
ERDOĞAN'DAN TERÖRE SERT MESAJLAR...
ESRA ŞİMŞEK
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün, Türkiye'de hiç bir etnik unsurun temsilcisi olamayacağını belirterek, "Kimse vatan topraklarımızın üzerinde farklı emel, farklı hayal beslemesin" dedi.
Ortadoğu'dan yükselen ateşin Türkiye ve bütün dünyayı etkileyecek kapasitede olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Dünyaya medeniyeti öğreten toprakların, kör bir şiddetle yoğrulmasına seyirci kalamayız" diye konuştu.
Erdoğan, Ceylan Intercontinental Otel'de gerçekleştirilen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurul Toplantısı'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, Türkiye'nin içinden geçtiği bu dönemin çok iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin son 4 yılda içinden geçtiği değişim ve dönüşüm sürecini, özellikle ekonomik iyileşmeyi maalesef tesadüflerde arayanlar var. Başarıyı gölgelemek isteyenler var. Kendi öz güven sorunlarını, adeta Türkiye'nin sorunuymuş gibi ifade ediyorlar. Hükümete zaaf isnat etme gayreti içinde olabilirler. Biz hükümet olarak özgüveni esas alıyoruz. Millete güven, ülkeye güven, kendine güven. Bunlar, bedeli rakamlarla ölçülemeyecek temel değerlerdir. Özgüvenden daha büyük bir kaynak, daha büyük bir proje, daha büyük bir sermaye yoktur. Yeter ki samimiyetle kendi ideallerimizi ülkemizin hedefleriyle birleştirebilelim" dedi.
Türkiye'nin tüm kesimlerinin, birbiriyle kenetlenip, ortak bir hedefe yöneldiğini belirten Erdoğan, "Geçmişte yaşanan acı tecrübelerin yeniden yaşanmaması için ülkemizin her köşesinde, vatandaşlarımız kurum ve kuruluşlarımız, sivil toplumlarımız, sivil, resmi örgütlerimiz el ele, omuz omuza vermişlerdir. Türkiye'yi yeniden inşa etmenin heyecanını artık paylaşıyorlar. Türkiye, bu dönemde güven ve istikrara kavuşmuştur. Bu güven ve istikrarın değerini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bu sayede bütün şehirlerimizde muazzam bir ekonomik hareketlilik var" diye konuştu.
"TERÖRE KARŞI EL ELE VERMEK ZORUNDAYIZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de ciddi manada yol çalışmaları yapıldığını belirterek, ülkede yolsuz ve suyu olmayan köy kalmayacağının altını çizdi. Bu konuda sık sık eleştirilere maruz kaldıklarını ifade eden Erdoğan, "Yol ve su çağdaşlık yolunda önemli bir adım ve biz bu adımları atıyoruz. 'Bu yolların kalitesi yok, suyun kalitesi yok' diyerek bizi eleştirecekler" açıklamasında bulundu.
Terör konusuna değinen Başbakan Erdoğan, net konuştu. Erdoğan, "Terör, şiddet ve göç yüzünden yıllardır kapalı olan 3 bin köy okulunu, biz bu dönemde eğitime kazandırdık. Terör nedeniyle köyler boşalmıştı. Ekonomide de sağlıklı bir yapının gereğinde terör önemli bir engel teşkil etmektedir. Teröre karşı devlet, millet ele ele vermek zorundayız. Halkımız terör konusunda gerçekten bir bilince kavuşmuşsa, terör oraya giremiyor. Ama o bilinç yoksa, vurdum duymaz bir anlayış varsa, orada kök salıyor. Terör hepimizin ortak sorunu ve duyarsız kalamayız. Terör, Türkiye'de hiç bir etnik unsurun temsilcisi olamaz. Terör aslında kendi özel amaçlarını gerçekleştirebilmek için etnik unsurları istismar etmek suretiyle buradan nemalanıyor. Bunun önünü, hep birlikte kesmemiz lazım" dedi.
Atılması gereken adımın, hep beraber atılacağını belirten Erdoğan, bölgesel farklılıkların da ortadan kalkması gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Bölgesel farklılıkları ortadan kaldırmak için şehirlerimiz yenileniyor. İstanbul neyse, Van da öyle olmalı, Hakkari de öyle olmalı. Bunu başardığımız gün 'biz bu işi başardık' diyebiliriz. Aksi halde sadece bu işin lafını yaparız. Bu iş eğitimden, sağlıktan başlayacak. Doğu ve Güneydoğu'da sosyal ekonomik yapının üzerine gidiyoruz. Doğuya 4 yılda 7.5 katrilyon yatırım yaptık. Biz ülkemizde 30'u aşkın, 40'a yakın olan etnik unsurları görmezlikten gelemeyiz. Bunlar ülkemizin gerçeğidir. 'Bu yoktur' diyemezsiniz. El ele olacağız, omuz omuza olacağız. Tek bayrak, tek millet, tek vatan anlayışıyla geleceğe yürüyelim. Kimse vatan topraklarımızın üzerinde farklı emel, farklı hayal beslemesin. Bu dayanışmayı beraber yapacağız" diye konuştu.
"DİNSEL MİLLİYETÇİLİĞE KARŞIYIZ"
Dinsel milliyetçiliğe tamamen karşı olduklarını belirten Erdoğan, "Hangi dinin mensubu olursa olsun, hükümet olarak bizim güvencemiz altındadır. Hepsi de inancını, inandığı gibi yaşayabilir, yaşamalıdır. Onlara o ortamı sağlamak bizim görevimiz. Bizim yönetim anlayışımız inkar siyaseti değildir. Günü kurtarmaya yönelik siyasetler, temel sorunları hep sümen altı etmiştir. Türkiye güven içinde, istikrar içinde oldukça sorunları bir bir çözecektir, engelleri de bir bir aşacağız" açıklamasında bulundu.
