
CHP ULAŞTIRMA BAKANI HAKKINDA GENSORU VERDİ
CHP, Adana’dan Irak’a Türk işçilerini
taşırken 9 Ocak 2007 tarihinde Bağdat’ta düşen uçağın, "mali mesuliyet
sigortası olmadan Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde iniş ve kalkış
yapmasına izin verdiği, rüşvet aldığı iddia edilen yöneticileri himaye
ederek sağlıklı soruşturma yürütülmesini engellediği" iddiasıyla
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında hazırladığı gensoru
önergesini, TBMM Başkanlığına sundu.
CHP Grup başkanvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu, Hakkı Suha Okay ve Kemal
Anadol’un imzasını taşıyan gensoru önergesinde, Moldova şirketine ait
uçağın, Adana’dan Irak’a Türk işçilerini taşırken 9 Ocak 2007 tarihinde
Bağdat’ta düştüğü anımsatıldı. Önergede, Moldova şirketine ait uçağın,
"uçuş güvenliği yetersiz olduğu halde ve yolcular için yeterli güvence
sağlayan mali mesuliyet sigortası olmadan Türkiye Cumhuriyeti sınırları
içinde iniş ve kalkış yapmasına izin verdiği, rüşvet aldığı iddia edilen
yöneticileri himaye ederek sağlıklı soruşturma yürütülmesini
engellediği" iddiasıyla Ulaştırma Bakanı Yıldırım hakkında gensoru
açılmasını istendi.
Gensoru önergesinin gerekçesinde, geçen yıl meydana gelen kazada 28 Türk
işçisi ile 5 mürettebatın yaşamını yitirdiği; kazadan sonra uçağın uçuş
güvenliği bulunmadığı, mali mesuliyet sigortası olmadan uçuş izni
verildiği iddiaların ortaya atıldığı anımsatıldı.
Sivil Havacılık Genel Müdür Vekili ile Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’ın, kazadan sonra "uçağın uluslararası standartlara uyduğu ve
denetiminin yapıldığını" açıkladıkları ifade edilen gerekçede, buna
karşın, Antonov 26 tipi uçağa eksiklikleri bilinmesine karşın uçuş izni
verildiğini öne sürüldü.
Hava yolu taşıyıcılarının sigorta yükümlülüklerine ilişkin ulusal ve
uluslararası mevzuattaki düzenlemelere yer verilen gerekçede, Irak’a
uçuşların riskli olmasının, uçakların mali mesuliyet sigorta bedellerini
yükselttiği, bu nedenle birçok uçak şirketinin Irak’a uçuş yapmadığını
ileri sürüldü.
Moldovalı şirketin, Irak’a onlarca sefer yaparak yüzlerce işçi taşıdığı,
ancak şirketin sigorta sözleşmesinin uluslararası standartlar ve ulusal
mevzuatla uyumlu olup olmadığı konusunda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
tarafından hiçbir işlem yapılmadığı iddia edilen gerekçede, şunlar
kaydedildi:
"Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, uçağın sigortası olmadığına ilişkin
iddiaları, 11 Ocak 2007 tarihinde kesin bir dille yalanlayarak,
’Sigortası vardır. Uçak sigortasını yapmadan uçamaz’ ifadeleri ile
yanıtlamıştır. Ancak, Sayın Bakanı’nın bu sözlerinin kamuoyunu
yanıltmaya yönelik olduğu, kazada hayatını yitiren işçilerimizin
ailelerine sadece 1000 dolar sigorta bedeli ödenmesinin teklif edilmesi
ile ortaya çıkmıştır. 1000 dolar gibi sembolik bir bedelle yolcu
sigortası yapılması ile hiç sigorta yapılmaması arasında herhangi bir
fark yoktur. Ulaştırma Bakanı, ’Uçağın sigortası var’ derken kamuoyunu
yanıltmış, görevini kötüye kullandığını gizlemeye çalışmış ve yaşamını
yitiren 28 Türk işçisinin ailelerini mağdur etmiştir.
Bunlarla birlikte hakkında yaygın yolsuzluk söylentileri olan ve son
olarak bir hava yolu şirketi sahibinin kendisinden rüşvet talep ettiğini
itiraf ettiği, Sivil Havacılık Genel Müdürü görevden alınmamıştır. Genel
Müdür, görevden el çektirilmeden sağlıklı bir soruşturma
yürütülemeyeceği açıktır."