CHP''Lİ VEKİLDEN İLGİNÇ İDDİA: ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLMAK İSTEMİYOR...
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısını kabul etti.
Anayasa Mahkemesi’nin, kanunun bazı maddelerini iptal etmesiyle ilgili gerekçeler dikkate alınarak hazırlanan tasarı, Yüksek Kurum ile ona bağlı Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dili Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun yönetim ve görev alanlarını kapsıyor.
Tasarı, Yüksek Kurul’un, Başbakan veya kurumun bağlı olduğu Devlet Bakanının başkanlığında, basın-yayın ve enformasyon işlerinden sorumlu Devlet Bakanı, Türk devlet ve topluluklarıyla ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı, YÖK Başkanı, Yüksek Kurum Başkanı ve Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih, Stratejik Etüt ve Denetleme Başkanı ile Cumhurbaşkanınca beş yıl süreyle atanan 3 üyeden oluşmasını öngörüyor.
Cumhurbaşkanının, gerekli gördüğü hallerde Yüksek Kurul’a başkanlık etmesini de öngören tasarı, Yüksek Kurum Başkanının görevlerini de tanımlıyor. Buna göre, Yüksek Kurum Başkanı, ''''Yüksek Kurumun temsil, yürütme ve koordinasyon organı ve üst düzey yönetici'''' olacak. Başkan, Yüksek Kurum’un hizmet ve faaliyetlerini verimli kılacak bilimsel ve kültürel nitelikleri kanıtlanmış Kurumun görev alanıyla ilgili profesörlerden Başbakan tarafından gösterilecek iki aday arasından Cumhurbaşkanınca atanacak. Başkanın görev süresi 5 yıl olacak.
Yüksek Kurum’un yönetim kurulu, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın atayacağı üç üye ile bağlı kuruluşların başkanlarından oluşacak.
Yüksek Kurum Başkanının önerisi üzerine yönetim kurulu tarafından Genel Sekreter ataması yapılabilecek. ''''Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı'''', ''''İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı'''' ve ''''Hukuk Müşavirliği'''' Genel Sekreterliğe bağlı olarak çalışacak.
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ
Yüksek Kuruma bağlı Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi, 12 asli üyeden oluşacak.
Asli üyeler, yönetim kurulun öğretim üyeleri arasından önereceği 24 aday arasından Yüksek Kurul’ca belirlenecek.
Kurum başkanları da asli üyelerde bulunması gereken niteliklere sahip profesörler arasından müşterek kararla seçilecek.
ATATÜRK ULUSLARARASI BARIŞ ÖDÜLÜ
Tasarı, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’ne layık kişi bulunmadığında, o yıl ödül verilmemesini de düzenliyor.
Atatürk Uluslararası Barış Ödülü için aday gösterileceklerin eser, hizmet ve faaliyetlerinde aranılacak nitelikler ile verilecek nakdi mükafatın miktarı, ödül verilecek yıldan bir önceki yılın Ocak ayı içinde yurtiçi ve yurtdışı basın-yayın araçlarıyla ilan edilecek.
Ödül verilecek yıldan bir önceki yılın Haziran ayının sonuna kadar Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Ödül Kurulu üyeleri, BM Genel Sekreteri, Türkiye’deki yabancı misyon şefleri ile daha önce ödül almış kişiler Atatürk Uluslararası Barış Ödülü için aday gösterebilecek.
BU YILIN ÖDÜLÜ
2005 yılının Atatürk Uluslararası Barış Ödülü ilanı kanunun
yayımlanmasından itibaren bir ay içinde yapılacak. Adaylar 4 ay içinde belirlenecek. Ödül ise 29 Ekim 2005 tarihinde verilecek. Kanunun yayımı tarihiden itibaren bir ay içinde Yüksek Kurula Cumhurbaşkanınca atanacak üyeler ile Yüksek Kurul Başkanı ve bağlı kuruluşların başkanlarının ataması yapılacak.
KADROLAR
Tasarı ile Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı merkez teşkilatının 10 kadrosu iptal edilirken 2 yeni kadro oluşturuluyor.
