Gündem
  • 31.5.2003 16:11

BAYKAL: ''UYGULANAN EKONOMİK POLİTİKALARI BAŞBAKAN BİLE İÇİNE SİNDİREMİYOR''

DEVLET ARIK ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümeti devlet kurumlarıyla çatışmaya girmemesi konusunda uyararak, ''Devlet kendi kurumlarıyla kavga etmeye başlarsa reel faizler düşmez. Ülkede huzur, istikrar ve sükuneti sağlamak önce iktidarın çıkarlarının gereğidir'' dedi. Baykal, uygulanan ekonomik politikaları Başbakan Erdoğan'ın dahi içine sindiremediğini öne sürdü. TOBB'un 58. Genel Kurulu'na katılan Baykal, Başbakan Erdoğan'ın toplantıdan ayrılmasının ardından kürsüye çıkarak bir konuşma yaptı. Sanayici ve işadamlarının büyük ilgi gösterdiği Başbakan Erdoğan'ın toplantıdan erken ayrılmasıyla birlikte kürsüye gelen Baykal, boş koltuklara konuştu. Konuşmasının büyük bölümünde hükümete yüklenen Baykal, AK Parti iktidarının ekonomi politikalarını eleştirdi. Türkiye'de son iki yılda yaşanan krizlerin ardından uygulanan radikal ekonomik programın bedelinin siyaset tarafından ödendiğine işaret eden Baykal, 3 Kasım seçimlerinin, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik açıdan yeni bir başlangıç noktasına geldiğini gösterdiğini kaydetti. Türkiye'de tek parti iktidarının işbaşına gelmesinin kendilerini memnun ettiğini belirten Baykal, ''Ortaya ne istediğini bilen, tereddüt yaratmayan, güven veren, etkin bir yönetim kadrosunu koymalarını bekliyorduk ama olmadı'' diye konuştu. ''ERDOĞAN, EKONOMİ POLİTİKASINI İÇİNE SİNDİREMİYOR'' Başbakan Erdoğan'ın uygulanan ekonomik politikalara ilişkin tereddüt ortaya koyduğunu vurgulayan Baykal, ''Türkiye'de izlenen ekonomik politikayı Başbakan'ın da içine sindiremediğine tanık oluyoruz. Sayın Başbakan yürütülen ekonomik politikalarla ilgili tereddütünü ifade etmiştir. Acz içinde 'Yanlış yapıyorlar' diyerek ekonomik politikalarla ilgili tereddüdünü ortaya koymaktadır. Türkiye'nin ekonomi politikaları güven veren, topluma ve piyasalara güven veren bir tablo ortaya koymuyor. İktidar IMF ile anlaşmak için 5 ay zaman harcamıştır. IMF ile anlaşma döneminde ne yapacağını bilmeyen, sürekli gelgitler yaşayan bir görünüm verdiler. Seçimden sonra ne yapacaklarını bilen bir durumda olsalardı Türkiye bugün çok farklı konumda olurdu. Bu hükümet 2 ayda daha fazla serbest bırakılamayacağını, serbest bırakılırsa ne yapacağı belli olmayan bir anlayış ortaya çıkardı'' değerlendirmesi yaptı. ''MOTİVASYON BİZİ KURTARMAZ'' Ülkenin en büyük ihtiyacının güven olduğunu ancak hükümetin bu güveni henüz sağlamayacağını kaydeden Baykal, bu durumun hükümete, ekonomik istikrara ve başarıya zarar verdiğini bildirdi. Ödenen faiz ile olması gereken faiz arasında 25 puan fark olduğuna dikkat çeken CHP lideri, ''Bu iktidarın güven zaafiyetinin faturasıdır. İyiniyetle, tatlı sözlerle moral veren açıklamalarına saygı duyuyorum. Bu ekonominin bir kısmını motive etmektedir. Ama biz birbirimizi motive ederken yanlış rotalarda devam edersek, motivasyonun bizi kurtarmayacağını görürüz'' dedi. Baykal, hükümetin borç ödeyen değil borç yükünü artıran bir hükümet olduğunu da ifade ederek şunları söyledi: ''Başbakan'ın sözlerine bakınca merhamet duygumuz canlanıyor ancak rakamlar kendisini doğrulamıyor. 20 milyar dolar borçlanmıştır. Şu anki tablo hükümetin ekonomideki hedeflerini gerçekleştireceği izlenimini bize vermiyor.'' Borç miktarının artmasının kaygı verici olduğunu ancak bundan daha kaygı verici olanın reel faizler olduğunu belirten Baykal, insanlara iyimser bir hava veren tablonun yansıtılması halinde faizlerin ineceğini söyledi. Baykal, hükümeti devlet kurumlarıyla çatışmaya girmemesi konusunda da uyararak şöyle dedi: ''Devlet kendi kurumlarıyla kavga etmeye başlarsa reel faizler düşmez. Ülkede huzur, istikrar ve sükuneti sağlamak önce iktidarın çıkarlarının gereğidir.'' Döviz kurundaki düşüklüğün ''sahte cennet'' görüntüsü verdiğini kaydeden CHP lideri Baykal, kaynak tartışmalarıyla ilgili olarak da Türkiye'nin kamu harcamalarını olabildiğince azaltması gerektiğini bildirdi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ekonomide ne yapacaklarını boş nutuk atarak değil ciddi ekonomik çevrelerinin kabul edeceği gerçekliklerle ortaya koymalılar. Vatandaşların ve karşılarındaki kitlelerin nabzına göre konuşmak ciddi bir ekonomi politikası değil. Bunu kabul etmek mümkün değil.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:04

İLGİLİ HABERLER