Gündem
  • 22.1.2008 13:23

ERDOĞAN'DAN YARGININ 'TÜRBAN' AÇIKLAMALARINA ÖRTÜLÜ CEVAP

ZAFER ÇAKMAK-DEVLET ARIK
ANKARA  - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplumu huzursuz eden her ne sorun varsa, demokrasi içinde, özgürce, hukuka uygun olarak, gerilimlere yol açmadan, tartışılarak müzakere edilme durumunda olduğunu belirterek, "Diyoruz ki bu ülkede kimse demokrasiyi, hukuku sadece kendisine hak olarak görmesin. Kimse demokrasiyi başkalarından esirgeme yoluna gitmesin. Kimse kendisini milli iradenin üzerinde görmesin. Bu büyük ülke hepimize yeter" dedi. Erdoğan, Gazze'ye girişleri durduran İsrail'i, sürekli
olarak roket saldırılarını bahane ederek 2 milyon masum insanı cezalandırmakla suçladı.
Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada AK Parti hükümeti olarak bütün gayretlerinin Türkiye'yi Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak, adaletle, kalkınmayla, demokratikleşmeyle dünyanın yıldız ülkelerinden biri haline getirmek olduğunu söyledi. Türkiye'nin gelişiminin temel şartının, kronik hale gelen sorunları bir bir çözerek toplumu rahatlatmak, devlet-millet kaynaşmasını geliştirmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, sorunları çözümsüzlüğe mahkum
etme lükslerinin de, enerjilerini anlamsız gerilimlerle heba etme lükslerinin de olmadığını söyledi. Toplumu huzursuz eden her ne sorun varsa, demokrasi içinde, özgürce, hukuka uygun olarak, gerilimlere yol açmadan, tartışılarak müzakere edilme durumunda olduğunu ifade eden Erdoğan, siyasetin temel görevinin, toplumun taleplerine cevap vermek olduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Halkın sorunlarına bigane kalarak, milletin sıkıntılarını gözardı ederek ne toplumsal barışı koruyabiliriz, ne de demokratik bir
sisteme sahip olduğumuzla övünebiliriz. Biz bu yola 'Türkiye'nin hiçbir meselesi çözümsüz değildir' diyerek girdik. Bütün sorunların üstesinden gelebilecek yürek zenginliğimiz de var, her türlü sorunu çözebilecek kapasiteye sahip
bir devlet yapımız da var" diye konuştu.

"BAZILARI MİLLETİN SORUNLARINI SİYASETİN KONUSU YAPMAMIZDAN RAHATSIZ"
Bazı sorunlar sorun olmaktan çıkar, tedavülden kalkarsa, bazı çevrelerin işsiz kalacaklarını, tedüvülden çıkacaklarını düşündüklerini kaydeden Erdoğan, bu yüzden bu çevrelerin sık sık 'hiç kimse şu sorunu çözemez' diye açıklamalarla kamuoyunun gündemi gelmek istediklerini ifade etti. Bazılarının, 70 milyon vatandaşı aynı anda düşünmelerini algılamakta güçlük çektiklerini, milli iradeye dayanarak milletin sorunlarını siyasetin konusu yapmalarından rahatsız olduklarını belirten Erdoğan şunları söyledi:
"Oysa Türkiye olgunlaştıkça, demokrasi çıtasını yükselttikçe, hak ve hakkaniyet duygusunu egemen kıldıkça sorunlar kendiliğinden tedavülden kalkıyor. İstiyoruz ki bu ülkenin hiçbir vatandaşı devleti ile kendi arasında bir mesafe, bir duvar görmesin. Devletine aidiyeti zedelenmesin. Biz tartışmaktan yorgun düşmüş bir Türkiye değil, üretime odaklananş, ülkenin kaynaklarını, ilerleme, gelişme, kalkınma yolunda harcayan bir Türkiye arzusundayız. Adaletin samimiyet istediğini, merhametin tüm önyargıları yenmeyi
gerektirdiğini gayet iyi biliyoruz. Diyoruz ki bu ülkede kimse demokrasiyi, hukuku sadece kendisine hak olarak görmesin. Kimse demokrasiyi başkalarından esirgeme yoluna gitmesin. Kimse kendisini milli iradenin üzerinde görmesin. Bu büyük ülke hepimize yeter. Türkiye'nin nüfusu 70 milyon 586 bin. Yurt dışındakilerle 74 milyon vatandaşımız var. Bu nüfusun yarısı 28 yaşın altında. Bu genç nüfusun tamamı ayne meseleleri, aynı temaları, aynı argümanlarla tartıştığımız bir ortamda büyüdü. Dünyayı algılamaya
ilişkin çoğu tartışma konularımız, Berlin duvarından önceden kalma. İçeriye dönük çoğu tartışmalarımız 12 Eylül'den kalma. Oysa bugünkü nüfusumuzun yarısı 12 Eylül'ü görmedi, bilmiyor. Öyleyse hangi tartışma konusunda bir arpa boyu yol aldığımıza lütfen dikkatle bakalım. Diyoruz ki artık bazı tartışma konularını tedavülden kaldıralım da bu toplum, bu millet, bu genç nüfus daha fazla yorulmadan üretime odaklansın. Türkiye Cumhuriyeti halkını bir bütün olarak kucaklayan bir Cumhuriyettir. Kimse aksini
ispat gayretine girmesin. Bütün adımlarımız dünya tarafından izleniyor. Hiç de haketmediğimiz bir fotoğraf veriliyor dünyaya. Vatandaşlık haklarını birbirinden esirgeyen, birbirine güvenmeyen bir Türkiye, uluslararası rekabetin alabildiğinde kızıştığı bu büyük yarışta mesafe alamaz".
Geçen hafta Medeniyetler İttifakı 1. Forumu'na katılmak üzere İspanya'ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı sürecinin bir fantazi değil, aksine bir insanlık ideali, bir barış projesi olduğunu vurguladı. İttifak çalışmalarının başarıya ulaştırılmasının, terörizm sorununun durdurulmasına yardımcı olacağı gibi dünya için ortak ekonomik, sosyal ve kültürel değerler üretilmesi sürecine de ivme kazandıracağını söyledi. Hızla değişen dünya şartlarının yeni imkanlar sunduğu
gibi yeni tehditler de oluşturduğuna işaret eden Erdoğan, bu imkanları değerlendirmek ve tehditleri bertaraf etmenin, gelecek için şimdiden yeni adımlar atmalarını gerektirdiğini ifade etti. Erdoğan, "Barışı, adaleti, hukuku tek başına ve ayrı ayrı savunmak çözüm üretmeyecektir. Menfaat yarışına değil insanlık için, barış için, ortak değerlerimiz için hizmet, kardeşlik, insanlık yarışına girmeliyiz. Dünyanın, insanlığın aleyhine olan hiçbir şey bizim lehimize olmayacaktır. Türkiye uluslararası barışın
önemli bir anahtarı, farklılıkların ahenginin vazgeçilmez bir sembolüdür. Türkiye ulusal ve uluslararası işleviyle medeniyetler çatışması tezinin somut bir anti tezidir" şeklinde konuştu.
Ziyaret esnasında devlet ve hükümet başkanlarıyla biraraya geldiklerini ve değerlendirmeler yaptıklarını anlattı. Erdoğan, hedeflerinin Türkiye'yi dünyada ilk 10 büyük ekonomi içine sokmak olduğunu belirtti. Bu arada başkalarının başka tür sıkıntıları olabileceğini kaydeden Erdoğan, "İçerdekilerin, boş kaldıkları için uğraşacakları bazı enstrümanlar kendilerine gerekiyor. Onun için en kolay yol neyse o yolu seçmeye alışmışlar. Bundan sonra da onlardan bunu bekleyeceksiniz" dedi.

