KAYNAK : Haber Kaynağı
''Meclis'teki malzeme ve gıdaların hemen güncelleştirilmesini istedim. Kuru erzaktan, bakliyat cinsi iki aylık gıda stoku yapıldı.'' Bu sözler Meclis Başkanı Bülent Arınç'a ait. Muhtemel Irak savaşına karşı Meclis hazırlıklara başladı.
Irak'ın silahları Türkiye için tehdit oluşturmuyor. Başkent Ankara füze menzilinin dışında ve uzağında. Başkan Arınç, ''Bir tehlike görmüyorum; ama yüzde 1 de olsa ihtimal var. Biz de buna göre hazırlık yapmalıyız, yapıyoruz.'' diyor. Meclis'in altında izdüşümü gibi planlanmış, sığınak biçiminde gizli Meclis var. Arınç, cumartesi günü sığınakta inceleme yaptı. Türkiye savaşsız uzun yıllar geçirdiği için savaş şartlarına göre inşa edilen mekânlar atıl kaldı. Meclis sığınağına ait bazı birimler de depo amacıyla kullanılmış.
Başkan Arınç, inceleme sırasında pek iyi durumda olmayan mekânlar gördüğünü söylüyor. Meclis'in mesaisini savaş ortamında da sürdürebilmesi için çalışmalara hemen başlanması talimatı verdiğini anlatan Arınç şöyle konuşuyor: ''Sığınaklardaki malzeme ve ihtiyaçların hemen güncelleştirilmesini istedim. Görevliler, personele uygulamalı eğitim vermeye başladı. Önümüzdeki günlerde tatbikat yapılacak. Daha sonra milletvekilleri bilgilendirilecek. Savaş halinde yapılması gerekenler anlatılacak. Meclis'in altında genel kurul salonu, başkanlık divanı, komisyon odaları mevcut. Sığınağa uzun zamandır ihtiyaç duyulmadığı için bazı birimler kullanılabilir durumda değildi, şimdi hazır hale getiriliyor.''
Alt katta cep telefonları çalışmadığından haberleşme ve dışarısıyla iletişim için uydu telefonlarının kullanılması düşünülüyor. Arınç, ''Gerekli miktarda uydu telefonumuz var.'' diyor. ''Meclis'in sığınağında yeterli oranda gaz maskesi var mı?'' sorusuna karşılık Başkan Arınç, ''Sızmalara karşı gaz maskesine ihtiyaç olur mu bilmiyorum, incelemelerim sırasında gaz maskesi görmedim.'' cevabını veriyor.
Meclis Başkanı Arınç, hükümetin Irak politikasını doğru bulduğunu söylerken şöyle diyor: 'Başbakan Abdullah Gül barış için atılması gereken tüm adımları attı. Bölgede inisiyatif aldı. Son ana kadar da barış arayışını sürdürmeye kararlı görünüyor. Diplomasiye, dış politikaya aktiflik getirdi. Gereken tedbirlerin de alınması lazım. Tezkereler bunun için çıktı. Hükümetin politikasını başarılı buluyorum.'
İlk tezkerenin kapalı oturumda görüşülmesi çeşitli tartışmalara yol açtı. Önergenin kapalı mı; yoksa açık mı görüşüleceğine ilişkin AK Parti ile CHP farklı görüş ortaya koydu. Arınç'ın yorumu şöyle: 'Kapalı oturum bir hak. Bazı özel bilgilerin milletvekillerine söylenebilmesi için hükümet kapalı oturum isteyebilir. Önergenin görüşülmesine ilişkin içtüzükte boşluk var. CHP açıkça görüşülmesini istedi. Irak konusunda her şey kamuoyunun önünde cereyan ediyor. Başbakan'ın çok gizli görüşmeleri bile deşifre oluyor. Kapalı oturum yapılmayabilirdi. Çünkü şeffaflık esastır. Tezkereye evet oyu verenleri de hayır diyenleri de haklı görüyorum.'