Türkiye'de yaşanan terörün ardından, Ortadoğu'da yaşanan savaşa değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, doğu ile batı arasında hem coğrafi hem de kültürel noktada bir köprü olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB üyeliğinin, batı için de doğu için de ciddi bir fırsat olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye artık gündemi belirlenen bir ülke değil, artık dünya gündemine katkısı olan, bölgesinde gündem belirleyen bir ülke konumundadır" dedi.
Erdoğan, Ortadoğu'da yaşanan manzaraya bakıldığında, küresel adaletten söz etmenin güçleştiğini belirtti. Türkiye'nin, kendisi için istediği huzuru, komşusuna ve dünyaya da istediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Dünyaya medeniyeti öğreten toprakların, kör bir şiddetle yoğrulmasına seyirci kalamayız. Oraya farklı nazarlarla bakan, Türkiye'nin içindeki terör olayına farklı nazarla bakıyor. Terör Türkiye'de farklı, Ortadoğu'da farklı, Afganistan'da farklı olamaz, terör her yerde aynıdır. Ortadoğu'da barışın, kardeşliğin yeniden tesisi için her platformda aktif katkı yapmaya hazırız. Türkiye'yi kendi içinde rahatsız eden terör olayına da herkes aynı şekilde bakmaya hazır olsun. Biz terör konusunda, başımızın çaresine bakmasını da biliriz, bu amaçla her türlü gelişmeyi çok yönlü olarak değerlendiriyor, kendimizi muhtemel gelişmelere karşı da hazır tutuyoruz. Bölgeden yükselen ateş bizi ve bütün dünyayı etkileyecek kapasitededir. Yangını küçükken söndürmekte fayda var. Şiddair etnik unsurun temsiet kullanma kabiliyetine sahip taraflar bilmelidir ki yalnızca şiddet üzerinden yükselen yapılar sürekli olarak karşı şiddet ve karşı gücü ayakta tutarlar. Devlet ve toplumlar silahlanmaya yaptıkları yatırımlarla değil, barış ve adalete yaptıkları yatırımlarla ayakta durabilirler" diye konuştu.
"TERÖRÜN 3 BOYUTU VAR"
Erdoğan, terörün 3 boyutu olduğunu belirterek, terörün ya bireysel ya örgütsel ya da devlet terörü olduğunu belirtti.
Terörün içinde aktör olanların, bu 3 boyuttan birinin içinde yer aldığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Başkasına tahammül edemeyen, kendisine tahammül edilmemesine şaşmamalıdır. Ortadoğu'daki insanlar sonu gelmez savaşlardan, katliamlardan artık bunalmış durumdadır. Bizim insanlarımızın bile Lübnan'dan nasıl kaçtığını hep beraber gördük. Bir örgütün eylemini bir ülkeye mal edemezsiniz. O ülkedeki bütün sivil hedefleri yok edemezsiniz. Kimsenin buna hakkı yok. İnsancıl yaklaşım bu değildir. Küresel barışa katkı bu değildir. Buna hep beraber bizlerin barış açısından katkıda bulunmamız şart, Türkiye bunun için anahtar bir e külke. Dünya devletleri Ortadoğu'da gereken inisiyatifi hala göstermedi ya da gösteremiyor. Bütün inançların esenlik içinde yaşadığı bu topraklara acaba ne oldu. Eksilen şey ne. bölgenin kimyasını değiştiren aktörler kimler, bu soruyu kendimize lütfen soralım. Bu dram daha fazla devam ederse, bir süre sonra bunları konuşacağımız ortamlar da kalmayabilir. Biz Türkiye olarak köklü devlet geleneğimiz içinde ateşkes, müzakere, anlaşma ve uluslararası hükümlere uyma ihtimallerinin gerçekleşmesi için her türlü resmi ve gayri resmi yaklaşımlara fırsat verilmesini umuyoruz. İlgili ilgisiz bütün liderleri aradık, arıyoruz. Hassasiyet istiyoruz. Önceliğimiz akan kanın durmasıdır diyoruz, yoksa bu kan denizi büyüyecek ve maalesef belki de insanlığı tamamen yutacaktır. Bölgedeki irili ufaklı bütün aktörlerin aklını başına alma zamanı gelmiş, geçmektedir. Barış için gerek içeride, gerek dışarıda her türlü katkıyı sağlamaya hazırız.
Şiddeti şiddetle değil akılla bertaraf etmeli".
Erdoğan, ayrıca 2005'te 73 milyar dolar ihracat yapıldığını da ifade ederek, "Son 6 ayda Türkiye'ye 8.1 milyar dolar yabancı yatırım geldi. Bunları öylesine rakamlar olarak görmek doğru değil. Bu seviyeler Türkiye'nin sadece ekonomik alanda değil, siyasi alanda, uluslararası ilişkiler alanında kaydettiği ilerlemenin sonuçlarıdır. Bütün bu göstergeler istikrar ve güveni gösteriyor. Zaman zaman dalgalanmalar olacaktır, bunlar dünya ile bütünleşmiş bir ekonomimim tabiatı gereğidir. Ancak cesaret ve kararlılıkla hayata geçirdiğimiz yapısal reformlar sayesinde bu dalgalanmalar aşılmıştır, aşılacaktır. İstikrar ve güven bir ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için hayati derecede önemlidir. AB tam üyelik sürecimiz bu bakımdan önemli bir örnektir. Tarama süreci hızla devam ediyor. Arkadaşlarımız derslerini gayet iyi çalışıyor. İnşallah 13 Ekim itibariyle tarama sürecini bitirmiş olacağız. Her geçen gün standartlarımızı AB standartlarına biraz daha yaklaştırıyoruz" dedi.