Medya
  • 30.7.2002 00:23

GAZETECİ MUSTAFA KÖKER, THE INDEPENDENT’E YAZDI : TÜRKİYE İÇİN DAHA FAZLA DEMOKRASİ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Londra’da yayınlanan haftalık Olay Gazetesi’nin editörü olan Mustafa Köker, THE INDEPENDENT’de “Reflection” köşe başlığı altında “Democracy in Europe” konulu yazısında, 30 yılı aşkın süredir politikanın içinde olan Başbakan Bülent Ecevit ve diğer Türk politikacılara, İngiliz meslektaşlarını örnek gösterdi. Daha fazla demokrasi! İngiltere’nin ciddi gazetelerinden THE INDEPENDENT’de yazan gazeteci Mustafa Köker, seçim sürecine giren Türkiye’nin daha fazla demokrasiye ihtiyacı olduğunu belirterek, başarısız politikacıların zamanı gelince koltuklarını bırarakarak, yeni politikacılara fırsat vermeleri gerektiğine işaret etti. Londra’da yayınlanan haftalık Olay Gazetesi’nin editörü olan Mustafa Köker, THE INDEPENDENT’de “Reflection” köşe başlığı altında “Democracy in Europe” konulu yazısında, 30 yılı aşkın süredir politikanın içinde olan Başbakan Bülent Ecevit ve diğer Türk politikacılara, İngiliz meslektaşlarını örnek gösterdi. İngiltere’de yaşayan ve Londra’da yayınlanan haftalık Olay gazetesi editörü Mustafa Köker, İngiltere’nin ciddi gazetelerinden THE INDEPENDENT’de yazdığı makalede, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde yerini alabilmesi için başarısız politikacıların koltuklarını yenilere bırakabilmeleri gerektiğine işaret etti. Yazısında, 13 yıldır Londra’da gezetecilik yaptığını hatırlatan Köker, İngiliz iç politikasında bu dönem içerisinde tanık olduğu önemli gelişmeleri hatırlatarak, “İşçi Partisi’nin 1970’li yıllardaki ilk dönemini görmemekle birlikte Muhafazakar Parti’nin 10 yıllık iktidarının son dönemini, ardından alışkanlıklarından zor vazgeçen İngilizlerin, yeniden İşçi Partisi’ni iktidara getirmelerini gördüm. Bu gelişmeler sırasında beni en çok şaşırtan şüphesiz Demir Lady’nin düşüşünün ardından John Major’ın kısa süreli ve silik geçen dönemini yaşadım. Ancak, Major’ın kaybedeceğini anladığı anda sandalyesinden vazgeçmesini hayretle karşıladım. Tabii bunu hayretle karşılayışımın nedeni, Türkiye’de politikacıların hiç bir zaman, kolay kolay sandalyelerinden vazgeçmemeleridir. Son 10 yıl içinde İngiltere’de iktidar adayı üç büyük parti, hemen her seçim sonrası lider ve kadrosunu yenileyerek yoluna devam etti. Seçmenin verdiği uyarılar anında dikkate alındı ve yeni yüzler, yeni politikalar ile partiler kendini bir sonraki seçime hazırladı” dedi. Muhafazakar Parti’nin yeni lideri William Hague, çok heyecanlı seçim kampanyasına başlamasına rağmen, sonuçlarının alınmasıyla birlikte parti liderliğinden ayrıldığını da hatırlatan Köker, yazısının devamında şu görüşlere yerverdi: “İşçi Partisi ile Muhafazakar Parti’nin temelde politikaları pek farklı değil, ama seçmenin istediği doğrultuda bu iki önde gelen partide yönetim ve vitrinlerinde kaçınılmaz düzenlemeleri yaptılar. Tabii bunların arasında radikal değişiklikler, yeni yüzleri ve fikirleri partilerin yönetimine taşırken, halk yeni beklentilerle oylarını kullandı. Her ne kadar Büyük Britanya, Monarşi ile birleşik idare ediliyorsa da, dünya ülkeleri arasında “Demokrasinin beşiği” olarak biliniyor ve bu ülkede demokrasinin bir kült haline geldiğini görüyoruz. İşte gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerdeki tek fark, demokrasinin tam anlamı ile kullanıldığı ülkelerde, liderler her an değişmekle yüzyüze, demokrasilerin gelişmediği ülkeler ise ölünceye dek bir liderle kaldıkları için, ya “gelişmekte” ya da “az gelişmiş ülke” haline geliyor. Tabii yıllardır İngiltere’de yaşamanın verdiği kültür ile burada gördüklerimin, Türkiye’de olmamasına üzülerek tanık oluyorum. Bazen de o kadar hüzünleniyorum ki, iç geçirip, “neden” ve niçin”lere arkadaşlarımla birlikte cevap aramak durumunda kalıyorum.” Yazısında, Türkiye’nin son yıllarda ekonomik krizle mücadele ettiğini hatırlatan Köker, Başbakan Bülent Ecevit’in sağlık durumunun elverişsiz olmasına rağmen yerini başka politikacılara bırakmadığı için birçok bakan ve partisinin yarısını kaybettiğine dikkat çekerek, yazısını şöyle bitirdi: “Türkiye, politikayı bırakmak istemeyen bir liderin doğurduğu sonuçlarla; sandalyelerini kaybetmek istemeyenlerin mücadelesi sonucu “erken seçim”e doğru yolalıyor. Demokrasi kültürünü hazmetmemiş, partisinin ve ülkesinin kayıpları karşısında kendi çıkarlarını ön planda tutan politikacıların, İngiltere’de devam eden demokrasi, Tony Blair, Yeni İşçi Partisi ve diğer liderlerden öğrenecekleri çok şey var.Bakıldığında, Türkiye gerek stratejik, gerek ekonomik ve coğrafi konumu açısından doğu ile batıyı buluşturan bir köprü vazifesi görüyor. Ortadoğu’daki dengeyi de Türkiye’nin sağladığı şüphesiz. Ama gönlüm isterdi ki, nasıl İngiltere’de başarısız olan politikacılar anında sandalyelerini bırakıyorlar, benim ülkemdeki politikacılar da başarısız olduklarında sandalyelerini bırakmayı bilmeliler. Bizim politikacılar “milletvekilliğini” profesyonel bir meslek olarak görüyorlar. Halbuki, milletvekilliği gerçekte lügat anlamı ile, “halkı temsil eden, halkın isteklerini meclise getiren görevli”. Yani profesyonel oldukları mesleklerin dışında yüklendikleri bir görev. Ama ne yazık ki, bizde yıllardır aynı kişiler iner-çıkar-gelir. Ve ben İngiltere’de yaşayan bir gazeteci olarak, buradaki siyasi gelişmelerin kendi ülkemde gerçekleştiğini görememek yüreğimdeki sızıyı artırıyor ve bu sızı gerçekten bana son zamanlarda çok acı veriyor. Çünkü Türkiye haketmediği siyasetle yönetiliyor.” Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:33

İLGİLİ HABERLER