Gündem
  • 12.9.2002 13:48

ECEVİT, MESUT YILMAZ İLE GÖRÜŞMESİNİ CANLI YAYINDA ANLATTI...

KAYNAK : Haber Vitrini Başbakan Bülent Ecevit, ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın kendisini ziyareti sırasında MHP'den şikayet ettiğini ifade ederek, ''MHP'nin tutumu karşısında (siz hükümetten çekilmez misiniz?) dedi. (Yani hükümetten çekilmemizi mi istiyorsunuz?) dedim. (evet) dedi.'' diye konuştu. Ecevit, ''Bu garip bir şey. Eğer hükümetten çekilmek gerektiğine inanıyorsa evvela bunu Yılmaz'ın uygulaması gerekirdi. Bunu söylemeden önce kendisinin çekilmesi gerekirdi.'' dedi. Başbakan Ecevit, NTV'de canlı yayında, Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Bülent Ecevit, ''ANAP Genel Başkanı sayın Mesut Yılmaz'la yaptığınız görüşmenin ardından, Yılmaz artık bu hükümetin devam etmemesi gerektiğini söyledi. 'Başbakan beni yanlış anladı' dedi. Daha sonra siz 'hayır ben yanlış anlamadım' dediniz ve neticede yine Sayın Mesut Yılmaz'ın, 'Sayın Başbakan'ın Avrupa Birliği (AB) sürecini algılama güçlüğü var' şeklindeki bir açıklaması oldu. Görüşmeyi bize anlatabilir misiniz? ve AB sürecini algılamakta güçlüğünüz var mı?'' sorusu üzerine, AB'yi algılamakta güçlüklerinin kesinlikle olmadığını söyledi. Başından beri AB'ye tam üyeliğe yandaş olduklarını ifade eden Ecevit, bu konuda başbakanlığı döneminde somut ilişkileri olduğunu kaydetti. Ecevit, şöyle konuştu: ''Bu iddia kesinlikle doğru değildir. Türk milleti büyük çoğunluğuyla AB'den yanadır. MHP'nin tereddütleri var. Onlar da kamuoyu önünde tartışılıyor. Öte yandan Mesut Yılmaz'la görüşmemize gelince, Mesut Yılmaz beni ziyareti sırasında MHP'den şikayet etti. 'MHP'nin tutumu karşısında siz hükümetten çekilmez misiniz?' dedi. 'Yani hükümetten çekilmemizi mi istiyorsunuz' dedim. 'evet' dedi. şimdi bu garip bir şey. Eğer hükümetten çekilmek gerektiğine inanıyorsa evvela bunu sayın Mesut Yılmaz'ın uygulaması gerekirdi. Koalisyon hükümetinin başındaki Başbakanı ziyaret ediyor ve 'siz çekilin' diyor. Bunu söylemeden önce kendisinin çekilmesi gerekirdi eğer ihtiyaç duyuyorsa. Kaldı ki şu aşmada ister ben çekilecek olayım başbakanlıktan, ister başka bir koalisyon ortağı çekilsin, erken seçimler karşısında son derece de zor bir döneme girilmiş olacaktı. Çünkü yeni bir bakanlar kurulu yetiştirilmesi artık mümkün olmayacaktı. Çünkü yeni bir hükümet kurulması için ancak 1.5 ay gibi kısa bir süre kalmıştı, bu mümkün değildi. Bunun mümkün olamayacağını söyledim. Fakat kendisi ısrar etti. O arada erken seçim konusu gündeme geldi. Erken seçimden kurtulmak isteğini çok açık şekilde belli ediyordu. Kaldı ki önerileri bunu gösteriyordu. Ben hükümetten çekilsem erken seçime gitmek yolu tıkanmış olacaktı.'' Başbakan Ecevit, görüşmede Yılmaz'ın iki öneri daha getirdiğini ifade ederek, Yılmaz'ın ilk olarak ''MHP hükümetten çekilsin'' dediğini belirtti. ''Bu da garip bir istekti'' diyen Ecevit, hükümetten çekilmek isteniyorsa bunun öncülüğünü Mesut Yılmaz'ın yapması gerektiğini anlattı. MHP'nin bu isteği kabul etmeyeceğinin belli olduğunu ifade eden Ecevit, ''Mesut Yılmaz, o zaman, eğer MHP'de bunu kabul etmezse AB'ye sahip çıkacak geniş tabanlı bir milli hükümet kurulmalı' dedi'' diye konuştu. Öyle bir hükümetin kurulabilmesinin de erken seçime yetişmesinin mümkün olmadığına işaret ettiğini kaydeden Başbakan Ecevit, Mesut Yılmaz'ın bunları bildiğini ve bunları bildiği halde, erken seçimden vazgeçirme isteğini taşıdığını söyledi. Yılmaz'a, erken seçim niyetinde olduğunu aktardığını belirten Ecevit, ANAP Genel Başkanı Yılmaz'ın da böyle bir niyeti olmadığını belirttiğini kaydetti. Ecevit, ''Bence niyeti apaçık belliydi. Bu konuda bir kargaşa içine girildi'' dedi. Hükümetin fiilen yaşadığını ve DSP olarak