Gündem
  • 7.7.2008 12:48

BAYKAL'DAN ŞAŞIRTAN ÇIKIŞ: KAPATMA OLMAZSA SİYASET FERAHLAYACAK

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon operasyonuyla ilgili süreci eleştirerek, "Hiçbir dava siyasetle bu kadar içli dışlı olmamıştır. Bu hesaplaşma kapatma davasına misilleme oalarak hazırlanmıştır" dedi.

Habertürk'te yayınlanan "Basın Kulübü" programında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, son dönem yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Baykal şunları söyledi:

BAŞBAKANIN SORUNU VAR: Başbakan'ın kişisel bir sorunu olduğundan hiç kuşkum yok. Daha böyle bir konu yokken belli çevrelerle hesaplaşmak için bir arayış ortaya koymuştur. Danıştay cinayetinin ertesi günü derin bir komplo olduğunu ve bunun içinde benim de olduğumu öne sürmüştü. Başbakan Yardımcısı "Sürprizlere açık olun demişti" danıştay kararlarına karşı çıkan birinini tepkisini ortaya koyan birinin ceza vermesi olarak düşünemiyordu. Bu işle hiç ilgisi olmayan kişilerin böyle bir tertipi hazırladığı inancı içindeydi. Bu bağlantıyı hala savunduğunu söylemektedir. Başbakan bir komplo arayışı peşinde. Muhalefetin de bunun bir parçası olduğunu düşünüyordu. Konu yargıya intikal etti. AKP yanlısı medya da böyle yayın yaptı. Cinayeti işlediği ortaya çıkan kişinin babası "Çocuğun şerefiyle oynamayı, ayıptır" diye tepkisikini koymuştur. Hala bu cinayeti, "Generallerin işlediğini, Balbay'ın işeldiğini, Aygün'ün işlediğinin kanıtlayabilir miyiz?"in peşinde.
Bu konularda sadece onun değil kabinenin pek çok isminden benzer açıklalmalar ortaya çıktı.

* HİÇBİR DAVA SİYASETLE BU KADAR İÇLİ DIŞLI OLMAMIŞTIR: Türkiye'de daima çeteleşmeler olmuştur. Çeşitli amaçlarla kendilerine misyon edinen yığınla insan var. Onlar ayrı. Devlet bunları izler, gerekirse yakalar, hesabını sorar. Ama burdan saygıdeğer insanlara hesap soracaksınız. Bu ayıp. Hepimiz biliyoruz bir medya oluşumu gerçekleştirildi. Bu medya, sistematik biçimde belli bir yönlendirme yaptığını biliyoruz. Bir süredir, 1 Temmuz'a gelmeden "Derhal harekete geç" dediler Başbakan'a. Öyle anlaşılıyor ki bu tartışma Başbakanın karar noktasında netleşti. Bu operasyonu kim başlattı? Savcılar mı? Arkasındaki arka planı görmezden görmek mümkün mü? Hiçbir dava siyasetle bu kadar içli dışlı olmamıştır. Bu hesaplaşma kapatma davasına misilleme oalarak hazırlanmıştır. Bunu görmemek mümkün mü?

* SANKİ DARBE TEHLİKESİ VAR: Darbe mi var? Nereden çıktı? Toplumu bu fikre hazırlıyorlar. Sanki darbe tehlikesi var. Kimmiş darbeyi yapacak? Emekli komutanlar. Niye görevdeyken yapmadılar? Neye dayandırdılar? Emekli komutanın günlüklerine. Siz onu çağırıp sordunuz mu?

* OPERASYON BİRLİKTE GÖTÜRÜLÜYOR: Bu operasyonun hedefini, bu operasyonları sahiplenen medyada açıkça görüyoruz. Hiçbir dava belli çevrelerin desteğiyle yürümemiştir. Diyorlar ki "İlhan Selçuk'un kapısı çalınacak" Bu gözaltına alınmadan önce söylendi. Bu sistematik bir olay, bir gazetecilik başarısı değil. Bu birlikte götürülüyor. Bu siyasi olayın arkasında Başbakan'ın bulunduğu görülüyor. Bu tahkikat yollarında beraber yürüdüler. Kiminle? AKP'nin yandaş kadrosuyla. Bilmem kime doğru genişlenecek dendi, onlara doğru genişledi.