Atatürk Araştırma Merkezi Başkan Yardımcılığı, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcılığı, Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcılığı ve Atatürk Kültür Merkezi Başkan Yardımcılığı kadroları da iptal ediliyor.
TARTIŞMALAR
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, komisyonun eleştirileri doğrultusunda değişiklik yapmak için çalıştıklarını bildirerek, ''''Ancak, Anayasa hükmü ortada iken bu tasarıdan başka bir değişiklik yapılamayacağını gördük'''' dedi.
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, ''''12 Eylül faşizminin kurumlarda açtığı yaranın devam ettiğini'''' ifade ederek, tasarının bu yaraları kapamaktan uzak olduğunu söyledi. Gazalcı, ''''bu tasarı ile Atatürk’ün mirası çiğneniyor'''' diye konuştu. Gazalcı, Anayasa’nın 134.
maddesinin değiştirilmesini istedi.
Komisyon Başkanı Tayyar Altıkulaç, tasarının 1.5 yıl önce de alt komisyonda ele alındığını ancak komisyonun bir ilerleme gösteremediğini söyledi. Altıkulaç, ''''Atatürk’ün vasiyeti ile bugün yapmaya çalıştığımız tasarının çeliştiğini söylemek mümkün değil.
Çünkü, kurul başkanları da bu tasarının çıkmasını istiyor'''' dedi.
Konuşmalardan sonra söz alan Şahin, 1982 Anayasa’sı üzerinde 22 yılda çeşitli değişiklikler yapıldığını hatırlatarak, ''''Ancak, CHP’nin de iktidar olduğu dönemlerde 134. maddeyi değiştirmeye yönelik herhangi bir girişim olmamış'''' diye konuştu.
CHP Sinop Milletvekili Engin Altay da tasarı ile Cumhurbaşkanı’nın yüksek kuruma ilişkin yetkilerinin sınırlandırıldığını ve bu yetkilerin Başbakana devredildiğini ileri sürdü. Altay, ''''Türkiye’ye bari yarı başkanlık sistemini getirin de siz de kurtulun biz de kurtulalım'''' dedi.
BAKAN İLE TARTIŞTA
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili seçilmesine ilişkin Anayasa değişikliği yapıldığını hatırlatarak, ''''Atatürk’ün mirası için neden Anayasa değişikliği yapmıyoruz?'''' diye sordu.
Şahin, İnce’nin sözlerine tepki göstererek, ''''Bu konuda Anayasa değişikliği için imza topladınız mı? Bir teklifiniz var mı? Gelip bizden yardım istediniz mi? Hayır... Sadece konuşuyorsunuz. İcraat yok'''' dedi.
İnce, tasarının yasalaşması halinde TBMM’ye iade edileceğini iddia ederek, ''''Nedenini anlamıyorum ama her alanda gerginlik çıkarıyorsunuz. Bu toplumu geriyorsunuz. Adeta bunun adı GÜM.... Yani Gerilim Üretme Merkezi... Erzurum’daki olayı da inceledim. Velilerin girme yasağı bir kaç yıldır sürüyor ama bu yıl gündeme getirilerek gerginlik çıkartılıyor. Bunun nedenini anlayamıyorum'''' diye konuştu.
CHP’li Muharrem İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmak istemediğini de iddia ederek, ''''Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı olmak isteseydi bu tasarıda Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini kısıtlamazdı...'''' dedi.
''''ERDOĞAN İSTERSE CUMHURBAŞKANI OLUR''''
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, 12 Eylül hukukunun tartışılabileceğini ancak çifte standart uygulanmaması gerektiğini söyledi. Doğan, ''''İşinize geldiğinde ’bu 12 Eylül hukuku’ diyeceksiniz ama 12 Eylül hukukunun Cumhurbaşkanına verdiği yetkiyi savunacaksınız...'''' diye konuştu.