bakanlar kurulunun işlerinin aksamaması için ellerinden gelen çabayı gösterdiğini kaydeden Ecevit, şöyle devam etti: ''Beni en çok kaygılandıran şey bu belirsizlik ortamının ekonomide zor bir döneme yol açmasıydı. Oysa son aylarda ekonomide olumlu gelişmeler başlamıştı. İş çevreleri de bunu kabul ediyordu büyük ölçüde. Ekonomi belirgin bir büyüme sürecine girmişti. Üretimde ve tüketimde artış vardı, turizm gelişiyordu. Dış satımda gelişiyordu. Fakat şimdi bunlar bir belirsizlik ortamında çok sakıncalı ortama yol açabilir. Böyle bir belirsizlik ortamını ve erken seçimi gündeme ilk getiren kimse de bundan en çok kaçınması beklenen sayın derviş oldu. O zaman ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak bundan öncelikle kaçınması gereken kimsenin sayın Derviş olması gerekirdi.'' Başbakan Ecevit, ''Siz o zaman niye çekilmiyor musunuz diye sordunuz mu?'', sorusuna, ''Ayıp olur biraz diye sormadım ama hep aklımda bu sorun olduğu belliydi, kaldı ki şimdi kamuoyunda aynı şey dile getiriliyor'' yanıtını verdi. - DSP Genel Başkanı, Başbakan Bülent Ecevit, ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın açıklamalarına ilişkin, ''Kendi durumunda, partisinin iç durumunda birtakım ciddi sorunlar vardı. Belki o nedenle daha erken hareket edemedi veya bu erken seçimden kurtulmayı istediği için o şekilde davranmış olabilir. Fakat hiçbir makul izah da bulunamaz bunlara'' dedi. Ecevit, yakın zamana kadar 3 koalisyon ortağı olarak çok iyi anlaştıklarını da belirterek, ''Fakat ufukta sandık görününce maalesef o diyalog koptu. Tabii bundan sonra yeniden o diyalogu kurmak da çok zor'' diye konuştu. Ecevit, ''Hükümetin artık hemen hemen bütün ortakları, hemen hemen bütün konularda görüş ayrılığı içinde. Bu ortamda nasıl bir bakanlar kurulu toplantısı olacak, Avrupa Birliği'ne (AB) nasıl güven verilecek?'' sorusuna şu karşılığı verdi: ''Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Tabii Avrupa Birliği'ne şunu söyleyebilecek durumdayız; Türkiye'de çok partili bir demokrasi rejimi var ve seçime gidiliyor, çok zor koşullar altında seçime gidiliyor. Bu arada koalisyon ortağı partilerden birinin, AB konusunda kuşku uyandırıcı sözlerde, ifadelerde bulunması gerçek ama bu hükümet adına, devlet adına kesin bir tavır değildir. AB'ye üye bazı ülkelerde de AB'ye karşı gruplar veya partiler vardır. Bu, bir geçici süreçtir, seçimlerden sonra inanıyorum ki AB ile ilişkilerimiz tekrar sağlıklı bir düzeye girmiş olacaktır. Bu konuda herhangi bir kuşkum yok.'' ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın açıklamalarının zamanlamasına ilişkin soru üzerine Ecevit, ''Bir kere kendi durumunda, partisinin iç durumunda birtakım ciddi sorunlar vardı. Belki o nedenle daha erken hareket edemedi veya bu erken seçimden kurtulmayı istediği için o şekilde davranmış, konuşmalar yapmış olabilir. Fakat hiçbir makul izah da bulunamaz bunlara'' diye konuştu. İçinde bulunulan ortamda siyasetin çok kaygan zeminde yürüdüğünü ifade eden Ecevit, ''Hiç beklenmedik, beklenmeyecek tavırlar alıyor bazı partiler... Yalnız Anavatan Partisi değil, başka partiler de... Onun için izahı çok zor şeyler de oluyor maalesef'' dedi. ''UFUKTA SANDIK GÖRÜNÜNCE...'' Ecevit, ''Mesut Yılmaz, bundan sonra ne yapacak, tahmininiz nedir? Hükümetten çekilecek mi?'' sorusuna, ''Birşey bilemiyorum bundan sonra ne olacağına dair... Seçimlere kadar sıkıntılı bir süreçten geçeceğiz o kesin. Biz yakın zamana kadar, 3 koalisyon ortağı olarak çok iyi geçiniyorduk. Fakat ufukta sandık görününce maalesef o diyalog koptu. Tabii bundan sonra yeniden o diyalogu kurmak da çok zor'' yanıtını verdi. Koalisyon ortakları arasında, hükümet içinde sağlıklı bir ortam, diyalog bulunması için büyük çaba gösterdiğini