* BAŞBAKAN SAVCISIYSA BEN DE AVUKATIYIM: Başbakan savcı gibi davranıyor. "Başka kapıya" diyorlar. Muhalefet milletin temsilcisidir. Milletin başına gelecek her şeyin savunucusu elbette siyasetçilerdir. Kuddusi Okkır'ı izlerken üzüzlmüyor musunuz. bunun elbette bir avukatıyız. Ben zaten halkın avukatı olduğumu iftiharla söylerim. Şimdi Mustafa Balbay için hukuk ihlal edilmedi mi? Ne olacak? Van'daki rektöre ne olduysa ona da o olacak? Adli bir olay mı bu? Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin. Burda da aynı olay. Bir ülkede başbakan davaları savcısıysa ben de o davaların avukatıyım.


* ASKERLERLE İLİŞKİ BAKIMINDAN MAĞDUR OLAN BİZİZ: Ben daima sivil, demokratik bir siyaset anlayışının içinde yer aldım. CHP içinde yer alanlarının çoğu 12 Mart, 12 Eylül mağdurlarıdır. Askerler ilişki bakımından en büyük mağduriyeti biz yaşadık. Ama hiçbir zaman hesaplaşma içine girmedik. Onlar da işini yapacak biz de...Herkes işini yapacak. Çok açık bir anlayış içindeyiz. Şu anda da CHP'nin halkın oyu dışında hiçbir iktidar arayışı yoktur.
Türkiye'de demokrasi işlemez hale gelirse bu bizim için yenilgi olacaktır. İktidara gelemezsek değil, demokrasi projesi bizim projemizdir. 1950'lerde parçası olduğumuz siyaset çizgisi Türkiye'yi çağdaş bir ülke olma yolunda büyük adımdır.

* İŞSİZLİĞİ ÇÖZÜN DİYE OY VERİLDİ: Bu insanların tümü AKP'ye karşı, bu iktidarın laik cumhuriyete karşı olduğunu söylüyor. Milyonlarca insan bunları yapın diye oy vermedi. İşsizliği çözün diye oy verdi.

ABDULLAH BEY SEVDİĞİM İNSAN AMA ONUNLA OLMAZ

* TOPLUMA GÜVEN VERECEK CUMHURBAŞKANI YOK: Türkiye bu noktada ülkenin sorununu doğru tarif edecek, yargıya müdahaleye izin vermeyecek ve topluma güven verecek bir cumhurbaşkanı yok. Sorun da bu. Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında hükümetin uzantısı omaması gerektiğini söylemiştik. Ama o zaman binbir demogojiyle buna karşı çıkıldı. Abdullah Bey benim sevdiğim bir insan ama onunla olmaz! Özkök de bir yönlendirme olsa, akil adamlar bir araya gelse diye iyi niyetli bir telkin yapmıştır.

ANAYASA MAHKEMESİNDEKİ KAPATMA DAVASI

* YENİ BİR TÜRKİYE ÇIKACAK: Kimse telaş etmesin. O acıları yaşayan insanlar bir süre sonra boşuna yaşadıklarını bu acıları görecek. Bırakın biraz daha yaşasınlar. Türkiye buradan çıkar. Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla yeni bir Türkiye çıkacak. Dava reddedilirse AKP ferahlayacak. Davayla hesaplaşma ihtiyacı ortadan kalkacak. Türkiye siyasetinin iç gerilimi ferahlayacak. Bugüne kadarki uygulamalarından ders alacaklar. Savunma öyle söylemiyor ama buradan bir umut bulmaya çalışıyorum. Biz bu Türkiye'nin bu sürece gelişini önlemek için çok yoğun çaba harcadık. 5 yıl sözümüzü dinlediler. Sonra bu yola girdiler. Anayasa Mahkemesi'nin kararı ne olursa olsun gerekli katkımızı yaparız.

