İSMAİL CEM İPEKÇİ'YE DEVLET KAYITLARINDA ŞOK SUÇLAMA : GÖREV YAPMASI MİLLİ GÜVENLİK AÇISINDAN SAKINCALIDIR
KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Star Gazetesi yazarı Taşkın Şenol, İsmail Cem İpekçi'nin TRT Genel Müdürlüğü'nden görevden alındığı zaman yazılan gerekçeleri ortaya çıkardı.Devlet kayıtlarına giren bu görevden alınma gerekçeleri arasında özellikle, " İsmail Cem İpekçi kanunun aradığı niteliklere sahip bulunmadığı gibi, milli güvenlik açısından TRT'nin başında tutulmasını sakıncalı kılan nitelikler taşımaktadır..." ifadesi dikkat çekti.O tarihte ' İpekçi ' soyadını kullananan ve resmi yazışmalarda bu soyadıyla tanınan İsmail Cem, daha sonra 'İpekçi' soyadını sildirdi.
İŞTE TAŞKIN ŞENOL'UN YAZISI;
İsmail Cem İpekçi kararnamesi
Elimdeki Resmi Gazete 17 Mayıs 1975 tarihini taşıyor. Resmi Gazete'nin 'Kararnameler' bölümünde TRT Genel Müdürü İsmail Cem İpekçi'nin görevden alınmasına ilişkin gerekçeler sıralanmış...
Dönem, Milliyetçi Cephe hükümetleri dönemi. Başbakan Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel... Yardımcıları, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Cumhuriyetçi Güven Partisi Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş...
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve İsmail Cem'in soyadı İpekçi...
Bakanlar Kurulu'nun görevden almaya ilişkin kararnamesinde imzalar 30 Nisan 1975 tarihinde tamamlanmış ama Resmi Gazete'de yayınlanması iki hafta gecikmiş...
5 yıl süren Dışişleri Bakanlığı gibi önemli bir görevde bulunan İsmail Cem bakın TRT Genel Müdürlüğü'nden neden uzaklaştırılıyor...
'15.2.1974'te TRT yönetimi kendisine teslim edilen İsmail Cem İpekçi, kurum yönetimine gelinceye kadar bir gün bile devlet hizmetinde bulunmamış ve 'ehliyet, bilgi ve tecrübe sahibi olmak' bakımından kanunun aradığı nitelikleri iktibas etmemiştir. İsmail Cem İpekçi kanunun aradığı niteliklere sahip bulunmadığı gibi, milli güvenlik açısından TRT'nin başında tutulmasını sakıncalı kılan nitelikler taşımaktadır...'
Troykayla birlikte bugün Başbakanlığa ve ülkeyi yönetmeye aday olduğunu ilan eden İsmail Cem, gençlik yıllarında 'milli güvenliği tehdit eden' bir kişi olarak görülüyor ve bu görüş resmi belgelere geçiyor.
12 MART ALINTISI
İsmail Cem'in 12 Mart isimli kitabından alıntıların bulunduğu kararnamede, Cem'in neden sakıncalı görüldüğü şu alıntıyla anlatılıyor:
'Sosyalizmin temel kuralı, eğer devrim olacaksa devrimci partinin mutlaka olacağı şeklindedir... Sosyalizmin mücadelesine girenler üstünlüğünü ve doğruluğunu kabullenmek zorundadırlar. Bu zorunluk ister saçma, ister dogmatik, ister yanlış olsun, ister aydın haysiyetiyle ve kişiliği ile bağdaşmasın, sosyalizmin tecrübesi ve tarihi -belki de katlanması çok güç olan- bu şartı, sosyalizmin başarısı için mutlak bir kural olarak getirmektedir...'
Yukarıda vurguladığım gibi dönem Milliyetçi Cephe dönemi ve İsmail Cem'in görevden alınma kararnamesinde sayfalar dolusu abuk sabuk suçlama var. Benim en çok dikkatimi çeken ise tırnak içinde okuduğunuz bölüm.
O yıllarda 'sosyalist itaat'in yüceliğinden bahseden İsmail Cem'in, soyadı gibi ideolojisini de nasıl değiştirdiğini görüyoruz.
Yeni Türkiye Partisi'nin sosyal demokrat çizgide olacağını televizyon kameralarının önünde ilan etmesinin üzerinden 24 saat geçmeden nasıl çark ettiğine tanık olduk.
Bırakın 'sosyalist itaat'i, 'sosyal demokrat dayanışma'yı bile kabul ettiremeyip 'şemsiye partisi' olmayı kabullendi. Çünkü oturduğu liderlik koltuğunu 'Büyük Başkan' Hüsamettin Özkan'a borçlu olduğunun farkında.
Sosyalizmden sosyal demokrasiye geçiş normal karşılanabilir. 'Büyük Başkan'a gönderilen sempati mesajları da...
DEĞİŞEN CEM
Ama ya yeni partinin genel sekreteri İstemihan Talay'ın, 'Bu hareket bir ideolojik hareket değildir... Kapıyı büyük tutacağız... Şemsiyemizin altında herkese yer olacak' sözlerine ne diyor acaba?
Aslında diyecek bir şeyi yok... Bana göre Yeni Türkiye Partisi'nin genel başkanlık koltuğu İsmail Cem'in altında ama ipler başkalarının elinde.
Yoksa, kendisini abuk sabuk suçlamalarla TRT Genel Müdürlüğü'nden alan Adalet Partisi'nin Grup Başkanvekili Oğuz Aygün YTP'de de aynı görevi üstlenebilir miydi?
Üstlenirse İsmail Cem o partide durur muydu?
Olsun varsın, genel başkan o ya!..
Bir yazımda, Erdal İnönü'nün 1983 yılında Sosyal Demokrasi Partisi'ni (SODEP) kurarken İsmail Cem'i davet ettiğini, ancak bu daveti reddeden Cem'in daha sonra SODEP-Halkçı Parti birleşmesi sırasında kontenjandan giriş yaptığını anlatmıştım.
SODEP kurucularından Muzaffer Saraç aradı. 'Pembe Köşk'te partiyi kurmaya çalışıyorduk. Erdal Bey İsmail Cem'i aradığında, yanındaydım. Sayın Cem partinin genel sekreterliğini talep etti. Talebi yerine gelmeyince de kabul etmedi' dedi.
Demek ki 'koltuk tutkusu' yeni değil.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:32