DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, 3 Kasım seçimlerinden sonra hükümet ortaklarıyla ilişkisini şöyle aktarıyor: “Sayın Devlet Bahçeli ile telefonlaştık. Sayın Mesut Yılmaz’ı aradım, ulaşamadım. Hem rahatsızlığı nedeniyle hem de yeni yıl kutlaması için. Sayın Yılmaz’la görüşemedik.”
Ecevit, YTP Genel Başkanı İsmail Cem’in bir süre önce kendisini ziyaret ettiği hatırlatılınca, görüşmede tamamen dış politik gelişmelerin ele alındığının altını çiziyor. “Başka konulara ima yoluyla bile değinmedik. Artık o defteri kapattık.” açıklamasında bulunuyor. Ecevit, uzun yıllar yakın çalışma içerisinde bulunduğu YTP kurucularından Hüsamettin Özkan’ın kendisinden görüşme talebinde bulunup bulunmadığı yönündeki soru üzerine de, “Dediğim gibi artık o defteri kapattık.” diyor.
Ecevit, 2001 yılı Şubat ayında “devlet krizi” yaşanan olaylı MGK toplantısına ilişkin soruları ise “Kabul edebileceğim şeyler değildi; ama o defter kapandı...” diye cevaplıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile şimdi iyi bir ilişki içerisinde olduğunu anlatıyor ve ekliyor, “Kendisine bayram tebriki gönderdim, o da telefonla aradı... Bayramlarda oluyor.”
Ordunun özel konumu ile demokrasi bağdaştırılmalı
AK Parti hükümetinin işbaşına gelir gelmez birtakım kuşku uyandırıcı adımlar attığını ve imalarda bulunduğunu savunan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Silahlı Kuvvetler’in özel konumu ile demokrasinin gereklerinin bağdaştırılması halinde Türkiye’de hiçbir sorunun ortaya çıkmayacağını belirtiyor.
Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın açıklamalarının bir gerginlik sebebi olup olmadığı yönündeki soru üzerine Bülent Ecevit şunları kaydediyor: “Türkiye’de Silahlı Kuvvetler’in özel bir konumu, özel bir önemi var. Çünkü devleti bir anlamda kurmuş sayılan unsur, Silahlı Kuvvetler. Hatta Osmanlı döneminde yapılan bütün yeniliklere Silahlı Kuvvetler öncülük etmiştir, harita subaylığından mühendisliğe, tıbba kadar her konuda. Bunun tabiatıyla birtakım sonuçları, alışkanlıkları vardır, bunu göz önünde tutmak gerekir. İkincisi, Türkiye dünyanın en kritik jeopolitik konumunda ve böyle bir ülkede Silahlı Kuvvetler’in belirli bir ağırlığının bulunması kaçınılmazdır. Bu ağırlıkla demokrasinin gereklerini bağdaştırmak önemli. Onu da, böyle özellikle laiklik karşıtı partilerin kaşımamaları, istismar etmemeleri durumunda hiçbir sorun ortaya çıkmıyor. Onun için bu hükümetin işbaşına gelir gelmez o konuda kuşku uyandırıcı birtakım adımlar atması veya imalarda bulunması, toplumun tümünde, yine başımız derde mi girecek diye huzursuzluk uyandırıyor. Buna dikkat etmeleri gerekir.”
ZAMAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:04