Gündem
  • 23.10.2002 13:11

FLAŞ...FLAŞ...FLAŞ...KANADOĞLU, AK PARTİ'NİN KAPATILMASI İÇİN DAVA AÇTI !...

KAYNAK : Haber Vitrini DEVLET ARIK ANKARA - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Kanadoğlu iddianamesinde, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'milletvekili seçilme yeterliliği bulunmadığı gerekçesiyle kurucu üyelikten çıkarılması' istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyu hatırlattı. Aynı başvuruda Erdoğan'ın milletvekili yeterliliğine sahip bulunmaması nedeni ile davalı partiye yasa gereği verilmesi zorunlu süre de dikkate alındığında, görevine devam etmesinin ileride doğurabileceği giderilmesi imkansız sakıncaların önlenebilmesi için genel başkanlık görev ve yetkilerini kullanmasının tedbiren önlenmesine karar verilmesini de talep ettiğini belirten Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin ihtar kararında Erdoğan'ın TCK'nın 312/2. maddesine göre 10 ay hapis cezasına mahkum olması ve 2839 sayılı yasanın 11. maddesi uyarınca milletvekili seçilme yeterlililği bulunmaması nedeniyle 2820 sayılı SPK'nın 8. maddesine göre siyasi parti kurucu üyesi olamadığı halde, bu maddeye aykırı olarak partinin kurucu üyesi olduğu anlaşıldığından, davalı AK Parti'ye kararın tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde kurucu üyelikten çıkarılması suretiyle aykırılığın giderilmesi için süre verdiğini bildirdi. Kanadoğlu, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmayan Erdoğan'ın kurucu üye olması nedeni ile Kurucular Kurulu tarafından genel başkan seçildiğine işaret ederek, Erdoğan'ın genel başkanlık görev ve yetkilerinin tedbiren önlenmesi isteminin de mahkeme tarafından karara bağlandığını hatırlattı. Kanadoğlu, mahkemenin kararını şöyle özetledi: "SPK'nın 104. maddesine göre bir siyasi partiye ihtar kararı verilmesi halinde bu karar, o siyasi parti genel başkanlığına yazılı olarak bildirilir. Bu yazının tebliği tarihinden itibaren 6 ay içinde aykırılık giderilmediği takdirde Cumhuriyet Başsavcısı Anayasa Mahkemesi'ne bu siyasi partinin kapatılması için resen dava açar. Bu durumda hakkında ihtar verilen bir siyasi partinin yasal süre içinde bu karara uymak ya da uymamak gibi bir seçeneği bulunmamaktadır. Bu nedenle yasa ile verilen süreyi ve bu süre içinde tanınan olanakları ortadan kaldıracak nitelikte tedbir kararı verilemez. İstemin reddi gerekir". "KURUCU ÜYE OLAMAYAN ERDOĞAN, GENEL BAŞKAN DA OLAMAZ" Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu iddianamesinde, Anayasa Mahkemesi'nin 'ihtar' kararının gereğinin AK Parti tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini bildirdi. Kanadoğlu iddianamesinde, "Genel başkanlık, kurucu üyeliğe bağlı ve ona dayanan bir görev olduğundan genel başkanlık görev ve yetkilerinin tedbiren önlenmesi konusundaki istek, bu görevi ihtar kararından itibaren 6 ay daha yürütebilmesinin yasal hakkı olduğu düşüncesi ile ve yalnızca bu nedenle reddedilmiştir. Siyasi parti kurucu üyesi olamayan Erdoğan'ın genel başkan da olamayacağı Yüce Mahkememizce kabul edilmiştir. Talep hakkında, genel başkanlığın kurucu üyelik ile ilgisi bulunmadığı şeklinde bir gerekçe ve karar mevcut değildir" dedi. Başsavcı Kanadoğlu, AK Parti'yi 'yargıya karşı hile yapmakla' da suçlayarak, partinin ihtar kararının gereğini yapmak yerine yasaya karşı hile yöntemiyle Erdoğan'ın parti genel başkanlığının kesintisiz sürmesini sağladığını kaydetti. Anayasa Mahkemesi kararında genel başkanlığın sürdürüleceği, yasaya uygun olduğu yönünde herhangi bir hususun yer almadığını belirten Kanadoğlu, bu itibarla Anayasa Mahkemesi'nin ihtar kararının gereğinin partiye verilen süre içerisinde yerine getirilmediğini ifade etti. Hukuk devleti ilkesinin bir ülkede yerleşmiş hukuk düzenine yalnız bireylerin değil demokrasinin vazgeçilmez öğeleri olan siyasi partilerin ve yönetimin de uymasını gerektiren bir ilke olduğunu belirten Kanadoğlu, "Hukuk devleti demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçekleşme aracıdır, güvencesidir. O kadar ki, hukukiliğin gerektirdiği kurallardan en küçük bir sapma, başta demokratik nitelik olmak üzere devletin tüm niteliklerini sarsacak yolları açabilecektir" ifadelerini kullandı. KANADOĞLU, AK PARTİ'Yİ YASALARA KARŞI DİRENMEKLE SUÇLADI Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, siyasi parti üyesi olamayan kimsenin parti başkanı olmasının düşünülemeyeceğine işaret ederek, "Hele Anayasa ve SPK'nın milletvekilliği ve parti üyeliği için sıkı kurallar öngörmesi karşısında üye olmaya engeli bulunan birinin, üyelikten öte siyasi aktiviteleri olan, olması gereken parti başkanının üye olamayan birince temsili hukukun koruyabileceği iyi niyetle bağdaşmaz" ifadelerini kullandı. Kanadoğlu, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 104. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi'nin ihtar kararının ilgili partiye tebliğinden sonra aykırılığın giderilmemesinin parti kapatma nedeni sayıldığını hatırlattı. AK Parti'nin yasaya aykırı davrandığını ve ihtar kararının gereğini eksiksiz biçimde yerine getirmediğini belirten Başsavcı, AK Parti'yi Siyasi Partiler Kanunu'na direnmekle suçladı. "Yasal zorunluluklara ve koşullara uymamanın doğal sonucunu yine yasal yaptırım ortaya koyar" diyen Kanadoğlu, bu nedenlerle AK Parti'nin kapatılmasını talep etti. Kanadoğlu iddianamede, "TBMM üyeliği düşen veya düşürülen Meclis Başkanı'nın başkanlığının nasıl devam ettiği ileri sürülemez ise, parti kurucu üyeliğinden ayrılarak parti kurucu genel başkanlığından ayrılmamak ve kurucu genel başkanlığı sürdürmek de hukuken mümkün değildir. Çünkü genel başkanın partide, kurucu üye ya da üye olması şarttır. Paarti kurucuları, Kurucular Kurulu'nun üyesidirler. Genel başkan ise kurulun tabi üyesidir. Kurucu üyelikten istifa ederek, genel başkanlık görevinin yürütülmesi, genel başkanın kurulun tabii üyesi olması karşısında, esasen ihtarın yerine getirilmediğinin, hukukun dolanıldığının açık bir göstergesidir" dedi. KANADOĞLU, ERDOĞAN'IN GENEL BAŞKANLIK YETKİ VE GÖREVLERİNİN TEDBİREN ÖNLENMESİNİ İSTEDİ Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) hakkında kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın genel başkanlık yetki ve görevlerinin de tedbiren önlenmesini istedi. Kanadoğlu, "Böylesine hukuka aykırı bir durumun dünya siyasi tarihinde örneği bulunmamaktadır" dedi. Kanadoğlu iddianamenin ikinci bölümünde Erdoğan'ın genel başkanlık yetki ve görevlerinin tedbiren önlenmesini talep etti. Erdoğan'ın genel başkanlık görevini yürütmesinin sakıncalar doğuracağını ifade eden Kanadoğlu iddianamesinde ayrıca şu tespitlere yer verdi: "Kurucu üye veya parti üyesi olma yeterliliği Anayasa ve yasalar gereği bulunmayan Erdoğan'ın genel başkan olarak yaptığı dış temaslar, katıldığı zirve toplantıları, bu sakıncalara örnek olarak gösterilebilir. Üstelik alınan erken seçim kararı üzerine kurucu üye, üye ve genel başkan olma ve bunun sonucu olarak milletvekili seçilme yeterliliği bulunmadığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Yüksek Seçim Kurulu ilamıyla karara bağlanan Erdoğan'ın genel başkan sıfatıyla adı oy pusulalarında davalı partiye ayrılan bölümde yer almaktadır. Davalı parti, kamu düzeni ve kamu yararını dikkate almaksızın, demokratik sistem üzerinde onarılması güç yaraların doğmasına sebebiyet vermektedir. Ülke yönetimine talip olan davalı parti, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik sisteme yönelen hukuka aykırı eylemlerin önlenemeyeceği şeklinde bir kanının oluşmasına sebebiyet vermiştir. Yasal zorunluluklara rağmen hukuka aykırı davranışta direnilmesi ve hukuka karşı hile yoluna sapılması, herkesin arzuladığı demokratik hukuk devletinin gerçekleşmesini tehlikeye uğratıcı boyuttatıdır. Bir hukuk devletinde bu tür davranışların yine hukuk tarafından önlenmemesi düşünülemez. Hukuka aykırı davranışların önlenemediği durumlarda, başlamış olan hukuk tanımazlık demokrasiye kuşkusuz zarar verir, hırpalar ve giderek yok olmasına yol açar. Bu tehlikeli gelişmeler devletin işleyişinde de rahatsızlıklar oluşturacak boyuta ulaşmıştır". Kanadoğlu, tespitlerini sıraladıktan sonra Erdoğan'ın parti tüzüğünün 77. maddesinde belirtilen genel başkanlık görev ve yetkilerini kullanmasının tedbiren önlenmesine de karar verilmesini istedi. Kanadoğlu iddiananin sonuç kısmında, Anayasa Mahkemesi'nin ihtar kararının gereğini tam olarak yerine getirmeyen AK Parti'nin Siyasi Partiler Kanunu'nun 104/2. maddesi uyarınca kapatılmasını, kurucu genel başkanlık görevini ihtara rağmen sürdüren Erdoğan'ın genel başkanlık görev ve yetkilerini kullanmasının tedbiren önlenmesini talep etti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:28

İLGİLİ HABERLER