Gündem
  • 24.5.2004 14:51

DERVİŞ: ÖZGÜRCE BİR DAVRANIŞ OLMAK KAYDIYLA TÜRBANLA SORUNUM YOK

Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) aylık toplantısına katılan Derviş, ''Kimlik, Türkiye ve Avrupa'' konulu bir konuşma yaptı. Müslüman bir çoğunluğu olan Türkiye'nin Avrupa için önemli olduğunu vurgulayan Derviş, Avrupa'nın geleceğine bakıldığında Avrupa içinde Türkiye olmasa dahi Müslümanların 20 milyonu aşmış durumda bulunduğunu, bu Müslüman boyutunun mutlaka Avrupa'nın içinde olacağını kaydetti. Önümüzdeki 6 ayın çok önemli olduğuna dikkat çeken Derviş, ''Eğer Aralık ayında Avrupa Konseyi (tamam, müzakerelere başlıyoruz) derse -demesi gerekir, ama bence henüz kesinleşmiş bir durum yok- o zaman hakikaten hem Türkiye, hem Avrupa 21. yüzyıla farklı biçimde girecek. Birçok sorunumuzu beraber çözeceğiz'' dedi. Çeşitliliğe dayanan, temelinde, özgürlük demokrasi, bireye, çeşitli topluluklara saygı içeren Avrupa projesinin parçası olmak isteniyorsa, kendi içimizdeki farklılıklara çok daha hoşgörülü ve içten bir değişimle sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Derviş, Türkiye'de çok önemli farklılıklar ve çok çeşitli duyarlılıklar bulunduğuna işaret etti. Birkaç gün önce Bursa'da CHP'li arkadaşlarıyla bir araya geldiğini ve onlara birkaç soru sorduğunu hatırlatan Derviş, ''CHP'li arkadaşlara sordum, (Türkiye televizyonlarında bu Kürtçe yayını duyduğunuz anda gerçekten sevinebilecek misiniz?) Kanunları geçirdik ama henüz bir şey yok. Televizyonu açınca bir Kürtçe yayın izleyemiyoruz. Bu bir çeşitlilik. Türkiye'nin zenginliği bu diye sevinç duyabilecek misiniz?'' dedi. TÜRBAN İkinci sorusunun, mini etekli ve türbanlı iki genç hanımın arkadaşça beraber olduklarını gördüklerinde, birbirlerine ''benim gibi ol'' demediklerinde sevinip sevinmeyecekleri olduğunu belirten Derviş, ''Ben şahsen, tabii özgürce bir davranış olmak kaydıyla, biliyorum burada çok sorun var, ama özgürlüğü ifade ederse ve birinin özgür seçişini ifade ediyorsa türbanla hiçbir sorunum yok. Bu birçok insana zor geliyor. Bence Türkiye'de bir gerçek, sadece baskıya dayanan bir gerçek değil. Birçok genç hanımın kendi iradesiyle seçtiği bir şey'' diye konuştu. Üçüncü sorusunun da ''Gelecek seçimlerde 5-10 tane değil, 100-150 tane bayan adayın seçilebilecek pozisyonda CHP listelerinde olduğu zaman CHP'li erkekler sevinebilecek mi?'' şeklinde olduğunu aktaran Derviş, bu değişimi Türkiye'nin yaşaması gerektiğini, aksi takdirde Türkiye'nin özlediği Avrupa'nın bir parçası olamayacağını kaydetti. Soruları da yanıtlayan Derviş, bir katılımcının ''Kürt ve türban sorunlarının korkuttuğunu'' ifade etmesi üzerine, artık korkunun büyük kısmının yersiz olduğunu, gençler arasında çok geniş hoşgörü ve sağduyu bulunduğunu söyledi. İktidar partisinin bünyesinde de çeşitli akımlar bulunduğunu dile getiren Derviş, ''O kesimdeki modernleşmeyi de göz ardı etmememiz lazım. 20 yılda çok büyük mesafe katettiler. Bizim bunlara bir şekilde olumlu attıkları adımlarda yardımcı olmamız lazım. Diyalog içinde olmamız lazım'' dedi. Derviş, Washington'da Fettullah Gülen organizasyonuna katıldığında çok eleştiri aldığını hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Konuşmamak, fikir alışverişinde bulunmamak bizi bir yere götürmez. Özgürlük çerçevesinde tartışalım diyorlarsa, (sizinle tartışamayız) dememiz kadar yanlış bir şey olamaz. Avrupa'nın bazen bize yaptığına kızıyoruz, aynı tutumu biz kendi ülkemizde benimsiyoruz.'' KÜRTÇE HABER Derviş, Kürt kimliğini hisseden insanların çok büyük çoğunluğunun demokratik çözümün Türkiye içinde olduğuna gerçekten inandıklarına inandığını da belirterek, ''Ama bazı istekleri var. Türkiye'de niye Kürtçe haber olmasın? Bütün Avrupa ülkelerinde var. Biz hangi akla hizmetle bunu bugüne kadar gerçekleştirmedik. Aslında bölücülüğe ayrımcılığa prim veren bu tür katı tutumlar olmuştur'' görüşünü dile getirdi. Bir başka soru üzerine de Derviş, Ak Parti'nin seçimi kazanmasının Avrupa için de sürpriz olduğunu, ancak Türkiye'de muhafazakar kesimin, dini ön planda tutan kesimin bile Avrupalı olmak istemesinin olumlu tarafı bulunduğunu kaydetti. Derviş, ''Türkiye AB'ye girmek istiyorsa, böylesine güçlü bir orduyu tutması gerekiyor mu?'' şeklinde bir başka soru üzerine de her şeye rağmen tedbirli olmakta yarar bulunduğunu, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki insanlara, önderlerine haksız etmemek gerektiğini, profesyonel asker olmalarına rağmen barıştan yana bir tutum sergilediklerini vurguladı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:16

İLGİLİ HABERLER