Gündem
  • 27.5.2003 12:41

DARBE İDDİALARINA, BAKAN ÇİÇEK'TEN İLGİNÇ YORUM...

ANKARA - Çiçek, Başkent Üniversitesi'nce düzenlenen, ''AB ve Türkiye İlişkileri Uluslararası Sempozyumu''nun açılış konuşmasını yaptı. Başkent Üniversitesi'ne bu konuda sempozyum düzenlediği için teşekkür eden Çiçek, bugünün tarihi olan 27 Mayıs ile AB konusunun biraraya gelmesinin çok cazip olduğunu söyledi. TÜM AB'YE YETECEK KADAR DARBE HEVESLİSİ Son dönemde basında yer alan bazı konulara, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün dün açıklamalar getirerek nokta koyduğunu belirten Çiçek, Orgeneral Özkök'e teşekkür etti. Çiçek, şöyle konuştu: ''Bu ülkede döviz sıkıntısı, petrol sıkıntısı oldu. Zaman zaman birçok şeyleri karşılayamadık. Ama bu ülkede darbe kışkırtıcılığı yapanların sayısı hiç az olmadı. Bu noktada hiç sıkıntı çekmedik. Bütün AB ülkelerine yetecek kadar, Türkiye'de antidemokratik bir anlayışa, mantaliteye sahip bir grup hep var oldu. Bir iktidarı beğenmiyor olabilirsiniz; iktidarın söyledikleri, yaptıkları sizin anlayışınıza tümüyle ters gelebilir, zıt gelebilir. Ama bunun yolu, 'ben yapamadım ama birilerine söyleyelim, şu iktidarı bir hırpalasın' tarzındaki düşüncenin, AB mantalitesiyle bağdaşacağını hiç kabul etmiyorum. Bugün 27 Mayıs... Bir anlamda bu toplantıyı daha da anlamlı kılıyor. Bakın, bu ülkede herkes 27 Mayıs dolayısıyla Menderes'i, idam edilen iki değerli bakanını hatırlar, onları rahmetle anar ama darbeyi yapanların ismini kaç kişi bilir?'' ''Biz Cumhuriyet'in tüm kurumlarını hassasiyetle korumaya ve onların üzerine titremeye mecburuz'' diyen Çiçek, bunlardan TSK ve yargının yedeği olmadığını kaydetti. Çiçek, bunların uluorta, yerli yersiz tartışma zeminine çekilmesinin hiçbir yararının olmadığını vurguladı. "AB KONUSUNDA UYGULAMA ÖNEMLİ" AB uyum yasalarına ilişkin, ''Keşke sadece yasa çıkarmakla bu işleri çözebilseydik'' diyen Çiçek, TBMM'de çoğunluk bulunduğunu ve yasaları çok kolay çıkardıklarını anlattı. AB'li yetkililerin, yasaları çıkarmadaki başarılarından dolayı kendilerini tebrik ettiğini kaydeden Çiçek, AB meselesinde gelinen nokta itibariyle en kritik hususun uygulama ile ilgili olduğunu, uygulamaya dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. YUNANİSTAN VE İSPANYA ÖRNEĞİ AB'nin hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal boyutuna dikkati çeken Çiçek, hukuki boyut ile ilgili düzenlemeleri süratle yaptıklarını ifade etti. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu virajda, kafalarımızda halen bazı şüphelerin olduğunu zannediyorum. Belki bunda yeteri kadar AB konusunu konuşmamış olmamızın büyük ölçüde tesiri var. Bu toplum, AB'nin büyük ölçüde getirisini konuştu. Son 3-4 senelik görüşmelerde, 'biz daha evvel 80 öncesi AB trenini niye kaçırdık' tarzında bir sorgulamayı kendi kendimize yaptığımızda, en önemli delillerden bir tanesi şudur: "KARAR VERMEMİZ GEREKEN KONULAR VAR" Eğer AB'ye girmiş olsaydık, şu konulardan istifade ederdik. Bakın 10 milyon nüfuslu Yunanistan AB'ye girdi, bu kadar para aldı, İspanya girdi, bu kadar fonlardan istifade etti. İşin bu parasal kısmını konuştuk. Tamam bu doğrudur da... AB'ye girdiğimizde bu fonlardan, paralardan istifade edersiniz, bu mümkün. Ama buna karşılık sizin atmanız gereken adımlar var. İşin bir de dokuz defa düşünüp, konuşup ondan sonra karar vermemiz gereken konuları var. İşin bu kısmı, maalesef Türk toplumu tarafından yeteri kadar algılanamadı. Şimdi işin bu kısmı öne çıkmaya başlayınca kafamızda bin tane 'acabalar' var. 