KAYNAK : Haber Vitrini
ABD Kongresi’nin bir zamanlar ağır toplarından olan, bugün de Türkiye’yle ilgilenen bir Amerikalıyla sohbet ederken söz CHP’den açıldı. Önce bir an "Hangi parti?" diye durakladı, sonra ekledi:
"Derviş’in partisi mi?.."
Daha önce de belirttim. New York ve Washington sohbetlerimde CHP için Derviş’in partisi ya da Derviş’in katıldığı parti deyişleri kulağa çalınıyor.
Bir ara Yunanistan’la ilgili olarak Simitis - Yorgo Papandreu ikilisiyle de durum böyleymiş. Washington’da parti lideri ve Başbakan Simitis’ten çok Papandreu popülermiş; Yorgo aşağı, Yorgo yukarı rüzgarı esermiş...
CHP’den böyle söz edilirken AKP için de - Tayyip Erdoğan ne kadar hoşlanmasa da - İslamcı parti nitelemesi dikkati çekiyor.
Dünkü yazımda belirttiğim gibi AKP’nin Washington’daki imajı pozitif sayılmaz. Ilımlı İslamcı parti diye nitelenen AKP hakkında bazı soru işaretleri var. Kadroları ve programıyla ekonomi, Avrupa Birliği, Irak gibi konularda çok fazla güven verdiği söylenemez. Ancak seçimi kazanıp hükümet oldukları takdirde, Erbakan’ın yanlışlarını yapmayacakları, Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül ikilisiyle Amerikan yönetiminin Erbakan’a göre daha rahat çalışacağı belirtiliyor.
Bir başka deyişle:
Washington’da ilk tercih, Tayyip’in AKP’si değil.
Peki, Derviş’li CHP mi?..
Seçim zamanı bu gibi konularda Amerika gibi bir ülkenin resmen tercih belirtici açıklamalar yapmaktan kaçınması çok normal.
Kaçınıyor da.
Tersi, bir ülkenin iç işlerine karışmak olur ki, haklı tepkilere yol açar. Ama bu demek değildir ki, ilgili kişilerle sohbet ettiğiniz vakit eğilimler belli olmasın, açığa vurulmasın.
Bu pencereden bakınca, Derviş’li CHP’nin Washington’da ön plana çıktığı görülüyor. Ekonomide Derviş’in direksiyona oturduğu CHP’li bir hükümetin Amerikan başkentinde birçok bakımdan tercih edileceğini söylemek mümkün.
Türkiye’yi öteden beri yakın takipte tutan Amerikalı bir kaynak şöyle dedi:
"Amerika, Türkiye’nin ekonomik reformlarına bir yerde muazzam yatırım yaptı. Bunun boşa gitmesini, harcanmasını elbette istemez. Bu açıdan da Derviş’in ekonomide direksiyona oturması güven verici bir gelişme sayılır Washington’da..."
Bir başka soru:
"AKP - CHP koalisyonu?"
Washington, Türkiye’de bir ‘büyük koalisyon’u işbaşında görmek ister mi? Evet, ekonomide sorumluluğun Kemal Derviş’te olması kaydıyla böyle bir koalisyon ilginç gelebilir. Nitekim kulaklara çalınıyor bu...
Ama bir koalisyon seçeneği daha var akla gelen:
CHP ile Çiller’in DYP’si arasında bir hükümet... "Doğru Yol eğer barajı geçerse, bu da neden olmasın?" diyenlere rastlanıyor.
Washington’da akla getirilmek istenmeyen ya da pek sıcak bakılmayan ihtimale gelince :
AKP - MHP koalisyonu...
Washington’da bir başka konu:
Derviş’in CHP tercihi...
Washington sohbetlerim şunu da ortaya koydu: Derviş’in, Yeni Türkiye yerine CHP’ye katılmış olması genellikle isabetli bir karar olarak kabul görüyor. İsmail Cem için de "Keşke o da CHP’ye katılsaydı!" dileğine tanık olmak mümkün...
Türkiye’yi bilen bir Amerikalı şöyle dedi:
"Derviş’in yeni bir parti kurması çok güç olurdu. Doğru yaptı Atatürk’ün partisine katılmakla... Ama bu arada CHP, Tony Blair’in İşçi Partisi gibi bir dönüşümü gerçekleştirebilir mi? Buna ihtiyacı var mı?"
Derviş’le CHP, Derviş’le Baykal ilişkisi Washington’da yalnız Amerikalı değil, Türk çevrelerinde de tartışılıyor.
Baykal, Derviş’i kullanıp harcar mı? CHP’nin devletçiliği ile Derviş’in liberalliği ne kadar bağdaşır? Derviş kendini bir sonraki seçime saklasa, yepyeni bir hareket yaratsa, daha doğru yapmış olmaz mıydı?
Geçen akşam Türk-Amerikan İş Forumu’nda konuşurken bu sorular da soruldu bana... Bir uluslararası finans kuruluşunda çalışan genç bir Türk söz aldı ve sorusuna şöyle başladı:
"Baykal’ın başına devlet kuşu mu, Derviş kuşu mu kondu bilemem ama, bana söyler misiniz Türkiye’de seçim olacak mı, ertelenecek mi?"
"3 Kasım’da seçim olur" dedim ama, aynı zamanda siyaset kurumunun 3 Kasım seçimlerini erteleyerek yeni bir ayıbın çukuruna düşmemesini de diledim.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:09