RÜKSEL- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonuç bildirisinde yer alan Güneydoğu ile ilgili ibarelerin sadece bölgeler arası gelir dağılımı farklılığını gidermeye yönelik bir ifade olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, Brüksel'de AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi münasebetiyle düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Zirve sonuç bildirisinde Güneydoğu ile ilgili bazı hususlara değinildiğini ve buna karşı herhangi bir tepki oluşturup oluşturulmadığı yönünde bir gazetecinin sorusunu cevaplandıran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ifadenin bazı yanlış anlaşılmalara sebep olduğunu ve bunun daha çok bilgi eksikliğine dayandığını söyledi. Güneydoğu ifadesinin bu tür bildirilerde yeni bir gelişme olmadığına işaret eden Erdoğan, ''Bu tür ifadeler ilk olarak 2001 Mart Katılım Ortaklığı Belgesi'nde ardından Mayıs 2003 Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi'nde de bu yer almıştır. Avrupa Birliği'nin bu zirvesinde de bu aynı ifade burada da geçmektedir. Bu ifade sadece bölgeler arası gelir dağılımı farklılığını gidermeye yönelik bir ifadedir. Bizim de zaten buna yönelik attığımız ciddi adımlarımız var. Bunlardan bir tanesi de kişi başına milli gelirin 1500 doların altında olan bölgelere yönelik şu anda ciddi teşvik projemizdir'' dedi.
''BÖLGE VE ETNİK UNSURA BAĞLI BİR İFADE DEĞİL''
Bildiride Güneydoğu'nun geçmesi ilk defa olmadığından kendilerini fazla rahatsız etmediğine değinen Erdoğan, ''Bu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyordu. Bu da karşılıkla görüşülerek giderildi. Bildiride geçen bu kültürel haklar değimi ise sadece Güneydoğu ile ilgili bir ifade değildir. Böyle konmak istenmiş, ancak gösterdiğimiz çabalar neticesinde düzeltilmiştir. Dikkat edilirse bu konuda herhangi bir ifadenin devamı şeklinde değil, ayrı başlık şeklindedir. Bizim uygulamaya yönelik vermiş olduğumuz mücadelelerde ülkemizin bütün etnik unsurlarına yönelik kültürel haklar noktasındaki yeni düzenlemelerimizin içerisinde yer almaktadır. Bu çabalarımız da bu şekilde devam etmektedir. Herhangi bölgeye, herhangi bir etnik unsura dayalı bir ifade olarak kullanılmamıştır. Hükümetimiz bu konudaki hassasiyetini sonuna kadar sürdürecektir'' diye konuştu.
KIBRIS SEÇİMLERİ
Avrupa Birliği sürecinde Kıbrıs'ın çok önemli pozisyona geldiği, 2004 Mayıs ayında Rum Kesimi'nin AB'ye gereceğini hatırlatan ve ''Kıbrıs'taki seçimlerden sonra bir girişimde bulunacak mısınız?'' şeklinde bir soruya soran gazeteciye karşılık veren Erdoğan, ''Biz Türkiye olarak üzerimize ne ise fazla gecikmeden süratle atılması gereken tüm olumlu adımları atacağız. Türkiye bu olumlu adımları atarken muhataplarımız da aynı adımları atarlarsa çok daha isabetli olur. Bizler Türk tarafı için ne tür olumlu adımlar atıyorsak aynı şekilde muhataplarımız da Rum tarafı için aynı olumlu adımları atması lazım ki burada süratli bir sonuca ulaşalım'' dedi.
Bir gazeteci, basın toplantısına katılan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'e, Kıbrıs'taki seçimlerde hile yapılacağı iddiasını ileri süren AB üst seviye yöneticileriyle görüşmelerde konunun gündeme gelip gelmediğini sordu. Abdullah Gül de konunun gündeme geldiğini belirterek, ''AB üst seviye yöneticilerinin seçimlerde kim kazanırsa kazansın adada çözüme yönelik gayretlerin yapılması yönünde görüş ortaya koydular'' diye konuştu.
''AB'Yİ HIRİSTİYAN KULÜBÜ OLARAK GÖRMÜYORUZ''
''Sonu bildirisinin gelecek sene açısından Türkiye'yi nasıl etkiler?'' şeklinde soruyu cevaplandıran Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz bütün uyum ve reform paketlerini 2004 yılı içerisinde uygulama alanına koymak suretiyle elimizden gelen samimi gayreti göstereceğiz ve ondan sonrası tamamıyla Avrupa Birliği ülkelerine ait. Şu ana kadar gösterdikleri alaka ve son bildirgede kullanılan ifadeler olumlu istikamette kendini gösteriyor. Türkiye'nin AB'ye katılmış olması Avrupa Birliği için de zenginliktir. Biz Avrupa Birliği'ni bir Hıristiyan Kulübü olarak görmüyoruz. Biz Avrupa Birliği'ni coğrafi sınırlarla tayin edilmiş bir birlik olarak görmüyoruz. Biz Avrupa Birliği'ni salt bir ekonomik teşkilat olarak da görüyoruz. Biz Avrupa Birliği'ni siyasi değerler birliği olarak görüyoruz. Zirvede Avrupa Parlamentosu Başkanı'nın açıklamaları çok manidardır. Kendisi, Türk hükümetinin 40 yıllık yapılan çalışmaların çok çok ötesinde reformların gerçekleştirdiğini ifade etmiştir. Bu çok önemli bir tespittir. Artık aldığımız kararla her hafta yaptığımız Bakanlar Kurulu toplantısında Avrupa Birliği ile ilgili yapılan çalışmaları sürekli takip edilecektir'' diye konuştu.
