
BÜLENT ARINÇ : "BİR ÜLKEDE YÜZDE 9.5 OY ALAN BİR PARTİNİN MECLİS DIŞINDA KALMASI BENCE ÇOK YANLIŞTIR"
A. CANER BAYSAL
KAHRAMANMARAŞ - TBMM Başkanı Bülent Arınç, halkın temsil gücünün mutlaka parlamentoya yansıtılması gerektiğini ifade ederek, "Yüzde 1 oy alan bir siyasi parti 1 milletvekili ile Meclis'te temsil edilmeli ve o 1 kişi bile kürsüye çıkıp düşüncesini serbestçe ifade edebilmelidir. Bundan hiçbir zarar gelmez" dedi.
Kurtuluş Bayramı etkinlikleri için Kahramanmaraş'ta bulanan TBMM Başkanı Bülent Arınç, Vilayet tarafından Arsan Sosyal Tesisleri'nde onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. Burada bir konuşma yapan Arınç, Meclis'i güçlü olan ülkelerde demokrasinin de güçlü olacağını belirtti. Türkiye'de temsilde adaletin sağlanması gerektiğini vurgulayan Arınç, "Bir ülkede yüzde 9.5 oy olan bir partinin meclis dışında kalması bence yanlıştır. Bu 8.5, 9.5 meselesi değildir. Halkın kullandığı oy meselesidir. Bu oyu topladığınız zaman 8-10 milyon yapıyorsa ve bu kadar oy bir milletvekili çıkaramıyorsa bu benim işime yarar-yaramaz diye düşünmüyorum. Ben Türkiye'de hem yönetimde istikrarını istiyorum bugünkü gibi ama temsilde de adaletsizliğin olmamasını istiyorum. İnsanlar dışarıda sokakta bağıracağına gelsin Meclis'te konuşsun. Yüzde 3 oy olan partinin 3 milletvekili, 5 milletvekili, yönetimde istikrarı engellemez. Oturalım hep beraber bunun çaresini bulalım" dedi.
Bu konu ile ilgili önümüzdeki hafta mecliste bir sempozyum düzenleyeceklerini hatırlatan Arınç, enine boyuna seçim kanununu tartışacaklarını söyledi. Arınç şöyle konuştu:
"Yüzde 50'den fazla oyun dışarıda kaldığını görerek demokrasinin bir yanının eksik olduğunu hissederseniz buna da bir çare bulmak zorundasınız. Halkın temsil gücü parlamentoya yansımalıdır. Ben bunda çok fayda görüyorum. İnşallah bu yıl bu konuda fikirlerimizi söyleyeceğiz. Millet parlamentosundan hep iyilik beklemeli ve parlamento şunu kabul etmeli ben halkımın taleplerine bakarım çıkar gruplarının baskılarını değil. Bunun düşündüğünüz zaman kimse sizin önünüzde bir şey yapamaz hala gelir"
AB sürecinde lokomotif görevini TBMM'nin yürüttüğünü anlatan Arınç, "Meclis, anayasa değişikliklerini yaparak, 100'den fazla yasada değişiklik yaparak bir ölçüde pek çok şeyi başarmış oldu. Hükümetin başarısı elbette var ancak kendi parlamentomuzda dışarıda itibar kazanmış oldu. Çünkü geçmişte tabu sayılan üzerinde düşünülmesi bile mümkün olmayan bir çok konu güçlü bir siyasi irade ile muhalefet ve iktidarın el birliği ile anayasa değişiklikleri gerçekleştirildi ve uyum yasaları çıkarıldı" diye konuştu.
Egemenlik hakkını millet kullandığı takdirde demokrasinin güçlü olacağını belirten Arınç, "Milli egemenlik olgusu; Anadolu'da, sokaktaki insandan devletin başındaki insana kadar tekrar yeşermeli, tekrar güçlenmeli ve tekrar halkın gönlünde yer etmeli" dedi.
35 yıllık siyasi hayatında siyasetin çok yozlaştığı günleri gördüğünü ifade eden Arınç, "Siyasetin itibar kaybettiği günleri gördüm. İktidarıyla, muhalefetiyle partiler yıpranmıştı. Meclis yıpranmıştı, siyaset kurumu yıpranmıştı. Biz meclisin itibarını yükselteceğiz diye yola çıktık. 2002 yılı seçimleri öncesindeki son ankette en güvenilir 10 kurum içerisinde TBMM 9. sıradaydı. İki yıl sonra yani bu yasama döneminin başındaki anketler ise 4. sıraya geldi. Kasım ayı anketinde ise bazı gazetelerde 2. sıraya geldiği yazıldı. Bir siyasi kurum olmadığı için TSK'yı anketin dışında bırakırsanız meclis 1. sıraya oturacaktır" şeklinde konuştu.