Gündem
  • 31.12.2003 15:04

BAYKAL'DAN HÜKÜMETE 'REJİM' UYARISI: ''DİN VE SİYASETİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYİN, BİRİNİ DİĞERİNİN EMRİNE SOKMAYIN''

DEVLET ARIK ANKARA- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AK Parti'nin genel siyaset anlayışının Anayasal rejimin temel değerleriyle örtüşmediğini belirterek, AK Parti iktidarının birinci yılında Türkiye'nin 'rejim' tartışmalarıyla karşı karşıya kaldığını söyledi. Rejim tartışmalarının yapay gayretler sonucu oluşmadığını ciddi boyutlara ulaşan bir sorun olduğuna işaret ederek Baykal, ''Toplumumuz devletini de dinini de kucaklamaktadır. İkisini karşı karşıya getirmek çok yanlış. Birini diğerinin emrine sokmak kadar yanlış birşey olamaz'' uyarısında bulundu. Toplumu bu tartışmalar karşısında duyarlı olmaya davet eden Baykal, Türk halkının refleks ortaya koymamasının asıl sorun olacağını söyledi. Baykal, TBMM'deki makamında basın mensuplarıyla sohbet toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin yeni yılını kutladı. Gazetecilerle sohbet toplantısında hükümetin 2003 yılı içerisindeki performansını değerlendiren Baykal, geride bırakılan yılda ülkenin kriz sonrası bir restorasyon arayışı içerisine girdiğini söyledi. 2002 yılı sonunda yapılan seçimlerin Türkiye'de siyasi istikrar tablosu ortaya çıkardığını belirten Baykal, tek partili iktidarın ülkeye kazanç sağladığı kadar bazı riskleri de beraberinde getirdiğini kaydetti. Tek partili iktidarın siyasi istikrara ve ekonomiye olumlu yansıdığına işaret eden CHP lideri, ekonomik istikrar programının mevcut iktidar yapısıyla olumlu ve kararlılıkla uygulanabileceğini vurguladı. Hükümetin görev başına gelir gelmez ekonomik istikrar programını uygulamakta tereddüt yaşadığını belirten Baykal, sözkonusu arayışın belli çalkantıya yol açtığını ancak hükümetin sonunda programa devam etme kararı aldığını hatırlattı. Devam kararının program açısından rahatlatıcı bir sonuç olduğunu anlatan Baykal, siyasal sorunlar açısından tek parti iktidarının ciddi sorunlar doğuracağının yaşayarak görüldüğünü dile getirdi. 'AK PARTİ'NİN SİYASET YAKLAŞIMI ANAYASAL REJİMLE ÖRTÜŞMÜYOR' AK Parti iktidarının 1 yıllık uygulamalarının sonunda çok ciddi sıkıntılar ortaya çıktığını belirten Baykal, sıkıntının altında yatan nedenin hükümetin genel siyaset yaklaşımının Anayasal rejimin temel değerleriyle örtüşmeme durumu olduğunu savundu. AK Parti yöneticilerinin açıklamalarının ve bazı uygulamalarının toplumda kaygıyı arttırdığını ifade eden CHP lideri Baykal, istikrarlı tek parti hükümetinin 1 yıl sonunda kendisini rejim tartışmasının içinde bulduğuna dikkat çekti. Rejim tartışmalarının yapay gayretler sonucunda ortaya çıkmadığını, kimsenin böyle bir tartışma çıkarma derdinde olmadığını kaydeden Baykal, ''Bunlar yapay gayretler değildir. Daha ciddi manzara var. Bunun çok iyi anlaşılması lazıl. 1 yılın sonunda bu kaygılarımız ciddi boyutlara ulaşmıştır'' diye konuştu. 'ERDOĞAN'I UYARMIŞTIM' AK Parti'nin iktidara gelmesinin hemen ardından AK Parti Genel Merkezi'nde Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunan Baykal, bu görüşmede Erdoğan'a 'Rejim tartışmasını gündeme getirmeyin. Böyle bir tartışmayı tahrik etmeyin. Ülkemizin Erbakan'dan sonra böyle bir tartışmaya sürüklenmesini istemiyoruz' uyarısında bulunduklarını anımsattı. Baykal, görüşmede Erdoğan'ın da kendilerine, kesinlikle böyle bir tartışmaya girmeyeceklerinin sözünü verdiğini belirtti. AK Parti iktidarının 1 yılı içinde Türkiye'nin duyarlı olduğu, rejimin özü olan din-siyaset konusunda çok ciddi tartışmalar ortaya çıktığını vurgulayan Baykal, Türkiye'nin İslamiyet'in en huzur içinde yaşandığı ülke olduğunu söyledi. Herkesin dinine sahip çıkarak istediği gibi yaşayabileceğini kaydeden Baykal, 200 bin camisi bulunan, her yıl yüzbinlerce vatandaşını hacca gönderen Türkiye'nin İslamiyet'in en huzurlu yaşandığı ülke olduğunu bildirdi. ''Toplumumuz devletini de dinini de kucaklamaktadır'' diyen Baykal, ikisini karşı karşıya getirmenin çok yanlış olduğunu vurguladı. Türkiye'nin müslüman ülkeler arasında model ülke olduğuna işaret eden Baykal, kimsenin Türkiye modelini tahrip etmeye hakkının olmadığını kaydetti. Din ve siyasetin birbirinden temel farklılıkları olan iki insani temel nokta olduğunu belirten Baykal, din ve siyasetin gereğinin ayrı ayrı olduğunu söyledi. Dinde doğruların değişmediğini ancak siyasetin günün koşullara göre değişiklik gösterebileceğini ifade eden Baykal, ''Birini diğerinin emrine sokmak kadar yanlış birşey olamaz'' uyarısında bulundu. 'BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARININ O GÖREVE GETİRİLMESİ RASTLANTI DEĞİL' CHP lideri Baykal, konuşmasında Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e de sert eleştiriler yöneltti. Başbakanlık Müsteşarı Dinçer'in din-siyaset-devlet ilişkisinin kuruluşundan rahatsız olduğunu ve cumhuriyetçilik, laiklik ve milliyetçilik anlayışının dinselleştirilmesi gerektiği yönünde tez ortaya koyduğunu hatırlatan Baykal, Dinçer'in Başbakanlık Müsteşarlığı görevine getirilmesinin rastlantı olmadığını söyledi. Hükümetin bu konuda gereğini yapması gerektiğini ifade eden Baykal, Dinçer'e yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü: ''İnanıyorumki, sayın Başbakanlık Müsteşarı'nın görevi dinci bir partinin iktidara gelmesi halinde iktidar kadrolarına getirilmesiyle ibaret değil, devlet işleyişinin değişmesini de sağlaması gerekiyordu. Cumhuriyetin, laikliğin, milliyetçiliğin öneminin kalmadığı inancına sahip bir Başbakanlık Müsteşarı var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, bir bilim adamının bunlara inanıyor olması ayrı, Başbakanlık Müsteşarı'nın buna inanıyor olması ayrı. Bugünü değil geleceği de hazırlayan bir insan. Kamu Yönetim Reformu'nu hazırlama görevini üstlenen bir kişidir. Hem de bunu otoriteyi dağıtarak hayata geçirmeyi planlıyor. 70 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında Başbakanlık Müsteşarlığı görevine bu düşüncelere sahip bir kişinin gelmesi rastlantı mıdır? Yoksa bu düşünceleri nedeniyle mi müsteşar yapılmıştır? Herkesin aklında bu var. Gömleğini değiştirmediğini söylüyor. Ancak sayın Başbakan 'Gömleğimi değiştirdim' diyor. Buna inanan var, inanmayan var. Gömleğini değiştirdiğini söyleyen Başbakan'ın müsteşarı 'Ben gömleğimi değiştirmedim' diyor. Ciddi olarak bunu tevil etmek lazım. Hiçbir inandırıcılığı yok. Türkiye değerlendirmeyecek kadar aciz bir toplum değil. Bilinçli bir atama sözkonusu''. Türkiye'de rejim tartışmalarını gözden kaçırmanın yanlış olacağını vurgulayan Baykal, Türk halkının duyarlılığını ve reflekslerini kaybetmemesi gerektiğini söyledi. ''Türkiye bunu hazmediyorsa, bunun gereği derhal yapılmalıdır'' çağrısını yapan Baykal, tüm toplumu duyarlı olmaya davet etti. Baykal, İstanbul'da ilahiyat profesörleri tarafından polislere 'caferilik ve şiilik sapkınlıktır' yönünde dersler verildiğini öne sürerek, tüm bu gelişmelerin Türkiye'nin huzurunu bozmak için planlı bazı merkezlerin ortaya attığı yanlış uygulamalar olduğunu kaydetti. 'ATATÜRK'E MAREŞAL ÜNVANINI MECLİS VERDİ' Baykal, 'Meclis'teki mareşal formalı Atatürk fotoğrafları değişsin' diyen AK Parti Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu'ya da sert tepki gösterdi. ''Bu insanlar ne yapmak istiyor. Türkiye'nin derdi mi kalmadı'' diye soran Baykal, ülkenin gercek gündeminin bu olmadığını söyledi. Atatürk'e verilen mareşallık ünvanının Türkiye'nin bağımsızlığını kazanma mücadelesinin simgesi olduğunu belirten Baykal, mareşallık ünvanının İstiklal Savaşı'nın zaferle sonuçlanması nedeniyel Atatürk'e verildiğini ifade etti. İstiklal Savaşı'nı simgeleyen bu üniformaya karşı gelişen tepkileri 'sağlıklı' bulmadığını belirten CHP lideri, AK Parti'li vekilin anlamsız sürtüşmeleri tahrik eden bir açıklama yaptığını vurguladı. AK Parti'lileri iyiniyetle eleştirdiklerinin de altını çizen Baykal, toplumun reflekslerinin çalışmaması ve bunu içine sindirmesi halinde asıl sıkıntının başlayacağını kaydetti. Bu bölümdeki sözlerini bir hikaye ile destekleyen Baykal, ''Kaynayan kazanın içine kurbağa atmışlar. Kurbağa kaynayan suya karşı refleks ortaya koyarak, kendini kazanın dışına atmış. Kurbağayı bir de soğuk su kazanının içine atmışlar. Su yavaş yavaş ısındığı için kurbağa tepki gösteremez hale gelmiş. Lütfen bu yanlışlara alışmayalım. Tüm bunların iktidarın üzerinden 1 yıl geçmeden yaşanması üzüntü verici'' değerlendirmesini yaptı. BAŞBAKAN'A 'TİCARET' GÖNDERMESİ Baykal açıklamalarının sonunda 2004 yılının Başbakan için de atılım yılı olmasını diledi. Başbakan Erdoğan'ın bir şirkete ortak olmasını değerlendiren Baykal, ''2004 yılı Türkiye için bir atılım yılı olacak. Sayın Başbakan için de ticari atılım yılı olur inşallah. Başarılar diliyorum, hayırlı, bol kazançlar temenni ediyorum'' dedi. Baykal, daha sonra gazetecilere pasta ve meyve suyu ikram etti. Meclis'te artık Cola Turka satıldığını anımsatan Baykal, servis yapan garsona 'Bana da bir Cola Turka lütfen' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:21

İLGİLİ HABERLER