
ECEVİT KİMİN YERİNE MİLLETVEKİLİ OLDU?
Akis Dergisi’nin sahibi ve başyazarı Metin Toker, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük gazetecilerden biriydi. Cumhuriyet ekolündendi. Muhabirlik, yazı işleri müdür yardımcılığı ve yazarlık yaptıktan sonra AKİS’i çıkarmıştı. İsmet Paşa’ya da damat olmuştu. Toker o gün 7 ay 23 gün yattığı ve gazetelerde “Ankara Hilton” diye isimlendirilen Merkez Cezaevi’nden tahliye edilmişti. Evine gelmiş ve bir saat sonra da Akis Dergisi’ne gitmişti. Bülent Ecevit, Rüzgarlı sokaktaki dergi idarehanesine Toker’e “geçmiş olsun” ziyaretine gelmişti.
Ecevit, Rockefeller Vakfı’nın gazete yazarlarına mahsus bursundan yararlanarak ABD ve dünyada bir sürü devlet adamının okuduğu ünlü Harvard Üniversitesi’nde sosyal psikoloji, Ortadoğu ve Osmanlı Tarihleri üzerinde bazı eğitim programlarına katılmıştı. Bir yıllık burs almasına rağmen Türkiye’de erken seçim yapılacağını duyunca 8’nci ayda programı kesip dönmüştü. Toker’e geçmiş olsun dileklerini bildirdikten sonra Ecevit çayından bir yudum aldı ve:
- “Kontenjan’dan Ankara listesine girecekmişsin” dedi. Toker: “Teklif geldi, ama, kabul etmeyeceğim.”
- “Neden? Hem senin, hem de CHP için iyi olur. Tesrii masumiyetin olacağından Ankara Hilton’a tekrar girmekten kurtulursun. Ankara listemize kuvvet katar.”
- “Evet Nihat Erim davasında nallayacakları besbelli. Ama bir yıl daha hapiste yatmak pahasına kararımdan caymayacağım. Gazeteci kalmak istiyorum.”
Ecevit, biraz utanıp, sıkılarak şu istekte bulundu:
- “Yerine beni söyler misin?”
Toker hiç tereddüt etmeden:
- “Elbette, senden iyisini düşünemem” dedi.
Ecevit fırsatı yakalayıp, onu iyi kullanmıştı.
Toker’in ilk ziyaretçisi CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’ti. İnönü’nün damadına Ankara listesinde bir yer ayrıldığını söylemişti. Metin hemen reddedince de:
- “Akşam Paşa’ya geleceğim. Kararını bir kez daha gözden geçiririz” demişti.
Metin, Ecevit’in adından söz etmişti. İsmet Paşa önce karşı çıkmıştı: “Nereden çıkardın, Nereye koyacağız?”
Gülek, Ulus’un yönetimindeki Bülent Ecevit’i beğenirdi.
- “Metin beyin yerine Bülent Ecevit’i aday gösterelim, Paşam. Çocuk iyi İngilizce biliyor. Partiye kıymet kazandırır. Genel Sekreterin de bu kadarcık dediği olsun.”
İsmet Paşa böylesine ısrar karşısında:
- “Haydi öyle olsun” demişti.
Ecevit’e 32 yaşındayken siyasetin kapısı böyle açılmıştı.
MENDERES KURTARDI
Kayhan Sağlamer Cumhuriyet’in Yazı İşleri Müdürlerindendi. Ecevit 1970’li yıllarda öne fırlayınca: “ECEVİT OLAYI” “Bir Başbakanın Doğuşu” diye kitap yazmıştı. O kitabın girişinde DP iktidarının Başbakanı Adnan Menderes’in Ecevit’i yazılarından dolayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevkedilmekten nasıl kurtardığı anlatılıyor. Menderes DPGenel İdare Kurulu Üyesi Hüseyin Fırat’ı makamına çağırır. Ona Milli Emniyet Teşkilatı’ndan gelen dosyayı gösterir.
- Bak Fırat, bunu Behçet Türkmen paşa gönderdi.
Türkmen, eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen’in babasıdır ve 1950’li yılların ortalarından sonra MİT (o zaman MET) müsteşarıdır. Dosya Bülent Ecevit’e aittir.
- Allahın belası, Ulus gazetesinde saçma sapan makaleler yazıyor. Sol faaliyet içindeymiş. Sevmem veleti. Ama babası Fahri bey, Hukuk Fakültesinde hocamdı. Hapse girerse, vicdanım muazzep olur. Mahkum olmasa bile istikbali lekelenir. MET Başkanı, tesrii masumiyetinin kaldırılıp Ağır Ceza Mahkemesine sevkini öneriyor. Ne dersin?
Fırat, liderinin beklediği cevabı sezecek kadar ustaydı: “Beyefendi, memlekette komünizm tehlikesi mi var? Yok. Hasıraltı edelim. Doğrusu Milli Emniyet’e gönderelim.”
Rahatlamıştı Menderes: “Allah senden razı olsun. Al bu dosyayı icabına bak, diye Fırat’a teslim etti.”