Türkiye’de rejimin adının parlamenter demokrasi olduğunu ifade eden Doğan, şöyle konuştu:
''''Biz, Türkiye’yi yarı başkanlık sisteminden kurtarmaya çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi başkanı iken ’Cumhurbaşkanı’nın yetkileri fazla, kısılmalı’ diyordu.
Cumhurbaşkanı’nın yetkileri parlamenter sisteme değil, yarı başkanlık sistemine uygun.
12 Eylül Türk milletinin iradesini ve onun siyasi temsilcilerini
bir kenara atmıştır. ’Parlamento yanlış yapar ama sorumsuz bir kişinin yaptığı doğrudur’ anlayışına hiçbir yerde rastlayamazsınız. 12 Eylül, seçilmişlerden aldığı yetkiyi atanmışlara vermişti. Şimdi bu yetki seçilmişlere iade ediliyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan isterse Cumhurbaşkanı olur. O isterse bu parlamento onu seçer. Amacımız Türkiye’de demokratik sistemi oluşturmaktır. Yoksa AK Parti kıyamete kadar iktidar mı kalacak? Başörtüsü konusunu da biz gündeme getirmiyoruz, CHP gündeme getiriyor. Başörtülü öğrencilerin üniversiteye girmesini yasaklayan bir kanun var, bunu anlarım. Ancak, öğrenci annelerinin başörtüsü ile üniversiteye alınmamasını anlamıyorum. Yarın nüfus müdürlükleri de başörtülü kadınları almazsa ne olacak? Yazıklar olsun bunu yapanlara... Biz, FP’nin kapatılmasına da Eğitim-Sen’in kapatılmasına da karşı çıktık. Güvenpark’ta solcu gençlerin coplanmasına da karşı çıktık.''''
ÖMER DİNÇER
CHP Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır, Türkiye’yi AK Parti iktidarının yönetmediğini iddia ederek, ''''Aslında Türkiye’yi, profesörlük unvanını da kaybeden Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer yönetiyor. Tasarlar onun kitaplarındaki gibi geliyor. Ben de sanki Bakanlar Kurulu’na da Ömer Dinçer başkanlık ediyor gibi bir kanaat var'''' dedi.
Bu konuşma üzerine söz alan Mehmet Ali Şahin, Ömer Dinçer’in usulüne uygun olarak atanmış bir müsteşar olduğunu belirterek, Bakanlar Kurulu’na bürokratların değil, Başbakanın başkanlık ettiğini söyledi.
Dinçer’in kendisini çok iyi yetiştirmiş, çalışkan ve üretici bir bürokrat olduğu için CHP’nin eleştirisini aldığını ileri süren Şahin, ''''Eğer silik biri olsaydı adını bile anmazdınız. Siz bürokratlarla uğraşmayın, Uğraşacaksanız bizimle uğraşın'''' dedi.
ASKER ÜYE
Yüksek Kurul’da Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih, Stratejik Etüt ve Denetleme Başkanı’nın da yer almasına ilişkin AK Parti önergesi üzerinde Şahin, ''''AB sürecinde DGM ve MGK’da değişiklik yaptık. Müzakere sürecinde de AB, ’sizin bu kurulunuzda asker üye var diyebilir’ onu dikkatlerinize sunuyorum'''' diye konuştu.
Komisyon Başkanı Altıkulaç, ''''Eğer sorun çıkarsa o zaman çözeriz'''' diyerek, önergenin kabul edildiğini duyurdu.
''''ONBAŞI SELAM VERMİYOR''''
CHP’li Muharrem İnce, Şahin’in sözlerini eleştirerek, ''''AB istiyorsa Genelkurmay Başkanı da sivil olsun'''' dedi. Sivilleşmeyi kendisinin de savunduğunu ifade eden İnce, ''''Belediye başkanları, garnizon komutanlarının önünde olmalı. Meclise girerken emniyet müdürü selam veriyor ama bir onbaşı selam vermiyor. Bırakın milletvekilini Meclis Başkanı’na selam vermiyor'''' diye konuştu. İnce, tasarıyı da ''''Cumhurbaşkanı’na çelme takma girişimi'''' olarak niteledi.
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:21