belirten Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İyi de sonuç aldık. Bu, parlamento çalışmalarını olumlu yönde etkiledi. Fakat son birkaç aydır hükümet ilişkileri bakımından işler bozuldu. Tabii siyasi yaşamımızdaki birtakım sıkıntılar da buna ekleniyor. Siyasal yaşamımız derken, bazı siyasal partilerle ilgili süreçler. Mesela bu yüzde 10'luk baraj. Benim bildiğim demokratik ülkelerin hiçbirinde bu kadar yüksek baraj yoktur. En çok yüzde 5 vardır, İsveç'te yüzde 4 vardır. Başka bazı kuzey ülkelerinde de yüzde 2, yüzde 1'e kadar inen barajlar vardır. Bizde ise yüzde 10 gibi çok yüksek bir baraj var, bunun düzeltilmesi gerektiğinde artık hepimizin birleşmesi gerekiyor. Bunun sonucu partiler arasında yapay ittifaklar kuruluyor. Meclis toplandıktan sonra yapay partiler, ittifaklar dağılıyorlar. Bundan sonrası için hiç değilse birtakım tedbirler almamız, yeni düzenlemeler yapmamız g.'' ''SİYASE BİR ZEMİNDEN GEÇİYOR'' ''Seçimlerden önce barajın indirilmesi için girişimleriniz olacak mı? Daha önce HADEP'in rejim aleyhtarı olduğunu söylemiştiniz. Baraj düşerse o zaman bu partinin de girmesi kolaylaşacak...'' denilmesi üzerine de Ecevit, HADEP ve bazı partilerin ittifak arayışları içine girdiğini, ''yani yapay yollardan yüksek barajın sakıncalarının giderilmeye çalışıldığını'' ifade etti. ''İndirilmesi konusunda girişiminiz olacak mı?'' sorusuna Ecevit, ''Olması gerekir. Yani herhalde bunun üzerinde durmamız gerekir'' karşılığını verdi. Bu girişimin seçimlerden önce yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine de Ecevit, şöyle konuştu: ''Girişimi yapmaya vakit yok tabii. Girişimi yapabilmek için bile erken seçiminden vazgeçmek gerekir. Fakat onun yerine kurulacak hükümet için de ortada fırsat yok, vakit yok. Çok sıkıntılı bir durumdayız. Zaten siyaset çok kaypak bir zeminden, şimdiye kadar görülmedik ölçüde çok kaypak bir zeminden geçiyor, Türkiye'de, kişilikler ortadan kalkıyor. Kişiliksiz birtakım politikacı davranışları ortaya çıkıyor. Siyasette onarılması gereken bazı hususlar var. Başta bazı davranışlar olmak üzere, bunlar beni çok kaygılandırıyor. Buna karşı ben en çok DSP'ye, kendi partime güveniyorum. Çünkü diğer partiler tarafından güvenilen bir tek parti var, o da DSP. 1999'da da partiler aralarında anlaşamadılar, DSP'ye bakanlar kurulunu emanet ettiler. Hiçbirinin şikayetine yol açmayan bir şekilde ülkeyi yönettik. Şimdi de bu kargaşanın içinde, bu kaypak zeminde siyaseti kurtarabilmek için benim içtenlikle inancım o ki DSP, çok güçlü olarak iktidara gelmelidir bu seçimler sonunda... Yoksa bütün vatandaşların hayretle, şaşkınlıkla izledikleri bu kargaşa iktidardan sonra da devam edebilir, çok ciddi sorunlar ortaya çıkar. Onun için her partinin aşağı yukarı, açıkça ifade edilse de edilmese de -bazıları açıkça ifade ediyorlar- DSP güvenilen parti. Şu sırada da güvenilen bir partinin iktidara gelmesinde zorunluluk var. Bunun dışında bir çözüm göremiyorum.'' Başbakan Bülent Ecevit, ''seçimlerin ertelenmesinin olanaksız değil ama çok zor olduğunu'' belirterek, ''Bir varsayım olarak söylüyorum, toplanabilirler, Meclis'te seçimlerin ertelenmesi kararı alırlar ama ondan sonra karşılaşılacak sorunların üstesinden gelinmesi çok zor'' dedi. Ecevit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de seçimlerin ertelenmesine yönelik gelişmelerden rahatsız olduğunu ifade ederek, ''Cumhurbaşkanı'nın bazı yetkileri bulunduğuna'' dikkat çekti. Seçim sonrasına ilişkin bazı kaygıları bulunduğunu da belirten Başbakan Ecevit, ''AK Parti ve CHP'nin tek başına yada birlikte iktidara gelmelerinin ciddi sorunlar doğuracağına inandığını'' söyledi. Başbakan Bülent Ecevit, NTV'de katıldığı canlı yayında, Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Ecevit, bir