'Acaba korumaya çalıştığımız değerler açısından bir sıkıntıyla karşı karşıya kalır mıyız?' Bu soruları sormak tabii ki hakkımız.'' TOPLUMUN ENDİŞELERİ Çiçek, AB'nin 3-5 yıllık bir proje olmadığına işaret ederek, 5 yıllık kalkınma planlarının, Bütçe Plan Komisyonu'nda 1 ay, TBMM Genel Kurulu'nda en az 1 hafta konuştuklarını söyledi. Çiçek, AB gibi 50-100yıllık bir projeyi, toplumun yeteri kadar konuşmadığını, sadece ekonomik boyutunun dile getirildiğini kaydetti. Türk toplumunun, yüzde 70'den fazlasının AB'ye ''evet'' dediğini ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ama aynı evet diyenler, uyum yasaları söz konusu olduğunda, bu defa 'bu olmaz, bundan olmaz, şunun için olmaz, ama, fakat' tarzında 90 yerden itiraz geliyor. Birinci cümlede, hakkı veriyoruz, sonra alttaki paragraflarda 50 tane itiraz geliyor, yukarıdaki hakkın kullanılma imkanı kalmıyor. AB meselesi, böylesine kritik bir noktaya geldi.'' Çiçek, AB konusunu tartışmak amacıyla diğer üniversitelerin de bu tür toplantılar yapması gerektiğini vurguladı. ''ÇEKİNCE, ENDİŞE OLMAMALI'' AB'nin Türkiye'ye yarar getireceğini dile getiren Çiçek, ''Bu noktada, hiçbir çekincemiz, endişemiz olmamalı. Önümüzdeki kısa zamanı çok iyi değerlendirmeye ve yasal eksiklikleri süratle gidermeye mecburuz'' diye konuştu. Yapılması gereken çok iş olduğunu, temel yasaların değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Çiçek, ''AB'ye girmek isteyen biziz, şartları ona göre uydurmaya da mecburuz'' dedi. Eğitim ve bilgilendirme eksikliği nedeniyle çıkarılan yasaların topluma tam olarak yansıdığını söylemenin mümkün olmadığını belirten Çiçek, bu noktada olabildiğince gerçekçi olmaya mecbur olduklarını söyledi. Çiçek, bu uygulamada en önemli sorumluluğun yargı mensuplarına ait olduğunu dile getirerek, yargılamanın adil olması ve hak ihlali sonucunu doğurmaması gerektiğini vurguladı. Çiçek, ''Bu iki hususu gerçekleştirdiğinizde, inanıyorum ki hukuk alanında AB'ye büyük ölçüde yaklaşmış olacağız'' dedi. ''BIÇAK OLUR TOPLUM İÇİN'' Hakim ve savcıların, insan hakları ve uyum yasaları hakkında bilgilendirildiğini anımsatan Çiçek, medyaya da halkı aydınlatması konusunda önemli bir görev düştüğünü ifade etti. Adalet Bakanı Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Halkı, konferanslar, seminerler vasıtasıyla bilgilendirebilirsek, bundan sonraki yolumuza daha emniyetle, güvenle devam edebiliriz. Aksi halde AB meselesi her iki tarafı da kesen bıçak olur toplumumuz için. Ülkesini sevenler, sevmeyenler, bağımsızlığından yana olanlar, olmayanlar tarzında... Zaten toplumda yeteri kadar farklılıklar var. Bir yeni tartışmayı daha toplumun gündemine getirmiş oluruz. Bunu da ülke yararına çok sağlıklı bulmam. Çok zaman kalmadığına göre konuyu bir daha enine boyuna tartışalım, konuşalım ve yolumuza devam edelim.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:03

İLGİLİ HABERLER