Hükümet savaş yanlısı değil
18 Şubat'taki tezkerelerin görüşülmesi sırasında sorun, sıkıntı yaşanır mı? Arınç 'Sanmıyorum.' diyor ve şöyle devam ediyor: 'Hükümetin savaş yanlısı olmadığı ortada. Sürekli barış diyor. Belki o tarihe kadar barış konusunda bazı gelişmeler yaşanabilir. Bizim temennimiz bu. Milletvekillerinin hükümetin politikasını anlayışla karşılayacağını ve buna göre tavır takınacaklarını umuyorum.'
Kıbrıs'ta üslup farkımız var
Kamuoyunda başta Kıbrıs olmak üzere bazı temel konularda Bülent Arınç'ın partisiyle farklı düşündüğüne ilişkin kanaat oluştu. 'Hayır, ciddi çizgi farkı yok.' diyor Arınç ve ekliyor: 'Ben hükümetin bir üyesi değilim. Meclis Başkanı'yım. Konumum farklı, olaylara temelde aynı şekilde yaklaşsak bile üslup farkı olmak zorunda. Ben milletin Meclis'ini temsil ediyorum. Ona göre davranmak zorundayım. Kıbrıs konusunda, bir parti yöneticisi gibi, bir bakan gibi davranamam. Meclis'in geleneğini, temel çizgiyi korumak durumundayım. Hükümet dinamik, ben statik olmak zorundayım. Kıbrıs konusunda olduğu gibi.'
Ordu, Meclis'i kalkanla koruyacak
Muhtemel bir savaşa karşı Meclis kendi içinde gerekli tedbirleri alırken, TBMM'nin dışarıdan korunması da büyük önem taşıyor. Meclis Başkanı Bülent Arınç, bu konunun gündemlerinde bulunduğunu vurgularken, şunları aktarıyor:
'Meclis'in dışarıdan korunması ordumuza ait. Geçmişte bir ara kamuflaj usulü, yani Meclis binasının tümüyle brandayla örtülmek suretiyle korunması gündeme gelmiş. Şimdi öyle değil. İleri teknolojiyle bir kalkan oluşturacak şekilde korunması gerekir. Sordum, silahlı kuvvetler Meclis'i her türlü saldırıya karşı korumaya almış durumda cevabı aldım.'
Üç aydır bir odaya hapsolmuş gibiyim
Meclis Başkanı Arınç'la milletvekili lojmanlarından yeni taşındığı evinde konuşuyoruz. Eşyalar bile tam yerleşmemiş. Arınç, 'Başkanlık Konutu' yerine kendi evinde oturmayı tercih ediyor. 10 yıl önce girdiği kooperatif evi yeni tamamlanmış.
Kurayı oğlu Mücahit çekmiş, şanslarına zeminin hemen üstü düşmüş. Arınç, 'Üst katlar olsaydı, güneş alırdı.' diyor. Balgat'ın, Çukurambar semtinde. Gecekondularla iç içe. Evin camından derme çatma yapılmış tek katlı gecekondular görünüyor. Binanın yarısı daha boş. Arınç, 'Kendi evimize taşınmayı özellikle eşim istedi. Böylesi, sürekli halkla beraber olmak daha iyi. Konutu sadece kabul yeri olarak kullanmayı düşünüyoruz.' diyor. Bülent Arınç, Meclis Başkanlığı koltuğunda üç ayı doldurdu. Söylediklerinden aktif siyasetle, dostlarıyla arasına başkanlık makamının girdiğini ve bu durumdan çok hoşnut olmadığını anlıyoruz. Arınç'ın sözleri şöyle:
'Ben yıllardır aktif siyasetin içindeyim. Yıllarca partimin yönetiminde görev aldım. Partililerle iç içe yaşadım. Meclis Başkanlığı tarafsızlık gerektiriyor. Bu benim için zor bir şey. Genel merkeze gidemiyorum, partimin toplantılarına katılamıyorum, parti tabanıyla fazla içli dışlı olamıyorum. Sanki bir odaya hapsolmuş gibiyim. Kabuller, görüşmeler çok zamanımı alıyor. Milletvekili arkadaşlarıma bile vakit ayıramıyorum. Meclis'teki mesaim 14-15 saati buluyor. Evimi bile ihmal ediyorum.' (Zaman)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:20