* DEMOKRASİ İŞLEMELİDİR: Dava kabul edlirse taze bir başlangıç yapması halinde yararlı bile olabilecektir. CHP olarak katkı da sunarız. Demokrasi işlemelidir, laik demokratik cumhuriyet korunmalıdır. İstanbul'daki dava bu davadan birebir etkileniyor. Kapatma olursa da olmazsa da İstanbul'daki dava etkilenir.

SEÇİM OLASILIĞI VAR MI?

* KARAR TBMM'DEKİ ÇOĞUNLUĞU ETKİLEMEYECEK: Varsayıma dayalı olarak siyasi değerlendirme yapmak doğru değil ama hangi karar halinde seçim olur? meselesi önemli. Kararla Meclis çoğunluğu değişmeyecek. AKP'nin parlamento çoğunluğu nasıl bir siyasi yapılanma içinde olacağı gündeme gelecektir. Ülkenin bu noktaya gelmesinin sorumlusu AKP üst yönetimidir. Bu noktaya girmemesi için çok uğraştık. AKP'nin üst yönetimi değişse de çatışma yaşayacaksak, bu doğru değil.

* BAŞBAKANIN KİŞİSEL SORUNU: Yeni seçim tartışmasını gündeme getiren Başbakan'ın kişisel konumu. Dokunulmazlık zırhının kalktığı takdirde Başbakan'ın bununla yaşama zorluğu var. Parlamento çoğunluğunda değişim olmayacağına göre Başbakan'ın ihtiyacı doğrultusunda seçim gündeme gelecektir. Dokunulmazlık zırhına ihtiyacı var Başbakan'ın. Seçim ihtiyacı da oradan geliyor. Başbakan'ın bir sürü dava dosyası var.

SABAH- ATV'NİN SATIŞI

* BUNLAR İNSANLARI GERİZEKALI MI SANIYOR: Şimdi sen gelmişsin dokunulmazlık zırhına girmişsin sonra da Sabah ATV ihalesine girecekleri teker teker ekarte edeceksin. Gece 23.30'da en iddialı talipliyle konuşacaksın. Ayrıldıktan sonra o sözkonusu kişi ben bu işte yokum diyecek. Ne konuştunuz diyorsunuz. İşte yılda iki defa verdiğim ekonomik brifinglerden birini verdim. Affedersiniz bunlar Türkiye'deki insanları gerizekalı mı sanıyor?

* BU KADAR KREDİYİ NE KOÇ NE DE SABANCI ALDI: Kimdir o şirket başbakanın damadının genel müdürü olduğu şirkete verecekler. Bu parayı nereden bulacaklar? Vakıflar ve Halkbankası yani kamu bankası . Kaç para? 750 milyon dolar. Bu kadar krediyi cumhuriyet tarihinde dünyada tanınan ne Koç Holding ne Sabancı Holding alabilmiştir. Bunlar alamamıştır ama Turkuvaz Holding'e verilmiştir. Kim söyledi onu bankanın genel müdürü söyledi. Üstelik buna teminatsız verdiler. Neden teminatsız veriyorsun dediler? Genel müdür, TBMM'de ilgili komisyonda çıktı dedi ki, biz Koç'a da aynı şekilde verdik dedi. Ertesi gün Koç'un yetkilisi hayır biz bu kadar kredi almadık dedi. 24 saat içinde tekzip edilen bir banka genel müdürü ortaya çıktı. Bütün bunlar yok sayıldı. Şimdi bize demokrasi dersi veriyorlar. Ben demokrat olmayacağım. Demokrat olmak banka kaynaklarıyla yakınlarına gazete almak mıdır?

