ŞEVKET ATALAY
KAYSERİ - Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin AB'ye üye olması için bir fırsat yakaladığını ve Avrupa'nın şu an Türkiye'ye bakışının hiç bu kadar iyi olmadığını söyledi.
AB'ye uyum paketleri hazırlanırken bütün kurumların görüşlerinin alındığını söyleyen Gül, bakanlıklara ve ilgili kurumlara danışılmadan hiçbir kanun tasarısının hazırlanmadığını söyledi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş hakkında söylediklerinin de yanlış anlaşıldığını ve gazetelerde bu yönde çıkan haberlerin de yanlış olduğunu söyleyen Gül, "Denktaş'ı artık tenkit etmek, kritik etmek bir gelenek haline geldi" dedi.
Kayseri'de bir dizi açılış ve ziyaretlerde bulunan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kayseri Devlet Hastanesi bünyesinde hayırsever işadamı Kadir Has tarafından Çocuk Hastanesi'ne dönüştürülecek olan Sağlık Meslek Lisesi'ni gezerken gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "6. Uyum paketinde TSK'dan bazı itirazlar geldiği ve bu itirazlar çerçevesinde MGK Genel Sekreterliği'nin Başbakanlığa yazı gönderdiği, bu yazıda AGİT'in seçimlere temsilci göndermesinin ve ana dille eğitimin 'kapitülasyon' olarak nitelendirildiği" hakkındaki sorusuna Bakan Gül, Türkiye'nin AB'ye üye olmak için bir fırsat yakaladığını söyledi.
Gül, "Biz AB'ye tam üye olmak için bir fırsat yakaladık. Bu fırsat nedir? Müzakerelere 1994 yılı içinde başlamaktır. Her devletin bir tane devlet politikası olur. Türkiye'nin devlet politikası da Türkiye'nin AB'ye tam üye olarak katılmasıdır. Gelişmiş medeniyetler üzerine çıkmanın da bu yoldan geçtiğini görüyoruz. Bir konjonktör var. Avrupa'nın şu an Türkiye'ye bakışı hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştır. İlişkiler çok iyi durumda. Biz de çok köklü reformlar yaptık. Meclis'ten 2 reform paketi daha geçireceğiz" dedi.
"AGİT'E İMZA ATAN ÜLKELERDE SEÇİMLER GÖZLENİR"
Reform paketlerini de geçirirken, devletin bütün kurumlarının görüşlerini aldıklarını vurgulayan Abdullah Gül, "Bu görüşler dikkate alınır. Bunlar değerlendirilir. Hatalı olan yerler gözden geçirilir. Kanun tasarıları da ona göre tekrar gözden geçirilebilir. Ama gözlemci falan dediğimiz, Türkiye zaten AGİT'e üyedir. AGİT'e imza atmıştır. Sadece Türkiye değil, İngiltere ve Almanya'daki seçimlere de gözlemci gider. Bu şekilde olaya bakmak lazım. Türkiye'deki seçimlerde saklanacak birşey yok. Türkiye'deki seçimlerde 1950'den bu yana, 1946 yılı hariç hiç hata yapılmamıştır. Seçimler açık seçik bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla kimseden sakınmamız ve çekinmemiz mümkün değil. AGİT çerçevesinde AGİT'e imza atan ülkelerde seçimler gözlenir. Bunda alınacak da bir şey yoktur. Ana dil konusunda ise. Tabii ki bazı kurumlar hassasiyetlerini ifade edeceklerdir. Bu kanunlar geçerken 'tedbirler alınsın' denilecektir. 'TV'lerde farklı dillerde, lehçelerde yayın yapılır' derken bu hangi şartlar altında olacaktır. Tüm bunlar muhakkak ki kanuni düzenlemeler ile yapılacaktır. Fransa'da nasıl oluyor, Yunasitan'da nasıl oluyor ise burada da öyle olacaktır. Önce şunun iyi bilinmesi lazım. Biz AB'ye tam üye olmayı kabul ettikten sonra, muhakkak ki bize gelen sorumluluklar vardır. Dolayısıyla bu sorumlulukları tabii ki yerine getireceğiz. Getirirken de kendi gerçeklerimizi şüphesiz dikkate alacağız. O açıdan bakın, bunların hepsi, bunlara hemen karşı çıkılıyormuş gibi görmeyin. Muhakkak ki kanunlar hazırlanırken önce bakanlıklara yazı yazılır, bakanlıklara bağlı ilgili kuruluşlar görüşlerini ortaya koyar. Bu görüşler çerçevesinde de bazı tedbirler alınır. Varsa problemler çözülür" diye konuştu.
Bir gazetecinin "Denktaş'ı eleştirdiği" şeklindeki gazetelerde yer alan haberlerin hatırlatılması üzernine Gül, bunların tamamen asılsız olduğunu ve kapalı toplantılardan yansıyalanların yanlış anlaşıldığını söyledi.
"KKTC, ADADA ÖNEMLİ ADIMLAR ATMIŞTIR"
Gül, "Kıbrıs konusunda ne yazık ki Türk tarafına uzun süre haksızlıklar yapılmıştır. Rumlar'ın karşı çıktığı plana Türk tarafı da karşı çıkmıştır. Annan planına sadece Türk tarafı değil, Rum tarafı da karşı çıkmıştır. Türk tarafı açıkça bunu söylediği için, bütün oklar Denktaş'a yönelmiştir ve adeta geçenler de söylediğim gibi bir gelenek haline geldi Denktaş'ı tenkit etmek ve kritik etmek. Atılan son adımlarda kendisinin büyük payı vardır. Sınırların açılmasında da. Muhakkak ki bugün durum değerlendirmesi yaparken, farklı farklı görüşler ortaya çıkabilir. Ben de o çerçevede görüşlerimi söyledim. Ama o görüşlerim bir kapalı toplantıdan yansıyınca, bazı kısımları yansır, bazı kısımları yansımaz. Yansıyan kısım ise bugün gazetelerde gördüğüm gibi Rauf Denktaş'a yüklendiğim, ağır şekilde eleştirdiğim gibi yanlış haberlerdir " diye konuştu.
Bir gazetecinin 4 Haziran 2003 tarihinde AB'ye Kıbrıs konusunda yeni bir önerinin sunulacağı ve bu sunulan önerinin Annan planına benzer bir plan mı olacağı?" şeklindeki sorusuna da Gül, şu cevabı verdi:
"Bu Annan planından bağımsızdır. KKTC, adada bugün önemli adımlar atmıştır. Türkiye de önemli adımlar atmıştır. 40 sene sonra ilk defa Rumlar, Antalya'da ne var, Türkiye'de ne var diye gelip, gezebileceklerdir. Nasıl 250 bin Rum kesiminden insan KKTC'ye gezmişse, Türk tarafından da Rum kesimine geziler olacaktır. Bunlar güven artırıcı işlerdir. Şimdi bunların karşılığının geleceğini tahmin ediyorum. Geçen Rodos'taki konuşmamda AB'nin KKTC'den ambargoyu kaldırması gerektiğini söylemiştim. Tabii onlar buna ne kadar ambargo değil, ticaret engeli deseler de bu fiili anlamda ambargodur. Bunun kaldırılmasının zamanı gelmiştir. Onun için çalışmalar yapılıyor."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:00