Medya
  • 22.12.2004 16:12

D.B.TERCÜMAN YAZARI SERDAR ARSEVEN'DEN İLGİNÇ YAZI: BİZİM KOMPLEKSLİLER!..

Yeni Şafak ile iktidar arasında, sözgelimi Milli Gazete-Saadet ilişkisi yoksa da, AK Parti'yi en fazla bağlayan da bu gazete. Dolayısıyla; AK Parti'ye gerçek mânâda destek veren kitlenin hissiyatını, bu gazetenin yazarlarına yönelik ilgiden çıkartmak mümkün. Geçtiğimiz günlerde, Yeni Şafak'ın önde gelen yöneticilerinden biri, ''en çok okunan yazarlarının Ahmet Taşgetiren olduğunu'' söyledi. ''Açık ara önde''ymiş. Bu durum; AK Parti'ye gerçek mânâda destek veren kitlenin iktidardan ne ölçüde memnun olduğunu da gösterebilir, bize... Bunun için bir yol açalım... Taşgetiren, ''Vakti gelmedi mi?'' başlıklı yazısını sorularla örmüş: -Acaba hükümet şu anda İHL ve başörtüsü sorununu çözmek için adım atabilecek hamleyi yapabilir mi? (...) Acaba hükümetin gündeminde mi?.. Hükümetin kaçıncı gündeminde? Acaba Başbakan'ın ve hükümet üyelerinin, AK Parti üyelerinin yüreğinde bir sancı mı? Yoksa ertelene ertelene sancı soğudu, hatta unutuldu mu? *** Yeni Şafak'ın ''en çok okunan yazarı'', bu soruların zihninde nasıl karşılık bulduğunu şu bölümde verir gibi: -Ben, hükümet üyelerinden bir kaçını, TBMM İnsan Hakları üyelerini, hiç olmazsa Bakanların ''başörtüsü mağduru'' eşlerini, Urfa'dan yola çıkıp Ankara'ya kadar başörtüsüne özgürlük için yürüyen o bir avuç sembol topluluğu karşılamaya, hiç olmazsa ziyaret etmeye çağırdım. Birkaç milletvekili dışında ziyaret eden olmadı. Anlaşılan oluşacak görüntünün taşınamayacağı hesap edildi. *** Bunlar, Erdoğan'la arkadaşlarına sonsuz muhabbet duyan, ''akıllı'', ''uslu'', mensup olduğu ekolün temel özelliklerine paralel olarak da son derece ''sabırlı'' bir yazarın değerlendirmeleri. Evet, öyle... Fırsatını bulduğunda Erdoğan'la arkadaşlarını bir kaşık suda boğacak olan medya gruplarının ''iktidar yalakalığında'' tavana vurduğu bir dönemde... Kıyıda köşede kalanların ''memnuniyetsizliği'' ya da ''ümit kırıklığı.'' Bu acelecilikten, sabırsızlıktan kaynaklanan bir durum değil... Olanlardan olabilecekleri çıkartmaya çalışan o geniş taban böyle düşünüyor... AK Parti'deki dostlarımız alınmasın diye tersini yazsak da, gerçek değişmeyecek. Vaziyet bu!.. *** Aslında... Bu tablonun, üzerinde durulması gereken bir detayı var... Bir misalle açayım: Malcom X filmini izlemişsinizdir. ''Siyah Müslümanlar Hareketi''ne katılmadan önceki hayatında, Harlem bataklığında çırpınıp duran pis bir serseridir, Malcom X. Renginden utanç duyar, ''beyazları'' taklit etmeye çalışır... Saçının rengini açmak, kıvırcıklığını gidermek için başına bir takım maddeler sürer. Bu işlemin hemen ardından kafasını suyun altına tutmak zorundadır. Aksi takdirde, saç derisi yanmaya başlayacaktır. Günlerden birgün; Sular kesiktir, bu durumun farkında olmadan düzleştirme, sarartma işlemine başlayan Malcom X'in başı da ilaçlı!.. Can havliyle sağa sola koşar, her el attığı kap boştur. Acısı tahammül edilmez hale geldiğinde, son çareye başvurur... Kafasını ''klozete'' sokar ve acısını ''pis suyla'' dindirmek mecburiyetinde kalır!.. ''Aşağılık kampleksi'' böyledir işte, pisliğe bulaştırır insanı!.. Bu mesele... Yani, ''aşağılık kompleksi'', belki de AK Parti'nin ne ölçüde iktidar olabildiğinden de önemli... Hezimetin gerçek sebebi!.. Mağdur kitlelerin hassasiyetlerini gündeme taşıyabilecek durumdaki ''aydınların'' büyük bir bölümü, ne yazık ki, Harlem'in ezik çocuğu Malcom X'ten esintiler sunuyor, topluma... Ezik büzük... Beyaz adamdan öpücük bekleyen!.. Bir öpse bunları ah bir öpse!.. O ''nefis dudak esintisini'' muhafaza edebilmek için suratlarını haftalar boyunca yıkamazlar, ona ne şüphe!.. Bunlar, bizim ezikler!.. Başörtüsüydü, İmam Hatip'di, Kur'an Kursu'ydu bu tür meselelerden bahsetmeleri, bu tür sıkıntıları makalelerine, konuşmalarına yansıtmaları halinde ''dışlanacaklarına'' inanırlar... Sözgelimi... ''Urfa'dan yola çıkıp Ankara'ya kadar başörtüsüne özgürlük için yürüyen mağdurlardan'' bahseden biz olduk ve birkaç yazar dostumuz... Örtüydü, kurstu bu tür 'basit' mevzulara girmeye tahammül eden birkaç 'aydın' daha var, O kadar!..' Diğerleri mi?.. Onlar, ''saç düzlemekle'' meşguller!.. Serdar Arseven D.B.Tercüman Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:30

İLGİLİ HABERLER