KANALTÜRK'LE İLGİLİ BELGELERİMİZ MAHKEMEDEN SIZDI

* KARAR KANALTÜRK'LE İLGİLİ DEĞİL: Uzun bir süre boyunca CHP'nin Kanaltürk'le ilişkisi konusunda yolsuzluk yaratıldığı izlenimi yaratılmak istendi. CHP'nin dosyalarını izncelemek üzere bir heyet gönderildi. Biz tam bir şeffaflık anlayışı içinde her türlü belgeyi Anayasa Mahkemesi'ne gönderdik. Karar Kanaltürk'le ilgili değil.
Kanaltürk olayı, CHP'nin medyası yok. Bu bir ihtiyaç. Biz bir sözleşme yapmıştık o sözleşme çerçevesinde belli bir işbirliği tertip ettik. Bu harcanan para bu işbirliği çerçevesinde gerçekleşti. Bunda bir yanlışlık yok.

* YANDAŞ MEDYAYA SIZDIRILDI: Bizim verdiğimiz bilgiler yandaş medyaya anında servis edildi. Sadece bizim Anayasa Mahkemesi raportorüne emanet ettiğimiz belgeler o gazetelerin manşetlerinde yer aldı. Bizi Anayasa Mahkemesi mi inceliyor, dinci medya mı? Genel sekreterimiz Anayasa Mahkemesi Başkanını aradı, durumu anlattı. Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanımız da üzüntülerini ifade etti. Ama olay devam etti. Kanaltürk olayında bir şey olmadığını görüyorlar. Bizim 10 yılımıza bakıldı. 10 yılın önemli bir kısmı daha önce incelenmişti.

* HESAPLARDA NELER EKSİK ÇIKTI: Özel bir ekip incelenmiş hesapları bir kez daha inceledi. Neler çıktı? Harcamaları yaparken yanlışlık yaptığımız, neymiş yanlışlık? Şu anda dahi bize bir tebligat yapılmış değil. Bir defa bizim bunu görmemiz lazım. Bizim cevaplarımız dinledikten sonra Anayasa Mahkemesi'nin karar alması uygundur. Gazetelerden öğrendik. Biz bilmiyoruz. Efendim partide çalışanların bir kısmını emekliye ayırmışız. Bir kısmıyla yeniden sözleşme yapmışız. Bu bütün kurumlarda yapılan bir uygulama. Diyor ki Anayasa Mahkemesi "Bunu yapamazsınız?" Sen Maliye Bakanlığı mısın? Başka ne var? Birini görevlendirmişiz, "Sen git Malatya'da çalış" demişiz. Ne yapmış orada? Otel masrafı...Biz ona para ödemişiz, ödeyemezmişiz. Bize yansıyan bunlar.


HERKES DİNİNİ İSTEDİĞİ GİBİ YAŞIYOR

* SENİN KAFANDA HANGİ İSLAMİYET VAR: Türkiye'de müslümanlar dini bakımdan baskı altındaysa, kaç yıldır iktidardasın. Nereden kaynaklanıyor bu? Anayasa'daki laiklik tanımından dolayı söylüyorsan orada ciddi bir sıkıntı var. Herkes dinini istediği gibi yaşıyor. Bir sıkıntı yok, herkes hayatından memnun. Ama Dışişleri Bakanı "Türkiye'deki müslümanlar baskı altında" derse senin kafanda hangi İslamiyet var? AKP kadrolarının zihninde bundan sonra da "Din camiye hapsedilemez" derse...yahu oynamayın bununla. Batı yüzyıl bunun sıkıntısını yaşadı. Atatürk bu sıkıntıları yaşamadan bu ayrımı yaptı.

SOSYALİST ENTERNASYONAL NE OLACAK?

