Gündem
  • 21.5.2005 14:55

EMİNE ERDOĞAN, SURİYE''DE İŞ KADINLARI FORUMU''NA KATILDI

GIYAS SAHLOUL - DENİZ ZUBARİ ŞAM (İHA) - Suriye''ye gerçekleştirdiği ziyaretin hayırlı olması temennisinde bulunan Emine Erdoğan, ''''Dünya ölçeğinde seçkin ve saygın katılımcılarla gerçekleşen İş Kadınları Forumu''nun hepimize yeni ufuklar açacağını, güçlü ve kalıcı ilişkilere zemin hazırlayacağını ümit ediyorum'''' dedi. Emine Erdoğan, 21. yüzyılın çok hızlı, kapsamlı ve karşı konulamaz bir değişim sürecine sahne olduğunu belirterek, ''''Bir yanda insanoğlunun ulaştığı baş döndürücü gelişmeler, diğer yanda insanın vicdanını sızlatan olaylar yaşanıyor. İletişim ve bilgi toplumu, teknolojik gelişmelerden aldığı destekle dünyayı bir köye dönüştürdü. Artık her an her yerle iletişim kurmak ve ulaşım sağlamak mümkün. İyi olan şeyler de küreselleşiyor, kötü olanlar da. Ancak asıl olan, küreselleşmenin iyi ya da kötü olduğu değil, küreselleşen şeylerin iyi veya kötü olduğudur. Temennimiz; barışın, dostluğun, adaletin, hak ve özgürlüklerin küreselleşmesidir; terörün, çatışmanın, sömürünün, ayrımcılığın değil'''' diye konuştu. Bu konuda herkesin üzerine büyük görevler düştüğünü belirten Emine Erdoğan, insanların hangi dinden, dilden ve ırktan olursa olsun, insanlık yararına hayırlı işler yapmak durumunda olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, ''''Bu geminin su alması, iyi-kötü, zengin-yoksul, kuzeyli-güneyli, doğulu-batılı herkesin aleyhinedir. İnsanoğlu, ilişki ve işbirliği zemininde ortak hedeflere yönelebilmelidir. II. Dünya Savaşı sonrasında alınan dersler Birleşmiş Milletler teşkilatını ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi''ni nasıl ortaya çıkardıysa, bugün yaşanan olumsuzluklardan hareketle de yeni işbirliği girişimlerine hız verilebilmelidir. Farklılıklarımızı değil, asgari müştereklerimizi temel alan kuşatıcı bir bakış açısı geliştirebilmeliyiz. Adalet, sosyal dayanışma, özgürlük ve temel haklar gibi evrensel değerleri ön plana çıkararak, farklı semavi dinlerin işaret ettiği ''ortak iyi''ler üzerinde buluşabilmeliyiz'''' dedi. ''''KADINLARIN DUYGUSALLIĞI, MAKİNE GİBİ İŞLEYEN DÜNYAYA ÇOK ŞEY KATAR'''' Emine Erdoğan, doğu ile batı, kuzey ile güney, Hıristiyanlık ile İslam arasındaki diyaloğun tesisinin, önyargıların aşılabilmesi ve sağlıklı bir ilişki kurulabilmesi için şart olduğunu söyledi. Kadınların duygusallığının, makine gibi işleyen bu dünyaya çok şeyler katacağının altını çizen Emine Erdoğan, ''''Bir kuşun tek kanatla uçması nasıl mümkün değilse, kadının geri plana itildiği bir ortamda kalkınmanın ve huzurun sağlanması da mümkün değildir. Kadınlarımız siyasal, sosyal, kültürel, sanatsal, sportif, kısacası tüm alanlarda aktif hale gelmelidir. Bugün dünyada yaşanan bir çok sorunun sebepleri arasında kadının yeri yoktur; ama çözüm yollarının tamamında yeri vardır. Kadın sadece varlığıyla değil, yetenekleriyle de gereken pozisyonu aldığı an çözüm sağlanabilir. Bizim medeniyet köklerimizde kadın; ikinci plana itilen bir varlık olarak değil, toplumun ana unsuru ve dinamik bir öğesi olarak görülmüştür. Hz. Ayşelerin, Hz. Fatmaların üstlendikleri rollerin yanında günümüz kadınlarının pozisyonunun çok ilerilerde olduğu söylenemez'''' dedi. Emine Erdoğan, öncü ve önder konumundaki kadınlardan alınacak çok ders olduğunu belirterek, ''''Hz. Hatice validemiz, döneminin ticaret hayatında önemli bir konuma sahipti. Şam''a kervanlar gönderen Hz. Hatice, güzel ahlak ile ticareti biraraya getiren haysiyetli ve şerefli bir kadındı. Peygamber Efendimiz''e güvenilirliğinden dolayı ortaklık teklif etmiş, zamanının en başarılı tüccarlarından biri haline gelmişti. Hz. Hatice, bugün ekonomide rol almak isteyen kadınlar için güzel bir örnektir. Bugün modern dünyada da en önemli hususlardan biri ekonomide ve diğer alanlarda değer dünyamızı yaşatabilmek, bizi biz yapan değerlere uygun pratikler ortaya koyabilmek gerekmektedir. Kadınlar; ekonomik, sosyal, kültürel ve politik karar alma mekanizmalarında ve pozisyonlarında her zamankinden daha fazla yer almalıdır'''' diye konuştu. ''''TÜRKİYE, KADININ STATÜSÜNÜ GELİŞTİRME GAYRETİ İÇİNDE BİR ÜLKE'''' Emine Erdoğan, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi gerektiğini de söyledi. Bunun ilk adımının eğitim olduğunu belirten Erdoğan, ''''Bugün birçok yörede ekonomik veya geleneksel