soru üzerine ''seçimlerin ertelenmesi olasılığını çok zayıf gördüğünü'' belirtti. Ecevit, ''Bunu hararetle isteyenlerin olduğu belli bir şey. Biz başında erken seçime karşı çıkan tek partiydik. Erken seçime göze alamayacak durumdaki bazı küçük partiler bile 'mertliğe toz düşmesin' diye erken seçimden yana tavır alıyorlardı. Şimdi durum bir hayli karışık ama DSP, bu kargaşanın üstesinden gelebilecek tek partidir'' diye konuştu. ERTELEME OLANAKSIZ DEĞİL AMA ÇOK ZOR Başka bir soru üzerine ''seçimlerin ertelenmesinin olanaksız değil ama çok zor olduğunu'' vurgulayan Başbakan Ecevit, şunları söyledi: ''Bir varsayım olarak söylüyorum, toplanabilirler, Meclis'te seçimlerin ertelenmesi kararı alırlar ama ondan sonra karşılaşılacak sorunların üstesinden gelinmesi çok zor. Bir süre ciddi bir hükümet boşluğu ortaya çıkacaktır. Ekonomi yeniden olumsuz bir döneme girecektir. Oysa tam düzelmeye başlamıştı ekonomi. Fakat iki-üç günden beri, özellikle Sayın Yılmaz'ın çıkışlarından sonra borsa yine düşmeye, faiz yine yükselmeye başladı. Bu bakımdan ekonomik açıdan da çok kaygı verici bir ortamdayız.'' CUMHURBAŞKANI'NIN BAZI YETKİLERİ VAR Başbakan Bülent Ecevit, ''Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le bugün yapacağınız görüşmede, seçimlerin ertelenmesi girişimlerinin engellenmesine yönelik bir talebiniz olacak mı'' şeklindeki bir soruya da ''Sayın Cumhurbaşkanı'nın da bu ortamda, gelişmelerden rahatsız olduğu belli. Tabii Cumhurbaşkanı'nın bazı yetkileri de var. Bugünkü görüşmemiz Sayın Cumhurbaşkanı'nın görüş ve eğilimlerini öğrenmek bakımından herhalde önemli bir görüşme olacak'' diye yanıt verdi. Ecevit, seçimlerin ertelenmesi ve hükümetin düşmesi söz konusu olursa Cumhurbaşkanı'nın hükümeti kurma görevini kime vermesi gerektiğine ilişkin bir soru üzerine ''O konuda Anayasa'da belli olan seçenekler var. Onlardan birisini şu sırada söylemeyi doğru bulmuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nı bir telkin altına alma çabası gibi gösterir. Ama Cumhurbaşkanı'nın önemli yetkileri vardır'' dedi. AK PARTİ VE CHP'NİN İKTİDARI SORUNLAR DOĞURUR Ecevit, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ''Seçimlerin sosyolojik açıdan iki turluya dönüştüğü'' yönündeki açıklamasının ve ''halkın AK Parti ile CHP arasında tercih yapmak durumunda olacağına'' ilişkin görüşlerin anımsatılması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: ''İki parti de böyle beklentiler, umutlar içindeler. Fakat seçime kadar çok şey değişebilir. Bu iki partiden birinin tek başına hükümet oluşturmasının doğuracağı son derecede sakıncalı olasılıkları kamuoyu inanıyorum ki bu kısa sürede değerlendirecektir. Kamuoyu şimdiden değişmeye başlamıştır. Halkımız yeni bir değerlendirme yapacak bize bir yol gösterecektir. Kişisel düşüncem AK Parti'nin tek başına iktidarının doğuracağı ciddi sakıncalar vardır. CHP'nin de aslında sol çevrelerin bile büyük bir kesiminde olumsuz etkileri vardır. Bu iki partinin tek başına yada birlikte iktidara gelmelerinin doğuracağı ciddi sorunlar olduğuna inanıyorum. Tabii bu ancak demokratik süreç içinde önlenebilir. İnşallah gene olumsuzluklar olmaz ama seçimden sonrası için bazı ciddi kaygılarım var.'' Başbakan Ecevit, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın durumuna ilişkin bir soruyu yanıtlarken de ''Ben, öteden beri partilerin kolay kapatılamaması yanlısıydım. Bu konuda bazı anayasa ve yasa değişiklikleri yapıldı. Parti kapatılması daha da zorlaştırıldı. Bu konudaki tavrım belli Tayyip Erdoğan'la ilgisi yok. Erdoğan'ın Meclis'e girmesi yargı kararıyla önlenirse ne olur bilemem ama herhalde partisi devam eder.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:06

İLGİLİ HABERLER