Makro ekonomik dengelerle ilgili tespitin müzakere süreci ile ilgili tarihe yönelik bir şart olmadığını hatırlatan Erdoğan, ''O tam üyelik için gerekli bir şarttır. Dolayısıyla o dönemi kapsayan bir olaydır. Kaldı ki bu sayılan 4 madde içerisinde bile Avrupa Birliği üyesi bütün ülkeler bunu geçmişte o süreç içerisine de tehir ettikleri konular olmuştur. Türkiye'nin müzakere sürecine dair tarihi almasıyla birlikte hem AB ve Türkiye için bu farklı bir kazanım olacfk şeklindedir. Bizim uygulamayaaktır. Biz müzakere süreci ile tarih aldıktan sonra AB bir mesafeyi bir mesajı gerçekleştirecektir'' dedi.
İSTANBUL'DAKİ TERÖR OLAYLARI
İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yapılan görüşmelerde terör konusunun konuşulup konuşulmadığı yolundaki bir soruyu cevaplandıran Erdoğan, ''Dünkü görüşmemizde İngiltere'nin baştan takınmış olduğu tavırları bir hukuki süreç olarak kendi iç problemleri olduğunu kendi ifadelerinden anladık. Daha önce yapmış olduğu açıklamaları kaldırdıklarından dolayı da kendilerine teşekkür ettik'' diye konuştu.
UEFA'nın Türk takımları ile ilgili aldığı kararı da değerlendiren Başbakan Erdoğan,
''UEFA kararında sadece o mu etkili oldu, bazı sebepler de mi var biliyorum. Ama şunu biliyorum ki İtalya elinden gelen gayreti gösterdi. Bu gayretlere rağmen beklenen olumlu netice doğmadı. İlla bir ülke başbakanının uluslararası spor kuruluşunu araması mı gerekiyor. UEFA sportif bir karar vermemiş, maalesef alanını değiştirerek siyasi bir karar vermiştir. Bu UEFA için bir lekedir. Temenni ederiz ki UEFA bundan sonra bu tür hataları yapmamış olsun'' dedi.
TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİ
Türkiye'nin Avrupa'da terör örgütleri listesine dahil etmek istediği bazı örgütlerle ilgili görüşmelerin yapılıp yapılmadığına dair bir soruyu cevaplayan Tayyip Erdoğan,
''Örgüt isimleri konusunda kendileriyle bir görüşmemiz olmadı. Biz zaten söylediğimiz şey şu: Terör örgütü hangisi olursa olsun bunların hepsinin kabulünü istiyoruz. Şu anda İngiltere'ye 2000 yılında bizim istihbarata yönelik yazdığımız bir yazı vardı. Bu yazının henüz cevabını almış değiliz. İngiltere ile bu konuda daha ortak bir çalışma içerisine girmek suretiyle teröre karşı da ortak mücadelenin gereğine inanıyoruz. AK Parti iktidarı olarak bizim düşüncesi ne olursa olsun herhangi bir kurum, kuruluş, legal, illegal teröre eğer bulaşıyorsa, teröre yataklık ediyorsa, o terörün içerisinde yer almıştır. Bunu belirleyecek olan güvenlik güçlerimizdir. Bunu enine boyuna en iyi şekilde yapıyorlar. Bize düşen onlara yardımcı olmaktır. Güvenlik güçlerine ne kadar yardımcı olursak onların bu konuda başarıları daha fazla olacaktır. Güvenlik güçlerimizin İstanbul'daki terör olayları sonunda yaptıkları çalışmalar takdire şayan bir durumdur'' diye konuştu.
TÜRBAN KONUSU
''Fransa'da türbanla ilgili vereceği kararın Türkiye'yi ne derecede etkiler?'' şeklindeki bir soruyu da cevaplayan Erdoğan, ''Rusya kendi içinde bir çalışma sürdürüyor. Teröre bakışta, bizdeki terör olaylarını değerlendirirken hemen istihbarattan şuradan buradan bizi masaya yatıranlar var. Fakat KGB gibi çok güçlü bir teşkilata sahip olan Rusya'da terör olaylarını arka arkaya gördük. Aynı şekilde ABD'de yaşandı. Bu konuda Fransa nasıl bir uygulama yapacak? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nasıl bir karar verecek? Türkiye nasıl karar verdi, bundan sonra ne olacak? Bunları aynı kategoride mi değerlendireceğiz? Neden Avrupa'nın birçok ülkesinde farklı uygulamalar var, ABD'de farklı uygulamalar var?'' dedi.
Fransa'da şu anda alınan veya alınmak istenen kararın ilköğretim ve liseyi içine aldığının görüldüğünü ifade eden Erdoğan, ''Hükümetin de bu konuda nasıl bir tavır takınacafk şeklindedir. Bizim uygulamayağını bilmiyorum. Bunlar devlet okulu. Devlet okulları dışında böyle bir şey söz konusu değil. Diğer ülkelerde de buna benzer eyaletler arasında farklılıklar var. Türkiyemizde ise baştan beri bir şeyi söylüyoruz. Toplumsal bir mutabakat sağlayalım. Bu ülkenin ortak sorunudur. Buradan bir çıkış için bir gayretin olması lazım. Maalesef atılan bir adım farklı bir alana sıçratılıyor. Biz AK Parti olarak böyle bir gerilimin tarafı olacağımızı baştan itibaren söylüyoruz. Bunu korumaya devam edeceğiz'' diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:14