sebeplerle kız çocukları okula gönderilmemektedir. Türkiye''de hükümetimizin yürüttüğü ''Haydi Kızlar Okula Kampanyası'' ile bizler, kırsal yörelerde kız çocuklarımızı okula göndermeye çalışıyoruz. Son 1.5 yıl içinde 120 bini aşkın sayıda kızımız okuluyla buluştu. Kadınlarımızın statülerinin geliştirilmesi ve sağlamlaştırılması için ulusal ve uluslararası düzenlemelere gidilmesi de bir gerekliliktir. Kadın ve aile statüsüyle ilgili hükümetler düzeyinde birimler kurularak gerekli çalışmaların yapılması ve hukuki sürecin takip edilmesi, kadınlarımıza yarar sağlayacaktır'''' ifadesinde bulundu. Erdoğan, Türkiye''nin, 1995 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) 4. Dünya Kadın Konferansı sonucunda kabul edilen Pekin Deklarasyonu''nu imzalayan bir ülke olarak, kadının statüsünü geliştirmenin gayreti içinde olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, Pekin Deklarasyonu''nun; adalet ve sosyal dayanışma sağlanması, kadının güçlendirilmesi, ayrımcılığın ortadan kaldırılması, toplumsal cinsiyet perspektifinin politika ve programlara yerleştirilmesi konularında hükümetleri yükümlü kıldığını belirtti. Emine Erdoğan, ''''Bu çerçevede, kadının sosyal rolleri sonucunda ortaya çıkan ücretsiz emeğinin ücretlendirilmesi konusunda gerekli önlemlerin alınması, kayıt dışı ekonomide ve tarımda çalışan kadınların iş koşullarının düzeltilmesi ve sosyal güvenceye kavuşturulmasına gibi birçok konu gündeme gelmektedir. Ülkemiz, ''kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi''ni bundan 20 yıl önce imzalamıştır ve hukuk mevzuatında her türlü ayrımcılığa yol açacak engeller kaldırılmıştır. Türkiye''de kadınlar, 1926 yılında Medeni Kanunun kabulüyle önemli haklara kavuşmuşlar; birçok Avrupa ülkesinden çok önce, 1934 yılında seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Anayasamızın 41. maddesi, ailenin Türk toplumunun temeli olduğunu vurgulamış, eşler arasında eşitliğe dayandığı ilkesini getirmiştir ki bu ilke, eşitlik adına büyük bir kazanım sağlamıştır. Avrupa Birliği''ne üyelik sürecinde gerçekleştirilen reformlarla da kadınların kazanımları pekiştirilmiştir'''' dedi. ''''KADINLARIN METALAŞTIRILMASINA ''HAYIR'' DİYORUZ'''' Emine Erdoğan, kadınların temel hak ve özgürlüklerinin yasal ve anayasal düzenlemelerle teminat altına alınmasının, bu hakların yaşatılabilmesi açısından bir zorunluluk olduğunun da altını çizerek, şunları söyledi: ''''Töre cinayetlerine karşı ağırlaştırılmış müebbet hapis müeyyidesi getirilmiş, kadına yönelik işlenen suçlar ''kişiye karşı işlenmiş suç'' kapsamına alınmıştır. Ayrıca, doğum izinlerinin ebeveyn izni olarak yasal düzenlemeye kavuşmasından ücretsiz izin hakkının hem anne hem baba tarafından paylaşılmasına kadar bir dizi yeni düzenleme yapılmıştır. Önemli gündem konularından biri de kadınlara karşı şiddetin önlenmesi, aile içi şiddete ve töre cinayetlerine göz yumulmamasıdır. Bu sorunların aşılması için hukuksal, kültürel ve sosyal zeminde çaba gösterilmesi gerekiyor. Kadının eğitim, sağlık ve istihdam alanlarına katılımı, istikrarlı sürdürülebilir bir kalkınma için şarttır.'''' Son olarak, sağlıklı toplum yapılarının ancak sağlıklı ailelerle gerçekleştirilebileceğinin altını çizen Emine Erdoğan, ''''Biz kadınların aktif hale gelmelerine ''evet'' derken, kadınların metalaştırılmasına da ''hayır'' diyoruz. Kadının aile içindeki rolünü sıfırlayan, annelik misyonunu küçümseyen çarpık anlayışlara da mesafeliyiz. Eş ve anne olmayı, gurur duyulacak birer konum olarak görüyoruz. Aile kurumu, her türlü değerin yaşatıldığı okul öncesi bir eğitim kurumu gibi görülmelidir. Kadınların çalışma şartları, aile düzenini ve çocukların eğitimini, bakımını olumsuz yönde etkilemeyecek bir şekilde düzenlenmelidir. Çalışan ve toplumsal feüretime katkıda bulunan kadınlarımızın cesaretlendirilmesi gerekir. Bugün dünyanın birçok bölgesinde görülen saldırganlık, uyuşturucu, şiddet ve değersizlik gibi duygu ve davranışların sebeplerinden biri de aile kurumunun sarsılması, çocukların aile içinde gereken ilgiyi görememesidir. Tüm bu nedenlerle kadınlarımızın üretkenliği, aile yapılarını sarsmayacak şekilde düzenlenmelidir. Sonuç olarak bizler, köşesine çekilmiş kadınlar yerine köşe başını tutan, köşe taşı gibi kadınlar görmek istiyoruz'''' dedi. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:08

İLGİLİ HABERLER