Medya
  • 22.12.2004 17:51

TUNCAY ÖZKAN'IN ERTUĞRUL ÖZKÖK HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ ORTALIĞI KARIŞTIRACAK!...

HASAN ESEN ANKARA - Gazeteci-Yazar Tuncay Özkan, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün 2 yıl önce Türkiye'nin ABD'nin yayında Irak'a girmesini istediğini; ancak Musul'da şehit edilen polislerin cenazesini görünce yanıldığını anlayıp özür dilediğini söyledi. Özkan, ''2 sene önce 'Savaşa girelim' diyenler, bugün şehitler için ağladıklarını söylüyor. Acaba Petrus şarapları içerek mi yoksa cenaze törenine katılarak mı ağlıyorlar bunu bilmiyoruz'' dedi. Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından üniversitenin Bağlıca Kampüsü Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu'nda ''Ortadoğu'daki Son Gelişmeler ve Türkiye'' konulu bir panel düzenledi. Panele, Prof. Dr. Hasan Köni, Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, Gazeteci-Yazar Tuncay Özkan ve Doç. Dr. Meliha Altınışık konuşmacı olarak katıldı. Tuncay Özkan konuşmasında, Türkiye'nin Ortadoğu politikasını eleştirdi. Türkiye'nin enerjisini yitirmiş bir topluluk haline geldiğini belirten Özkan, Ortadoğu'yu değiştirmek isteyen ve 'emperyalist güçler' diye tanımladığı ülkelerin bölgede 3 büyük değişiklik yapmak istediğini söyledi. Bunların sırasıyla ''din ve kültür, ekonomi ve ulusların yönetim biçimi'' olduğunu anlatan Özkan, 11 Eylül saldırısının ardından ABD'nin bunları hayata geçirmek üzere yola koyulduğunu ifade etti. Bu çerçevede ABD'nin önce Afganistan ardından da Irak'a müdahale ettiğini dile getiren Özkan, bölgede büyük ulusal devletler yerine beylikler ve federatif yapıların oluşmasını istediğini, Büyük Ortadoğu Projesi'ni başlattığını söyledi. Federasyonlara bölünmek istenen ülkeler içerisinde Türkiye'nin de bulunduğunu savunan Özkan, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında Türkiye'ye biçilen rolün 'Yeni Osmanlıcılık' olduğunu belirtti. 'Osmanlı olsaydı bölge bu kadar karışmazdı' denilmeye başlandığını anlatan Özkan, İslam dünyasını birarada tutucak bir halifenin olması gerektiğinin de dile getirildiğini söyledi. 'Yeni Osmanlıcılık' ile Türkiye'nin yeni bir maceraya sürüklenmek istendiğini söyleyen Özkan, konuşmasında 1 Mart tezkeresi ve Irak Savaşı'na da değindi. CHP dışında herkesin Türkiye'nin Irak Savaşı'nda ABD'nin yanında olması gerektiğini savunduğunu belirten Özkan, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ü de eleştirdi. Özkök'ün o dönemde 'Türkiye'nin savaşa girmesi' yönünde görüş bildirdiğini; buna karşın kimsenin sesini çıkarmadığını anlatan Özkan, Özkök'ün Musul'da 5 polisin şehit olmasının ardından kaleme aldığı bir yazısında 'Özür dilerim; yanılmışım' dediğini ifade etti. Özkök, ''2 sene önce 'Savaşa girelim' diyenler bugün şehitler için ağladıklarını söylüyor. Acaba Petrus şarapları içerek mi yoksa cenaze törenine katılarak mı ağlıyorlar, bunu bilmiyoruz'' diye konuştu. Türkiye'nin bütünlüğünün mevcut politikasızlık hali ile korunamayacağını vurgulayan Özkan, muhalif seslerin kamuoyuna yansıtılmasında sorunlar bulunduğunu da savundu. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkan Yardımcısı Kuloğlu da konuşmasında, 'Soğuk Savaş' sonrası ABD, 11 Eylül sonrası Afganistan ve Irak operasyonları bağlamında Büyük Ortadoğu Projesi konularına değindi. Kuloğlu, BOP'un iki cephesi olduğunu, bunlardan birincisinin bölgede etkili olan ve ABD'nin radikal İslam'dan kaynaklandığını düşündüğü terörden kurtulmak ve enerji sahalarını kontrol altına almak, ikincisinin ise bunu yapabilmek için demokrasi, insan hakları gibi birtakım medeni kavramları getirmek, eğer bunu normal yoldan yapamazsa güç kullanmak olduğunu söyledi. 1 Mart tezkeresine de değinen Kuloğlu, ''1 Mart'ta Türkiye ABD'nin yanında savaşa girmeyecekti. ABD'nin Irak'a kuzeyden girmesi için ülke toprakları açılacaktı. Biz de bunun karşılığında belli bir bölgeye kadar Irak'a girecektik. Ama kesinlikle Irak askeri ile çatışmayacaktık. Amacımız hem bir göçü önlemek hem de PKK'nın güçlenmesini engellemekti'' dedi. Prof. Dr. Köni ise, konuyu Ortadoğu ülkelerine yaptığı seyahatler kapsamında değerlendirdi. Köni, Kuzey Irak'a yaptıkları bir seyahette Kürt peşmergelerin kendisinden pasaport sorduğunu, kendisinin ise üzerinde ismi yazılan GİMA kartını gösterdiğini, peşmergelerin de bunu kabul ettiğini anlattı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:30

İLGİLİ HABERLER