'in özelleştirilmesi yerine modernleştirilmesi gerektiğini savunan Deniz Baykal, ''TEKEL'i modernleştirmek için yabancı sermaye ile işbirliği de yapılır, ortak projeler de geliştirilir. Ama ne yaptığını bilmek lazım. Sen çıkıp dersen ki; 'Ben hepsini satıyorum. Var mı alan? İsteyen kapsın' bunları dediğin zaman, sen bindiğin dalı kesiyorsun demektir. Bu, pek çok alanda böyledir. Dikkatli olmak lazım'' ifadelerini kullandı.
Türk Hava Yolları'nın da (THY) dünyanın başarılı havayollarından biri olduğunu belirten Baykal, ''Bir bayrak gibi THY... Adı da Türk. Sen bunu satacaksın İsviçre Hava Yolları'na, ondan sonra da THY diyeceksin. Böyle laubalilik olur mu?'' diye konuştu.
ERBAKAN'A İYİ DİLEKLER
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile CHP arasındaki diyalogun bitip bitmediği yönündeki bir soru karşısında, siyasi tarihte ilk kez istikrarlı bir hükümet ve muhalefet olduğunu ve işe iyi niyetle başladıklarını kaydeden Baykal, milletin de bunu istediğini belirterek, ''Belki AK Parti daha iyisini yapacak. Daha bir şey yapmadan niye karalayalım? Üstelik haklarını alır, kullanır halde değil. İlişkiyi kurduk, kutladık, başarılar diledik. Kendi ölçülerimiz içinde görüşlerimizi aktardık. 'Aman dikkatli olun, vazoyu kırmayın, yörüngeden çıkmayın. Türkiye'nin tarihi bir rotası var. Bu rotayı biz 23 Nisan 1920'de kararlaştırdık. O rota bizi bugünlere kadar getirdi. İyi, kötü, yanlış yapıldı, doğru yapıldı. Atışmayalım artık' dedik. Yani o duyguya sahip olanlara saygı duyarak bunları söylüyorum. Hep birlikte göreceğiz'' şeklinde konuştu.
Erbakan'ın siyaset sahnesine yeniden dönmesine de değinen Baykal, ''Sayın Erbakan'ın siyaset sahnesinde yeniden yerini almış olması dolayısıyla iyi dileklerimi ifade etmek isterim. Biz, siyasetçilerin zorla tavsiye edilmemesi gerektiği kanısındayız. Vatandaş oyuyla bu kararlaştırılmalıdır. Herkese hak tanınmalıdır. Elbette hukuk işlemelidir. Hukukun gereği yerine getirilmelidir. Hukuk bazen engeller. Bir süre sonra insanlar, hukuk içinde tekrar bir takım haklara kavuşurlar ve gereğini yaparlar. Sayın Erbakan, siyaset sahnemizin renkli bir şahsiyetidir. Kendileri halkımızın yakından tanıdığı, ilgiyle izlediği bir insandır. Bunda şaşılacak bir durum görmüyorum. Her şeyi yaşayıp göreceğiz, bu konuda bir değerlendirme yapmak bana düşmez'' dedi.
''RESEPSİYONA KATILMAMAM 23 NİSAN'A BİR TEPKİ DEĞİL''
23 Nisan'da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç'ın verdiği resepsiyona katılmamasının 23 Nisan'ın özüne karşı bir tepki olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizen Baykal, şöyle konuştu;
''Bu resepsiyona katılmayarak ne yaptık? Öncelikle şunun çok iyi anlaşılması lazım. Biz 23 Nisan törenlerine katıldık. 23 Nisan sabahı Anıtkabir'deki saygı duruşunda hazır bulunduk. Daha sonra Meclis Başkanı'na Milli Egemenlik Bayramı dolayısıyla kutlamalarımızı ifade ettik, bunun gereğini yerine getirdik. Ardından Meclis Genel Kurulu'nda 23 Nisan'la ilgili yapılan törensel oturuma katıldık ve konuştuk. Bunu da yaptık. Yani biz görevlerimizi yerine getirdik. Bu resepsiyon Sayın Meclis Başkanı'nın düzenlediği kutlama programının bir parçası, bütünü değil. Yani özü değil, sadece bir parçası. 23 Nisan'a karşı bir tepki söz konusu değil. Niye katılmadık? İktidarın tutumu, davranışı konusunda bir uyarıya ihtiyaç olduğu tespitini yaptık. Toplumda bir tepki ortaya çıkmaya başlamıştı. Bir tedirginlik vardı. Birbiri ardına yanlış işler yapıyordu. Biz olayı bir türban konusu gibi de görmedik. Bunu aşan bir nitelik var diye düşündük ve bu yüzden katılmadık.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:59