Gündem
  • 6.3.2006 09:28

DIŞ POLİTİKAMIZDA BİR İLK: ULUSAL STRATEJİK KONSEPT

Türkiye’de dış politikaya kafa yoranların en önemli eleştirilerinden biri de bu hassas alanda izlenmesi gereken stratejilerin daha ziyade palyatif tedbirlerle ve el yordamıyla yürütüldüğü şeklindedir..

Türkiye, uzun vadeli projeksiyon yapmadığı içindir ki, Sovyetler Birliği’nin 1990’lı yıllarda dağılmasının hemen ardından bağımsı zlıklarını ilan eden ve etnik bağları bulunduğu Azerbaycan ile Orta Asya cumhuriyetlerine yönelik politikalarını günübirlik yürütmüş, Avrasya bölgesi üzerinde gerekli etkinliği sağlayamamıştır

Ancak, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üye olma yolunda yaptığı bir dizi demokratik reformlar yoluyla AB ülkelerindeki standartları yakalama arayışları, Ankara’nın dünyada olup bitenlere nasıl baktığı, nasıl bakması gerektiği ve buna göre hata payı en aza inmiş uzun vadeli bir dış politika izlemesi gerekliliğini de gündeme getirdi.

Bu çerçevede, 2004 yılı sonlarına doğru Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla, kamuoyuna yansımayan bir genelge yayımlanarak, yukarıda belirtilen ihtiyaca yanıt verecek bir Ulusal Stratejik Konsept’in (USK) Dışişleri Bakanlığı koordinasyonunda gizlice hazırlanması kararlaştırıldı.

ŞEMSİYE İŞLEVİ GÖRECEK

Dışişleri Bakanlığı bu genel stratejik konseptin içini dolduracak görüşleri Genelkurmay Başkanlığı dahil tüm ilgili kurumlardan önemli ölçüde topladı. USK’nın bu ay içinde hazır hale getirilmesi planlanmış olmakla birlikte çeşitli kurumlardan toplanan bilgilerin yazım aşamasının sürdüğü ve gecikmeli olarak çıkma olasılığının bulunduğu belirtiliyor.

USK, dünyada uzun vadede meydana gelebilecek olası uluslararası gelişmeleri analiz edip Türkiye’nin alması gereken önlemleri içeren genel bir konsept olup, detaylı olarak tek tek ülkelerle ilgili tehdit değerlendirmesi yapan bir belge niteliği taşımayacak. Bu işlevi, geçen yılki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantı sında kabul edildiği belirtilen tartışmalı Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) görüyor. Yani MGSB, tehdit değerlendirmelerinde, örneğin, İran nasıl bir tehdit oluşturabilir gibi detaylara inerken, USK genel bir bakış açısının çizildiği yol haritası niteliğinde olacak.

GÖRÜŞ AYRILIĞI VAR MI?

Diğer yandan, içeriği gizli tutulan MGSB’nin basına yansıyan bölümlerine göre, özellikle Ege konusu ile iç tehdit tanımında asker ile hükümet arasında görüş ayrılıklarının devam ettiği ortaya çıkmıştı.

Hükümet, AB üyesi Yunanistan ile AB’ye aday ülke Türkiye arasında savaş olasılığının en aza inmesi nedeniyle MGSB’nden, Yunanistan’ın Ege’de karasularını 12 mile çıkartmasının savaş nedeni sayılmasından artık vazgeçilmesini isterken, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ısrarı üzerine savaş nedeni politikasının belgede yerini aldığı belirtilmişti. İrticanın tanımı konusunda da hükümet ile TSK arasında görüş ayrılığı bulunuyor.

TSK, MGSB’de öngörülen değerlendirmeler ışığında Milli Askeri Stratejik Konsepti’ni (MASK) hazırlayarak, buna göre askeri yapılanmasını gerçekleştiriyor ve askerlik süresini azaltıp azaltmama gibi politikalarını belirliyor. Ancak, iç ve dış tehdit değerlendirmelerinde ortaya çıkan farklı görüşler, hükümet ile askerin önceliklerinin çelişmesi, dolayısıyla da ülkenin iç ve dış politikalarına olumsuz yansımayla sonuçlanıyor.

Diğer yandan, hükümet kaynakları Bugün’e yaptıkları değerlendirmede USK’nın içeriği açısından benzer bir görüş ayrılığının olup olmadığını dile getirmekten kaçındılar.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:52

İLGİLİ HABERLER