KAYNAK : Haber Vitrini
Eski Devlet Bakanı ve CHP Milletvekili Adayı Kemal Derviş, ekonomide bazı iyileşmeler bulunduğunu belirterek, ''Bir kesim artık krizi atlatmış gibi, ama vatandaşın yüzde 70'i atlatmış değil'' dedi.
Derviş, Bilgi Üniversitesi'nde, ''Ekonomik Geleceğiniz-Ekonomik Politikada Bildikleriniz ve Bilmedikleriniz'' konulu bir konferans verdi. Derviş, 6.5'lik faiz dışı fazlanın, ülkenin borcunu azaltmakta iddiasını ortaya koyduğunu ve hedeflerini tutturacağına dair inancın artmasında etkili olduğunu anlattı.
Kur politikasında da ilk başlarda bir miktar müdahalede bulunulduğunu ve IMF'nin de bundan memnun olmadığını kaydeden Derviş, ancak daha sonra kurlarda dalgalanma içinde bir istikrara kavuşulduğunu bildirdi.
Derviş, Türkiye'de kamudaki birçok kurumda istihdam fazlası bulunduğunu, ancak sosyal duyarlılık çerçevesinde ve ağır sıkıntıların yaşandığı ortamda bu insanların işlerine son verilmesinin de zor olduğunu vurguladı.
Derviş, ''Bu olayı sosyal duyarlılık içinde götürme durumundaydık. Bu alanda da IMF ile tartışma yaşandı. IMF ile Türkiye yönetimi arasında Mayıs ayında gerilim yaşandı. Ancak, sendikalar da çok sorumlu davrandılar. Türkiye'de insanların önemli anlarda sorumluluk gösterebilmeleri bir güç kaynağıdır'' diye konuştu.
-KRİZİ ÇÖZERKEN SOLUN YÖNETMESİ ÖNEMLİ-
Krizlerin hep dargelirleri vurduğuna işaret eden Derviş, dargelirliler açısından en önemli konunun, krizi önlemek olduğunu söyledi.
Kemal Derviş, ''Bir sosyal demokrat için en önemli şey krizi olmadan önlemektir. Kriz olduktan sonra da krizi çözerken bunu solun yönetmesi de birçok açıdan önemli birşey. Merkez sağ krizi yönetmeye kalktığında, sosyal kesimlerden bir tepki doğuyor'' dedi.
Kemal Derviş, Türkiye'deki ekonomik olumsuzlukların temel kaynağının enflasyon ve rant ekonomisi olduğunu da belirterek, bunların Türkiye'yi çökerttiğini ve çok zarar verdiğini anlattı.
"ENFLASYON HEDEFİNDE DE IMF İLE TARTIŞTIK''
2002 yılı enflasyon hedefi için de IMF ile tartıştıklarını bildiren Derviş, IMF'nin ''Yüzde 20 belirleyin enflasyondan kurtulun'' görüşünde olduğunu, ancak, buna rağmen yüzde 35'lik oranın kabul ettirildiğini vurguladı. Derviş, ''Çok önemli olumsuzluk olmazsa, yüzde 35 hedefi tutacak ve 20 yıldır ilk kez Türkiye enflasyon hedefini tutturmuş olacak'' diye konuştu.
Büyüme oranının 2002 için yüzde 4.5 civarında çıkacağını dile getiren Derviş, ekonomik program çerçevesinde yapılanlarla daha iyi bir geleceğin temellerinin atıldığını bildirdi.
''Faizin hala yüksek olması olumsuz. Reel faiz yüzde 25-30 arasında, yatırımcı hala geleceğe güvenmiyor'' diyen Derviş, seçimin ardından güven yaratacak bir oluşumla faizlerin çok hızlı düşebileceğini, faizlerin düşmesiyle de bambaşka bir ortamda büyüme yaşanabileceğini kaydetti.
Yüksek faiz yüzünden gelir dağılımının sürekli bozulduğunu, bunun sadece devletin sorunu olmadığını, dargelirlinin de durumunu bozduğunu belirten Derviş, ''Evet bazı iyileşmeler var. Bir kesim artık krizi atlatmış gibi, ama vatandaşın yüzde 70'i atlatmış değil'' dedi.
"TEK ELDEN YÖNETMEK LAZIM"
Ekonomik programın devam etmesi gerektiğini kaydeden Derviş, ''Bu antibiyotik tedavisi gibi, bunu sonuna kadar götürmek gerekiyor. Piyasaların da buna güven duyması lazım'' diye konuştu.
İyi yönetimin önemine dikkat çeken Derviş, ''Bu kadar bölünmüş bir yapıda, bu tür koalisyonda hızlı karar vermek, uyumlu çalışmak, birbirini destekler biçimde çalışmak mümkün değil. 4-5 aşçı her yemeğe karışıyor. Ekonomiyi tek elden bir kaptan gibi yönetmek lazım'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) hedefini başarması gerektiğini vurgulayan Derviş, ''Eğer AB üyeliğini gerçekleştirirsek, Türkiye'nin bundan sonraki yıllarda kalkınma hızı yüzde 7-8 olur. Böylece borcu da büyümeyi de istihdam sorununu da çözeriz'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:25
