Gündem
  • 1.9.2007 14:44

DEMİREL: TÜRKİYE'NİN IRAK'A İLİŞKİN GİZLİ GÜNDEMİ YOKTUR

  9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Irak'taki istikrarsızlıktan 20 yıldan fazla zamandır mustarip olan bir ülke olarak Türkiye'nin mevcut duruma kayıtsız kalamayacağını belirterek, ''Türkiye'nin Irak'a ilişkin gizli gündemi yoktur. Hiçbir zaman da olmamıştır. Bu ülkenin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz de bulunmamaktadır'' dedi.
      Uluslararası Rotary Kulübünce The Marmara Oteli'nde düzenlenen ''Orta Doğu'da Barış Forumu''nda konuşan Demirel, geçen yüzyılın büyük bir bölümünde Orta Doğu'nun istikrarsızlık ve karmaşayla nitelendirildiğini ifade ederek, buna karşın ortamın hiçbir zaman bugünkünden daha belirsiz, zorlu ve istikrar ile güven sağlama ihtiyacının da hiç bu kadar acil olmadığını söyledi.
      Demirel, bu nedenle Türkiye'nin yakın komşusu konumunda olan bu bölgedeki gelişmelerin öncelikli bir konu olarak uluslararası toplumla birlikte Türkiye'yi de kaygılandırmaya devam ettiğini dile getirdi.
      Bölgede düşmanlıkların hızla arttığını, bunların doğurduğu kısır şiddet döngülerinin vahim küresel yansımaları olacağını, aynı zamanda büyük boyutlarda kaos yaratması ihtimalinin de bulunduğunu belirten Demirel, ilgili bütün tarafların iradesi ve samimi taahhüdü olduğu takdirde, barış ve istikrarın ulaşılabilir olduğuna inandığını, ancak aslında geçerli başka bir seçenek de olmadığını vurguladı.
      Demirel, İsrail-Filistin ihtilafının çözümünün bütün Orta Doğu'nun siyasi ve ekonomik havasını kökten değiştireceğine, bölgede huzursuzluk yaratan diğer gerginlik kaynaklarının çözümününde de ilerleme sağlanacağına işaret etti.
      Orta Doğu konularına her zaman özel ilgisi olduğunu ve 2000-2001 yıllarında Mitchell Komisyonu üyeleri arasında yer aldığını anlatan Demirel, komisyonun raporundaki tespitlere değindi.
      Demirel, ''İsrail ve Filistinliler bir arada yaşamak çalışmak ve refaha ermek zorundadırlar. Tarih ve coğrafya onların kaderlerini komşu olarak belirlemiştir, bu değiştirilemez. İki taraf bu gerçekle erkenden barışırsa ve hareketlerini buna göre yönlendirirlerse ancak o zaman barış vizyonu geliştirilebilir'' diye konuştu.
      Süleyman Demirel, 6 yıl sonra bu tespitin hala geçerliliğini koruduğunu vurgulayarak, sürekli barış, güvenlik ve istikrarın ancak müzakere edilmiş bir çözümle sağlanabileceğini dile getirdi.
      Türkiye tarafından üçlü bir platform olarak başlatılan ve İsrail ile Filistin arasında ekonomik bağlar kurmak suretiyle güveni teşvik etmeyi hedefleyen Ankara forumuna dikkati çeken Demirel, forumun bölgede şartlar el verdiği taktirde Gazze'deki Erez Sanayi Bölgesi'ni yeniden canlandırmayı ve rehabilite etmeyi hedeflediğini söyledi.
     
     TÜRKİYE'NİN ORTA DOĞU'DAKİ ROLÜ
      Demirel, Türkiye'nin Orta Doğu'daki rolünün yumuşak gücüyle doğrudan ilintili olduğunu, bunun da kültürel kimliğini modernlik ve istikrar yaratıcı kapasitesi ile uzlaştırabilme yeteneğinden aldığını belirterek, ''Fil hasika dinler arası fay hatlarının daha belirginleştiği 11 Eylül sonrası dönemde Türkiye'nin tecrübesi daha da geçerli hale gelmiştir. Hem batı, hem de Orta Doğu ile ortak paydasının bulunması, bütün bölge ülkeleriyle iyi ilişkiler içinde olması bu yumuşak gücünü yansıtarak bölgeyi bir istikrar, işbirliği ve refah alanına dönüştürmeye katkı yapması bakımından Türkiye'yi özel bir konuma getirmektedir'' dedi.
      Demirel, Türkiye'nin şartlar gerektirdiğinde askeri yeteneklerini de bölgenin barış ve istikrarının hizmetine koymaya hazır olduğunu ifade etti.
     
