Gündem
  • 21.11.2004 14:50

FEHMİ KORU'DAN BAYKAL'A TAVSİYE...

Bir düşünebilse... Dinleyeceğini sanmasam da tavsiyemi en başa kaydedeyim: Deniz Baykal, ''Nasıl olur da Mustafa Sarıgül'ün önünü keserim'' diye düşüneceğine, ''Mustafa Sarıgül'ün meydana getirmeyi başardığı bu hareketlenmeyi nasıl partimin lehine çeviririm?'' sorusuna cevap aramalı. Sosyal demokratlar Türkiye'de ciddi bir kriz içindeler. Bunun bir bölümü dünya solunu da çalkalayan kimlik kriziyle ilintili; sol ve sosyal demokrat partilerde gerileme, muhafazakârlarda atılım hali başka ülkelerde de hemen fark ediliyor. Ancak, bizim sosyal demokratların kendilerine özgü bazı sorunları olduğu da muhakkak: Kitleleri heyecanlandıramıyor, hareketlendiremiyorlar... Mustafa Sarıgül işte bunu başarmış görünüyor. Şişli gibi İstanbul'un 'aristokrasi' merkezinin belediyesine oy yığılmasıyla başkan seçilip de Anadolu'nun en ücra köşelerinden ilgi görebilmek bir meziyete işaret ediyor. Mustafa Sarıgül'ün CHP liderliğine ulaşmak için tuttuğu yol bile heyecan verici: Parti içi delege hesaplarıyla kongre kazanmaya çalışmak yerine kitleleri peşine takıp merkeze yürümek... Deniz Baykal'ın üzerinde düşünmesini istediğim konu da bu işte: Mustafa Sarıgül bunu nasıl başarıyor? Şişli'nin tırnağı ojeli sosyetiğiyle Sivas'ın eli nasırlı köylüsünü etrafında toplayabilmek, bunların herbiri için 'umut' haline dönüşebilmek gerçek bir mârifet. Değişik çıkar gruplarından, farklı zevk ve hayat tarzından insanlar, Sarıgül'ün lideri olacağı CHP'nin iktidara yürüyebileceğine inanıyorlar. Siyaset pek çok biçimde tanımlanabilir, bunlardan biri de Mustafa Sarıgül'ün başardığı türden bir dalgalanmaya yol açabilmektir. Çok uzun zamandan beri CHP'nin beceremediği bir dalgalanmaya... Elde hazır yaftaları biliyoruz: Yolsuzluk üzerine oturan maddi imkânlar, hizipleri merkeze karşı etrafında toplaması, popülizm merakı... Yalnız bunların hiçbiri tek başına veya hepsi birlikte bugün karşı karşıya kalınan 'fenomeni' açıklamaya yetmiyor. CHP genel merkezinin elinde bir belediye başkanının asla derleyemeyeceği maddi güç ve parti içi iktidar bulunuyor; ancak bunların bir işe yaramadığı belli... CHP, bugünkü yönetimiyle, kitleler üzerinde heyecan uyandırabilmekten uzak... Aslına bakılırsa, 'Anadolu solu' kavramını geliştirip kendisiyle Şeyh Edebali arasında birebir irtibat kurmaya çalıştığı dönemde, Deniz Baykal'ın da, CHP'li olan veya olmayan kitlelerle benzer bir iletişim bağı oluşturabildiği görülmüştü. İmam hatipli gençlerle başı örtülü kızların dertleriyle dertlenen bir Deniz Baykal imgesi, Mustafa Sarıgül'ün bugün yarattığına benzer bir hava oluşturabilmişti. Kronik başörtüsü sorununu Türkiye'nin önünü açmak amacıyla CHP'nin çözebileceği beklentisine biz bile kapılmıştık. Baykal'a o söylemi terk ettiren yakın mesai arkadaşları, bugün de, ona, Mustafa Sarıgül'ün önünü belden aşağı yöntemlerle kesme aklını veriyorlar... Deniz Baykal bu kolay ve Türkiye şartlarında sonuç da alabilecek akla uymak yerine, o 'aklı' sorgulama akıllılığı göstermelidir. İlk düşünmesi gereken de, etrafında saf tutmuş olanların, Türkiye'ye ve temsilcisi oldukları 'sosyal demokrasi' çizgisine bugüne kadar ne kazandırdıklarıdır. Her seferinde kendilerini yeniden Meclis'e atmaktan başka ne başarıları var Baykal'ın çevresinde toplananların? Oysa Türkiye, Mustafa Sarıgül'e verilen olağanüstü heyecanlı tepkide de görüyoruz, farklı bir söylem bekleyişi içerisinde. Ülkeyi yarınlara taşırken geçmişiyle bağlarını kopartmayacak, insanları arasında ayrımcılığı kabul etmeyen, insanımızı Batı önünde başı eğik bırakmayacak yeni bir söylem olmalı bu. Solun çağdaş değerlerini Türk halkının özellikleri içerisinde yeniden yorumlayacak bir söylem... Bunu bir ara Deniz Baykal başarabilir görünmüştü; şimdi de Ak Parti'yle sorunu bulunan kesimler Mustafa Sarıgül'de bu özelliği keşfetmişe benziyorlar... En kolay olan Mustafa Sarıgül'ü ayak oyunlarıyla durdurmaktır; partilerini iktidara taşıyamasalar bile rakip kellesi almakta mâhir kadrolar var CHP'de... Ancak, bu kolay 'başarı', CHP ve sosyal demokrasi için umudun sonu anlamını taşıyabilir. İlk verilen akla göre davranmak yerine, Mustafa Sarıgül'ün meydana getirdiği hareketlenmenin anlamı üzerinde düşünmeli Deniz Baykal... Bir düşünebilse... Fehmi Koru Yeni Şafak Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:19

İLGİLİ HABERLER