"GAZZE'YE BİRŞEYLER YAPABİLMENİN GAYRETİ İÇİNDE OLACAĞIZ"
Yaklaşık bir haftadır İsrail'in Gazze'yi abluka altında tuttuğuna işaret eden Erdoğan, Gazze'ye girişlerin durdurulduğunu, sınır kapılarının tamamen kapatıldığını anlattı. Son olarak akaryakıt sevkiyatına da izin verilmediğini belirten Erdoğan, elektrik enerjisi ağırlıklı olarak akaryakıttan temin edildiği için şu anda bunun da durdurulduğunu söyledi. Erdoğan şunları kaydetti. "Filistine giden arkadaşlarım bilirler. Filistin zaten açık bir hapishanedir. Her tarafı İsrail'in kuşatması altındadır. İzin
vermezlerse bir sandık domates, bir çuval şeker, bir çuval un içeri sokamazsınız. Şimdi oralar da kapatılmış durumda. Gazze'den gelen son bilgilere göre şu anda su, elektrik, ilaç, gıda, sağlık malzemeleri noktasında çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıyalar. Gazze'de yaşayanlar şu anda bir insanlık trajedisiyle karşı karşıyalar. Bu durumu anlamakta zorluk çekiyoruz. Anapolis görüşmelerinden sonra ortaya çıkan bir iyimser hava, bu ambargo ile yerini yeniden gerilime, karamsarlığa bırakmıştır. İsrail, bu
süreci her zaman 'bize roketatarlarla saldırıyorlar' diye savundu. 'Peki bu roketatarlarla size saldırıyorlar da kaç tane İsrailli öldü, bunu bize söyleyin' dediğimizde cevap yok. Ama Gazze'ye bir saldırı, son saldırı, 18 kişi öldü. Sürekli bu roket saldırılarını bahane ederek 2 milyona yakın masum insanı cezalandırmak anlamına gelen böyle bir uygulamanın kabul edilmesi mümkün değildir. Biz tarafları hep sağduyuya çağırdık. Uluslararası kuruluşları bugün de yine göreve davet ediyoruz. Bugün kendileriyle
telefonda görüşmelerimiz olacak. Gazze'ye birşeyler yapabilmenin gayreti içinde olacağız. Birileri yanlış yapıyor diye bir toplumu topyekün cezalandırmak, insani bir trajediye sebep olmak anlaşılabilir bir uygulama değildir. Bu arada Filistinli kardeşlerimizi de birlik ve beraberlik içinde olmaya, barış sürecini desteklemeye davet ediyoruz. Kendi aralarındaki ayrışma ne yazık ki onlara güç katmıyor".

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 14:12

İLGİLİ HABERLER