
BÖYLE BİR TEKLİF KARŞISINDA ANAYASA MAHKEMESİ NE YAPAR?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türban tartışmasının sadece bir grup genç kızın üniversitede okurken, özgür bir biçimde kıyafetlerini kararlaştırması sorunundan ibaret olmadığı, bunun ötesinde Türkiye’de anayasal sistemin geleceği ile ilgili bir arayışın bir tartışmanın yattığı ortaya çıkmıştır" dedi.
Baykal, CNNTürk Televizyonuna konuk olarak, Ankara Kulisi programında Fikret Bila ve Murat Yetkin’in sorularını yanıtladı.
Baykal, türban tartışmalarına ilişkin soruyu yanıtlarken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İspanya gezisi sırasında gündeme getirdiği "konunun Türkiye’de ayrıntılı bir şekilde tartışıldığını ve gelinen noktada, artık daha iyi değerlendirme yapılabileceğini" ifade etti.
"Türban tartışmasının sadece bir grup genç kızın üniversitede okurken, özgür bir biçimde kıyafetlerini kararlaştırması sorunundan ibaret olmadığı, bunun ötesinde Türkiye’de anayasal sistemin geleceği ile ilgili bir arayışın bir tartışmanın yattığı ortaya çıkmıştır" diyen Baykal, "aklı başında kimsenin insan hak ve özgürlüklerine ayrıntılı bir şekilde müdahale etmeyi doğru bulmasının mümkün olmadığını" dile getirdi. Baykal, şöyle konuştu:
"Türkiye’de elbette herkes istediği gibi okuyabilmelidir. Üniversite eğitiminde kılık kıyafete bağlı olmadan özgürce Türkiye’de yaşanabilmelidir. Bunlar temel tercihlerdir. Bundan hiçbir kuşku yok.
Buradaki önemli soru şudur: Biz sadece bugüne değil, yarına da bakmalıyız. Ülkeyi yönetenler, ülkenin devlet adamları, politikacıları, ülkenin nasıl bir geleceğe doğru yönlendirilmesi gerektiğini düşünerek davranmalıyız."
İKİ ÖNERİ
Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerinden birisinin laiklik olduğunu, yola bu ilkelerle çıkıldığını anlatan Baykal, "sorunun bu noktada odaklandığını, meselenin türban olmadığını" savundu. "Anayasanın 42. maddesine ve 10. maddesine bir madde koyalım" denildiğini, "Bu laikliği ihlal eder mi etmez mi?" konusunun gündeme geleceğini ve bunu aşmanın kolay olmayacağını kaydeden Baykal, aslında Türkiye’nin temel kuruluş anlayışının değiştirilmek istendiğini öne sürdü.
Baykal, şöyle devam etti:
"İki tane öneri var, Anayasada bu konuyu çözmeye yönelik. Birisi AKP’nin, diğeri de MHP’nin önerisi. AKP diyor ki, ’Anayasanın herkese eşit öğrenme hakkını güvenceye alan maddesine bir madde ekleyelim, ceza hukukuna ve genel ahlaka aykırı olmamak şartıyla yüksek öğrenimde kıyafet serbesttir diyelim, böylece bu işi çözelim’ diyor. Bu yaklaşımın çok ciddi anayasal bir problemi var."
KAMU HİZMETİ AYRIMI
Baykal, diğer öneride "kamu hizmeti" kavramından yola çıkılarak kısıtlama getirilmek istendiğini, kamu hizmeti alanlar bakımından üniversite düzeyinde bir eşitlik sağlayalım denildiğini ifade etti.
Hemşire ve doktorlara bu hakkı vermeyeceğiz denilemeyeceğini de ifade eden Baykal, olayın "ciddi görülmesi" gerektiğini söyledi. Baykal, "Türkiye’de laikliğin bir değeri, anlamı var. Şimdi şu, bu gerekçeyle laiklik ilkesini delmeye başladığımız zaman, bilelim ki, bunu bir yerde tutmak mümkün değildir. Laikliğin özünü tartışma noktasındayız. Şimdi geldiğimiz nokta odur. Yani ’şu anda söz konusu değil’ diyor... Ama pek çok insan ’elbette öyle olacak’ diyor. ’Kamuda da, lisede de takacak’ diyor" diye konuştu.
"ANAYASA MAHKEMESİ NE YAPAR?"
Baykal, bugünkü anayasaya göre, "yapılacak bir anayasa düzenlemesinin anayasanın özüne, ruhuna, bütünlüğüne, değiştirilemez maddelerine aykırı olacağının açık olduğunu" iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ortaya atıldığında ’AKP’nin anayasacıları’ diyor ki, ’tamam öyledir, aykırı diye Anayasa Mahkemesine götürebilinir ama Anayasa Mahkemesi sadece usulden denetleme yapabilir, esası denetleyemez.’ Böylece demiş oluyor ki, ’Esası anayasaya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi esası gerçekten denetleyebilse haklısınız, anayasaya aykırılığı gerçekten tespit edecektir... Ama onu yapması mümkün olmadığına göre, usulden denetleyeceğine göre, anayasa denetiminden kaytarılır, by pass edilir, Anayasa Mahkemesi’nin arkasından dolanabiliriz’ demek istiyorlar.
Bu yaklaşım, anayasanın çok temel sütunlarından birinin yıkıldığını kabul ediyor ama ’başarırız’ demek istiyor. Şöyle bir tartışma yaşanıyor, ’Acaba Anayasa Mahkemesi anayasanın herhangi bir maddesine, değiştirilmesi teklif dahi edilmez bir maddesine, açıktan aykırı olan bir anayasa değişikliği önüne geldiği zaman ne yapar? Çünkü, aslında böyle bir değişiklik teklifinin yapılamamış olması lazım. Usule aykırılık kavramı içine Anayasa Mahkemesi belki de, bilemiyorum tabii...
Teorik olasılıklar üstünde duruyorum, şu anlayışı yerleştirebilir: Böyle bir teklif meşru olarak yapılabilemez."