Gündem
  • 11.2.2008 10:38

CHP, AKP’Yİ KENDİ SİLAHIYLA VURACAK

Tartışma ve protestolara rağmen cumartesi günü TBMM’den 411 kabul oyu ile geçen türban serbestisine yönelik anayasa değişliklerini anamuhalefet CHP Anayasa Mahkemesi’ne götürmek için gün sayıyor. CHP, arkasına DSP desteğini de alarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayı ve değişikliğin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından soluğu mahkemede alacak. CHP iptal başvurusunu, başta Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu olmak üzere birçok hukukçunun da savunduğu, değiştirilemez maddelere aykırılık ve ‘teklif edilebilirlik koşullarına uymama’ tezine dayandıracak.

CHP’nin hukukçu kurmaylarının üzerinde çalıştıkları “iptal başvurusu”nun detayları şöyle:

ANAYASAYA AYKIRILIK

  • Laikliği güvence altına alan ve ‘değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek’ 1, 2, ve 4. maddelere,
  • Temel hak ve hürriyetlerin kullanımında topluma ve diğer kişilere karşı sorumluluğu düzenleyen 12. maddeye,
  • Temel hak ve hürriyetlerin, laik cumhuriyetin gereklerine aykırı olamayacağını düzenleyen 13. maddeye,
  • Temel hak ve hürriyetlerin milleti bölme ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırma amacıyla kullanılamayacağını düzenleyen 14. maddeye,
  • Kişilerin din ve vicdan özgürlüğünü açıklamaya zorlanamayacağını, sosyal düzenin din kurallarına dayandırılamayacağını ve dince kutsal sayılan şeylerin istismar edilemeyeceğini düzenleyen 24. maddeye,
  • İnkilap kanunlarının korunmasını düzenleyen 174. maddeye,
  • Yargı kararlarının yasama, yürütme ve idareyi bağlayacağını düzenleyen 138. maddeye aykırıdır. (Düzenleme Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın yanı sıra AİHM’nin 1993-2007 yıllarında verdiği 7 kararı hüküm ve sonuçları itibarıyla ortadan kaldırıyor.)

    SOSYOLOJİK ANALİZ: Kadınların günlük hayatta başı açık olması, başörtüsü ya da türban takıp takmamalarına kimsenin diyeceği olamaz. Bu tercih kendi kararlarıdır.

    İKTİDARIN SİYASİ PROJESİ: Bu konu başından beri AKP’nin öncülük ettiği bir siyasi projedir. Bülent Arınç’ın ve Ömer Dinçer’in açıklamaları bunun kanıtıdır.

    YARIN ‘KAMU’ DİYECEKLER: Türbanlı üniversite eğitimi görenler yarın bu eğitimlerinin gereği olarak yargıç, savcı, avukat, kaymakam, vali olmak için başvurduğunda bu kez de anayasanın çalışma hakkını düzenleyen 49. ve 70. maddelerinin değiştirilmesinin gündeme geleceği açıktır.

    BASKI UNSURU OLACAK: Düzenleme, cumhuriyet, laiklik, sosyal hukuk devleti ve demokratik olma ilkelerini ihlal eder niteliktedir. Kutuplaşma kaçınılmazdır. Bu tür bir sembolün kullanılması, bunu takmamayı tercih edenler üzerinde baskı unsuru haline gelecektir.

    AKP’NİN AİHM GEREKÇESİ: Türban, bir kıyafet tercihi olmaktan çıkarak, kadın özgürlüğüne ve cumhuriyetimizin temel ilkelerine karşı bir dünya görüşünün simgesi haline gelmiştir. Bu tespit, Leyla Şahin dosyasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına beyanda bulunan dönemin Dışişleri Bakanlığı tarafından (Bakan Yaşar Yakış, Başbakan Abdullah Gül’dü), 19 Kasım 2002 tarihli dilekçede ifade edilmiştir.
  • (AKŞAM)
  • Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:53

    İLGİLİ HABERLER