* İŞİN ALTINDA TERÖRLE MÜCADELEDEKİ TUTUMUZ VAR: Sosyalist Enternasyonal dünya çapında bir kuruluş. İşin içinde daha milli kurtuluş mücadelesi veren partilerden AB üyesi ülkelerin partilerine kadar pek çok ülkenin partisi bir arada. AKP diyor ki "CHP bizi engelliyor", "Siz atsanıza onu Sosyalist Enternasyonal'den" diyorlar. İşi gücü bıraktılar bizim üzerimiz çullanıyorlar. Rahatsızlığının altında, terörle mücadelede bizim sergilediğimiz tutum. Mesela bir önceki Sosyalist Enternasyonal'de Barzani ve Talabani'ye karşı konuşma yaptım. Bazı Avrupalılar kızdı. Bugün Talabani "PKK Kuzey Irak'ı terk etsin" diyor. Bizim 1 sene önce söylediğimizi söylüyor.

* DÜNYAYA AÇILMAKTAN KAÇMIYORUZ: Türkiye'nin ulus-devlet olmasını sahiplenmemizden, laiklik anlayışımızdan batılı devletler rahatsız. Bizi de AKP ile kurdukları ilşkinin zeminine çekmeye çalışıyorlar. Biz bunları görünce dedik ki "Ne haliniz varsa görün" İlk kez Türkiye'nin bu kadar tartışılan konularla ilgili alyhimizde karar alınmadı. niye CHP ciddi bir tavır takındı. Şimdi heyet gelecek. Bunun arkasında CHP'yi etkileme arayışı olabilir. Biz de komisyon kurduk. Sosyalist Enternasyonal'deki geleceğimizi irdeleyeceğiz. Sen lailkliğin Türkiye için öneminin farkında mısın? İsveç'ten gelip bize akıl fikir vermeye çalışıyorlar.
Bizim anlayışımıza uygun bir süreç izlerlerse kalırız. Brüksel'de bir büro açtık. CHP'nin politikalarını aktaracak. Dış dünyadan kaçmıyoruz. Ama kendi görüşlerimizi anlatmanın somut adımını atıyoruz.

ÖNDER SAV'IN "HAC" SÖZLERİ

* ANLAŞIYIMIZ AÇIK VE NET: Bu konularda bizim anlayışımız net. Herkesin inancına derin bir saygı duyuyorum. Herkesin inancını özgürce yaşamasını savunuyorum. Kimsenin başkasının kutsalına, inancına saygısızlık yapmaya, hakaret etmeye hakkı yok.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Anayasa değişikliğinin altında yargıyı kontrol altına alma çabası var. Bu çok açık ve net. Hakimliğe seçilecek öğrencinin seçimi noktasından başlamak üzere. Yargıtay koridorlarında seçilecek hakim listeleri...En vahim olan bu. Maalesef bunlarla uğraşıyoruz. Bu konuda pek çok siyasal girişim yapıldı.

Cemaatleşme, kadrolaşma ile başladı. Daha sonra bunun bir otoportresinin olduğu ortaya çıktı. Bugün kritik noktalarda bu kadrolaşmanın olduğu çok açık.

Ergenekon diye bir örgütlenme gündeme getiriliyor. Ondan daha önemli, devlet içine yerleşmiş kadrolar var. Medyaya yerleşti, yargıya yerleşti. Fotoğraf bu. Üzüntüyle izliyoruz.

Ben daima sivil, demokratik bir siyaset anlayışının içinde yer aldım. CHP içinde yer alanlarının çoğu 12 Mart, 12 Eylül mağdurlarıdır. Askerler ilişki bakımından en büyük mağduriyeti biz yaşadık. Ama hiçbir zaman hesaplaşma içine girmedik. Onlar da işini yapacak biz de...Herkes işini yapacak. Çok açık bir anlayış içindeyiz. Şu anda da CHP'nin halkın oyu dışında hiçbir iktidar arayışı yoktur.

Türkiye'de demokrasi işlemez hale gelirse bu bizim için yenilgi olacaktır. İktidara gelemezsek değil, demokrasi projesi bizim projemizdir. 1950'lerde parçası olduğumuz siyaset çizgisi Türkiye'yi çağdaş bir ülke olma yolunda büyük adımdır.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 08:03

İLGİLİ HABERLER