Gündem
  • 27.2.2004 12:34

BAYKAL'DAN ERDOĞAN'A İLGİNÇ JEST...

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün yazısı: Karasakal'ın tespihi nasıl atıldı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı her gördüğümde şunu düşünürüm. Acaba kendisi ile bir gün sadece ‘‘anti-aging’’ üzerine konuşma yapsak nasıl olur? Çünkü yüzünün gerginliği ve zindeliği beni hep şaşırtıyor. Dünkü sohbet sırasında sağlığı üzerine biraz konuştuk. Yataktan kalktığında kahve içme alışkanlığı yokmuş. Her sabah kalktığında eşi, ılık bir bardağın içine bir limonu sıkıp kendisine veriyormuş. Sonra eşofmanını giyip yürüyüşe çıkıyormuş. BAYKAL DİYETİ Oran'da orman içinde 1 saat 15 dakika yürüyormuş. Yürüdüğü mesafe 7.5 kilometreymiş. Dönüşte yeşil biber, domates, maydanoz ve ceviz yiyormuş. Sigarası yok. İçkiyi çok az içiyormuş. ‘‘Ara sıra bir kadeh şarabı ilaç niyetine içiyorum’’ diyor. Merak ettiğim şeylerden biri genetik hikáyesiydi. Bu kadar dinç kalmasında acaba anne ve babasının genetik özelliklerinin etkisi var mıydı? Babası Kafkas kökenliymiş ve çok sigara içermiş. Savaşlarda, göçlerde epey yıpranmış. Annesi 70'lerinde vefat etmiş. Yani anne babaya bakıldığı takdirde, genetik hikáyesi onun bu dinçliğini açıklayıcı olmuyor. Demek ki, anne babanın genetik hikáyesi ille de tek belirleyici değilmiş. Laboratuvar özelliklerine gelince. Kolesterolü 200'ü geçmiyormuş. Kan şekeri 110'un altındaymış. Tansiyonu yokmuş ve tansiyon ilacı kullanmıyormuş. Bütün bunlardan sonra ‘‘İkinci Bahar’’ uzmanı Osman Müftüoğlu'nun Baykal'la bir mülakat yapmasının çok ilginç olacağını düşündüm. BİLMEDİĞİN BİR ŞEY VAR Siyasi meselelere gelince. Konuştuklarımızın ayrıntılarını bugünkü gazetede yayınlıyoruz. Ben Temel Reis ile Karasakal hikáyesini merak ediyordum. Seçim kampanyasında popüler bir unsur olarak bunu kullanmayı planlamışlar. ‘‘Sempatik olacağını düşündük, ama yanlış anlaşıldı’’ dedi. Ben çizimleri görmüştüm. Orada bir şey dikkatimi çekmişti. Çizgi romanda Karasakal'ın gerçekten sakalı vardır. Ancak CHP için hazırlanan bazı çizimlerde sakalının olmadığını gördüm. Baykal, ‘‘Sen çok dikkatli bakmışsın. Ama senin bile bilmediğin bir şey var’’ dedi. İlk çizimlerde Karasakal'ın elinde bir de tespih varmış. Ama Baykal daha sonra bu tespihin kaldırılmasını istemiş. Yani Erdoğan'ı kara sakallı, tespihli bir yobaz gibi göstermeyi kabul etmemiş. Bu çizimleri benim çok beğendiğim bir çizer olan Ergün Gündüz yapıyor. Ona teklifi Bülent Tanla ve Mehmet Sevigen götürmüş. Çizimlerin bazılarına Safinaz da eklenecekmiş. Baykal'la konuşurken bir şey dikkatimi çekti. Kıbrıs ve Avrupa Birliği konularında Baykal'ın söyledikleri ile kamuoyuna yansıyış biçimi arasında ciddi bir fark var. CHP Genel Başkanı, Annan Planı ile ilgili görüşlerini anlatırken insana makul geliyor. Ama gerek kendisinin gerek parti sözcüsü Onur Öymen'in anlattıklarının medyaya yansımış hali sanki daha katı, daha statükocu gibi. Kendisine bunu söylediğimde, ‘‘Bunu medya böyle yansıtıyor’’ cevabını veriyor. Baykal son günlerde basının hedefi haline gelen yardımcısı Onur Öymen'i çok net biçimde savunuyor. Kapalı kapılar ardında Türkiye'nin AB üyeliğini en çok savunan siyasetçinin o olduğunu söylüyor. Bu arada Gümrük Birliği'ne giriş sırasında birçok gizli kahramanın çalıştığını söylüyor. Verdiği en çarpıcı örnek ise eski DİSK Başkanı Rıdvan Budak. Avrupa'daki sosyalist parlamenterlerin ikna edilmesinde onun çok büyük rolünün olduğunu söylüyor. ESKİŞEHİR OLAYI Konu bir akşam önce Eskişehir il yönetiminin başkan adayının adını zamanında bildirmemesine geliyor. ‘‘Bu konuyu henüz öğrenemedim, ama arkadaşlar bunu bilerek yapmış olabilirler’’ diyor. Yani üstü örtülü biçimde Eskişehir'deki partililerin Yılmaz Büyükerşen'e destek vermeyi amaçlamış olabileceklerini ima ediyor. Ama dediğim gibi, o an için bu sadece bir tahminden ibaretti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:43

İLGİLİ HABERLER