Gündem
  • 6.4.2002 15:38

BAYRAKTAROĞLU: KRİZLERİN SEBEP SONUÇ İLİŞKİLERİNİ İYİ TAHLİL ETMEK GEREKİR

KAYNAK : Haber Vitrini MEHMET CANITATLI İSTANBUL - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Tansu Çiller'in siyasi danışmanı Memduh Bayraktaroğlu, "5 Nisan kararları sıcak para politikalarının, 21 Şubat krizi ise hükümetin kamuoyuna verdiği sözlerin yerine getirilmemesinin bir sonucudur" dedi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in başkanlığındaki DYP - SHP hükümetinin 5 Nisan 1994 tarihinde aldığı ekonomik kararlarının 8'inci yılında İHA'ya değerlendirmede bulunan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in siyasi danışmanı Memduh Bayraktaroğlu, "Krizlerin sebep sonuç ilişkilerini iyi tahlil etmek gerekir" diye konuştu. "Türkiye'nin krizden kurtulmanın kapısını aralanmasını ummak başka şey aralanmadığın söylemek farklı şeylerdir" diyen Bayraktaroğlu, "Temennimiz aralanmış olmasıdır ancak tespitimiz böyle bir şey olmadığını aksine krizin derinleştiği yönündedir" diye konuştu. "TL'YE AŞIRI FAİZ" Türkiye'de 5 Nisan 1994 ile 21 Şubat 2001 ekonomik kararlarını kıyaslarken teşhisi doğru koymak gerektiğini ifade eden Bayraktaroğlu, "5 Nisan kararları 1987 yılından itibaren dövizin bastırılması için Türk Lirası'na aşırı faiz uygulanıyordu. Yurt dışından 'dolmuş para' diye tabir ettiğimiz, gelip kısa süre kalan ve kaçan paralar Türk Lirası'na dönüştürülüp Hazine'ye satılıyor, oradan elde edilen yüksek faiz gelirleri ile tekrar dolara dönülüp o para da dışarıya çıkarılıyordu" dedi. Paradan para kazanmanın ticaret haline dönüştüğünü belirten Bayraktaroğlu, "Bu uygulama adeta bağıra çağıra gelen krizin ayak seslerine rağmen 1993 yılına gelindiğinde Tansu Çiller'in Başbakanlığı'nın ilk döneminde de sürdü. 1993 senesinin sonralarına doğru Türkiye'de terörle mücadele hareketi başlamıştı. 5 Nisan kararları böyle bir dönemde alınmıştır. Ancak şunu belirtelim 5 Nisan kararları 1987'de Rüştü Saraçoğlu'nun Merkez Bankası Başkanlığı'na getirilmesiyle başlatılan sıcak para politikalarının bir sonucudur. 2000 Kasım ve 2001 Şubat'ında yaşadığımız krizler ise 9 Aralık 1999'da uygulamaya konulan sözde ekonomiyi kurtarma programının bir neticesidir" diye konuştu. "DOĞRU TEŞHİS, DOĞRU TEDAVİ" DYP - SHP koalisyonu doğru tespit yaptığını belirten Bayraktaroğlu, "Yüksek faiz politikaları piyasada para arzına neden oldu. Bu da talep enflasyonunu beraberinde getirdi. Yatırımlar o dönemde yüksek faizden dolayı durmuştu. O dönemde ilk adım da IMF'den yardım istendi. IMF kendi hazırladığı programın uygulanmasını istedi. Sayın Çiller o vakit IMF'ye 'Türk ekonomisinin dış borçlarını ödeyebileceği konusunda bir garanti vermenizi istiyoruz' dedi. IMF hükümetin programını kabul etti. Böylece ekonomi içerden toplanan paralarla 6 ayda ayağa kalktı. 3 milyar dolar olan döviz rezervi 6 ayın sonunda 16 milyar dolara çıktı. 9 Aralık 1999 tarihinde döviz rezervleri 34 milyar dolardı. Bu para ile dünyada mali kriz yaşayan tek ülke Türkiye'dir" dedi. "HÜKÜMET BİZİ ALDATTI" 5 Nisan kararlarından önce hükümetlerin millete dönüp 'Biz 1 doları şu tarihte şu kadar Türk lirası yapacağız' şeklinde bir taahhüdü olmadığını belirten Bayraktaroğlu, "Ancak, 9 Aralık kararlarında bir taahhüt vardır. Bugün 21 Şubat döviz zedeleri kalkıp mahkemelere başvurup 'Hükümet bizi aldattı' deseler inanıyorum ki her mahkeme o döviz zedenin lehine karar verir. Çünkü hükümet Haziran 2001'e kadar doların ne kadar olacağını kamuoyuna açıklamıştı.5 Nisan'dan etkilenen döviz zedelerin böyle bir başvuru hakkı olmadığını çünkü o dönemdeki hükümetlerin kamuoyuna dövizin Türk Lirası cinsinden değerini açıklamadığını söyledi" şeklinde konuştu. "ÖNCE GÜVEN" Hükümetin ve Kemal Derviş'in uygulamalarına vatandaşın güvenmediğini belirten Bayraktaroğlu, "İyi insan olmak yetmez. Hizmet adamı da olmak gerekir. Her şeyin başı güvendir. Bugün Türkiye'deki herkesin kabul ettiği bir şey var ki, kriz devam ediyor. Kimse birbirini kandırmasın. Tamamıyla para politikalarına endeksli bir anlayışla ekonomi kurtarılmaz. Mesele gelir arzındadır" ifadelerini kullandı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:17

İLGİLİ HABERLER