EMİN ÇÖLAŞAN, GENEL BAŞKANLIK İÇİN DYP'LİLERE ADRES GÖSTERDİ : MEHMET AĞAR
KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Yıllardır DYP'ye yaptığı muhalefetle tanınan Hürriyet Gazetesi yazarı Emin Çölaşan,DYP'nin başına Mehmet Ağar gelirse bu partinin yaşayacağını savundu.ANAP ve DSP'nin tarih olduğunu belirten Çölaşan, "Bu partiler içinde sadece ikisinin, MHP ile DYP'nin yaşama umudu olduğunu sanıyorum. Bahçeli kalırsa MHP belki toparlanabilir. Mehmet Ağar başa geçerse, DYP taze kanla belki bir atılım sağlayabilir "dedi.
İŞTE ÇÖLAŞAN'IN YAZISI;
Onların günahı
ECEVİT, Bahçeli ve Yılmaz... Bunlara bir isim daha eklemek gerekiyor: Çiller.
Son seçimde yenilgiye değil, hezimete uğrayan 4 genel başkan. Üçü iktidar ortağı, öteki ana muhalefet!
Ecevit hastalanıyor. Yarattığı görüntü toplumu ürkütüyor. Yürüyemeyen, konuşamayan bir başbakan. Kendisine buradan defalarca uyarıda bulunuyoruz... ‘‘Görevi vekaleten bir başkasına devredin, iyileşince yeniden alın’’ diye adeta yalvarıyoruz. Yapmıyor... Çünkü 80 yaşındaki, toplumda hiç sevilmeyen karısının etkisi altında.
Bahçeli ve Yılmaz, iki başbakan yardımcısı birbirine düşüyor. Bu arada ‘‘kurtarıcımız’’ Kemal Derviş ortaya ilk kez ‘‘erken seçim’’ lafını atıyor. Acaba erken seçimi Amerika mı istiyor?
Kerameti kendinden menkul Çiller muhalefette ve hikáye!
Bahçeli-Yılmaz sürtüşmesi sürüyor. İkisi de birbirinden kuşkulanıyor. Ortaya komplo teorileri atılıyor ve günün birinde Bahçeli ‘‘3 Kasım'da erken seçim istiyoruz’’ diye ortaya çıkıyor.
Bütün bunlar olurken ekonomi yavaş yavaş düzlüğe çıkmaya başlamış. Üretim artıyor, dışsatım artıyor. Ama ortamdaki güvensizlik havası olduğu gibi duruyor.
Onları uyardık... ‘‘Ne olur haftada bir toplanın, bir çay muhabbeti yapın, şu sorunları çözün...’’
Tam meyveler tomurcuk vermeye başlamışken birbirlerine giriyorlar. ‘‘Erkeklik uğruna’’ erken seçime gidiyoruz.
Sonuç ortada.
***
Türkiye'yi AKP'ye elbirliği ile, göz göre göre ve altın tepside sundular. Bundan daha büyük bir siyasi kıyak dünyada yapılamazdı. Şimdi hepsi bin pişman ama iş işten geçti.
Dahası, şimdi hepsi ortalıktan çekildi, gündemden düştü.
Bülent Ecevit karısıyla birlikte köşesine çekildi.
Mesut Yılmaz siyaseti bıraktı.
Devlet Bahçeli istifa edeceğini haftalar öncesinden açıkladı.
Tansu Çiller gitti gider.
***
Türk siyasetinde bıkkınlık veren bazı didişmeleri, çekişmeleri hiç anlamadım. Örneğin DYP ile ANAP arasında Tansu-Mesut kavgası ve diğer kişisel kavgalar dışında ne fark vardı?
Fazilet ile oradan kopan AKP arasındaki fark nedir? Kişisel kavgalar ve mevki hırsı değil midir?
MHP ‘‘erken seçim tezgáhına’’ nasıl düşmüştür?
Kamuoyu bunları bilmez, öğrenmek için de kafa yormaz.
Her şey kişisel duygulardan, birilerini sevmemekten, onları yok edip iktidar olma hırsından kaynaklanır.
***
Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller...
Kendileri gitti, isimleri kaldı yadigár!
Açık söylüyorum, son yanlışlarıyla bu sonu hepsi de fazlasıyla hak etmişti.
Siyasetçi, birkaç adım sonrasını görme yeteneği olan kimsedir. Bunlar birkaç hafta sonrasını bile göremediler. Aralarında anlamsız, saçma tartışmalar çıktı. Her biri öbürünün oyununa gelmekten korktu ve durup dururken seçime gittiler.
Bu partiler içinde sadece ikisinin, MHP ile DYP'nin yaşama umudu olduğunu sanıyorum. Bahçeli kalırsa MHP belki toparlanabilir. Mehmet Ağar başa geçerse, DYP taze kanla belki bir atılım sağlayabilir.
Belki çok ağır bir ifade olacak ama DSP ile ANAP açısından görüşüm şudur:
İkisi de bitmiştir. Görevleri tamamlanmış, duaları okunmuştur.
Şimdi hepsi otursunlar ve ‘‘Biz nerede hata yaptık’’ diye düşünsünler...
Ve bence, bu süreçte yaşadıklarını ve öğrendiklerini kitap yapsınlar ki, bundan sonra gelecek siyasetçiler aynı hatalara düşmesinler. Yakın geçmişte düşünemiyorlardı. Şimdi zamanları bol! Doğrularını, yanlışlarını, kısır kavgalarını ve sonuçta iktidarı milli görüş'e altın tepsi içinde nasıl sunduklarını anlatsınlar.
Onlardan öğrenecek çok şeyimiz var!
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:47