     IRAK'TAKİ ÇATIŞMALAR
      Demirel, bölgedeki diğer temel uluslararası çatışmaların Irak'ta meydana geldiğini vurgulayarak, mevcut gerginliklerin Irak'ın bütünüyle parçalanmasına varabileceğine dair meşru bir kaygıya dikkat çekti.
      Süleyman Demirel, Irak'ın Türkiye için yalnızca komşu olmadığını yüzyıllara dayanan bir tarihi paylaştıklarını söyledi.
      Demirel, Iraktaki istikrarsızlıktan 20 yıldan fazla zamandır mustarip olan bir ülke olarak Türkiye'nin mevcut duruma kayıtsız kalamayacağını belirterek, şöyle konuştu:
      ''Türkiye'nin Irak'a ilişkin gizli gündemi yoktur. Hiçbir zaman da olmamıştır. Bu ülkenin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz de bulunmamaktadır. Tek arzumuz hukuk ve asayişin hızla tesis edildiği, normalliğe, istikrara ve güvenliğe kavuşmuş, toprak bütünlüğü korunmuş, demokratik, müreffeh, mezhep çatışmalarından kurtulmuş, kendisi ve komşularıyla barışık bir Irak görmektir.''
     
     KERKÜK
      9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Kerkük'ün gelecekteki statüsünün yüksek hassasiyete sahip bir konu olduğunu ifade ederek, ''Iraklılar bu konuyu orada yaşayan tüm grupları kucaklayacak bir formülle çözmek zorundadır. Hiçbir grubun bu çok etnili, çok kültürlü kentin siyasi ve idari yönetiminde tekel iddiasında bulunmasına izin verilmemelidir'' dedi.
      Demirel, bu yıl içinde yapılacak bir referandumun erken bir girişim olacağını belirterek, ''Bu konuda yapılacak bir oldu bitti Irak'ın tamamını ilgilendiren son derece ağır sonuçlar doğuracaktır'' diye konuştu.
      Irak'ın kuzeyinin, Türkiye'ye karşı girişilen terörist faaliyetler için bir üs ve dolayısıyla Irak'la ilişkileri sürekli yıpratan bir unsur olmaya devam ettiğini vurgulayan Demirel, ''Irak hükümeti, PKK'yı yasa dışı ilan etmek ve kendi topraklarındaki mevcudiyetini ortadan kaldırmak suretiyle buna bir son vermelidir. Irak, Türkiye'nin sabrının tükenmekte olduğunu ve tahammül sınırları zorlanmaya devam ettiği taktirde sorunun çözümü için Türkiye'nin önünde kendi başına inisiyatif almak dışında bir seçeneğin kalmayacağını artık anlamalıdır'' dedi.
     
     İRAN VE AFGANİSTAN
      9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, İran'ın nükleer programından kaynaklanan sorunun bölgede yeni bir felakete yol açmasının ne pahasına olursa olsun önlenmesi gerektiğini de ifade ederek, ''Türkiye, İran'la ilgili nükleer sorunda, tutarlı ve istikrarlı biçimde meselenin diplomatik yollardan çözüme ulaştırılmasını destekleyegelmiştir'' diye konuştu.
      Demirel, konunun çözümünde uygulanacak diplomatik çözüm yolunun, İran'ın nükleer enerjiden barışçıl yollarla yararlanması hakkının da göz önünde bulundurularak bulunması gerektiğini belirtti.
      Süleyman Demirel, Afganistan'daki duruma de değindiği konuşmasında, iç savaş ve hukuksuzluğun on yıllar boyunca hüküm sürdüğü bir ülkede güvenliğin sağlanmasının zorlu bir görev olduğunu dile getirerek, ancak barışçıl, istikrarlı ve müreffeh bir Afganistan'ın inşasına yönelik çabaların başarısız olmasının telafi edilebilecek bir seçenek olmadığını bildirdi.
      Bu arada, Süleyman Demirel, toplantıyı izleyen basın mensuplarının ''soru sorma'' taleplerini, ''Bugün hiçbir şeye cevap vermeyeceğim'' diyerek geri çevirdi. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 16:35

İLGİLİ HABERLER