ADALET Bakanı Cemil Çiçek, Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın artık avukatlarıyla görüşebilmesinin söz konusu olmadığını açıkladı. Tercüman Gazetesi’ni ziyaret eden Bakan Çiçek, teröristbaşı’nın avukatları aracılığıyla örgütü yönettiğinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ve Cezaların İnfazı ve Güvenlik Tedbirleriyle İlgili Yasa’da bu tedbirleri aldık. Hatta o zaman da ‘savunma hakkı kısıtlanıyor’ falan diye bazı eleştiriler geldi. Bunun üzerine biz de o zaman dedik ki, ‘Biz bu tedbirleri Alman Ceza Usul Yasası’nın 138. maddesinden aldık. Orada da var. Daha geniş bir şekilde var’ Dolayısıyla savunma hakkını kötüye kullanarak, bu anlamda onun dışına çıkan yardım, yataklık, kuryelik, artık ne derseniz deyin, alıyorsa bu zaten ilgili savcının talebi üzerine İnfaz Hakimliği’nce görüşmelerden yasaklanır. Nitekim, daha evvel İmralı’ya avukatı sıfatıyla giren bazı kişilerle ilgili mahkeme karar verdi. Şu an 1 Haziran’dan bu yana da böyle bir görüşme söz konusu değil çıkardığımız yasa gereği... Bu noktada yeni bir yasa çıkarmaya da gerek yok. Zaten onun için demek istiyorum ki, bu terörle mücadele konusunda akla gelebilecek bir çok düzenlemeyi biz Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi, Cezaların İnfazıyla İlgili Yasa’da düzenledik. Bunlara bir bakılıverse zaten önemli adımların atıldığı görülecektir. Onun için Terörle Mücadele Kanunu’nda bununla ilgili ayrı bir hükme gerek yok. Zaten 1 Haziran’da dediğimiz tedbirler yürürlüğe girdi.”
AİHM de onayladı:
Tecrit yok
Bakan Çiçek’e yönelttiğimiz sorular ve aldığımız cevaplar şöyle:
Şimdi 1 Haziran’dan sonra yapılan görüşmelerde ne gibi bir yol izleniyor?Avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde nasıl bir yol izleniyor?
“Avukatlarıyla görüşmesine gerek yok. Çünkü, davaları devam edenler açısından bir görüşme gereklidir. Şu an cezası kesinleşmiştir. Dolayısıyla avukat-müvekkil ilişkisi bitmiştir ancak yine o da diğer mahkumlar gibi yakınlarıyla görüşebilir. O da zaten cezaevinin denetimi, gözetimi ve bilgisi altındadır.”
Terör örgütü yanlıları, herhalde Öcalan’ın tecrit altında ifadesiyle bunu mu kastediyorlar?
“Sadece bu değil. ‘Orada niye tek başına kalıyor, F tipi cezaevlerine niye almıyorsunuz’ tarzındadır. Yükümlülükten biraz da onu kastediyor. Bununla ilgili tecridin olmadığına da AİHM karar verdi. Dolayısıyla ortada bir tecrit de yok. Uluslararası ceza standartlarına uygun bir infaz uygulanıyor orada...”
Herhalde bundan sonra terör örgütüyle alakalı olduğu tespit edilen bu avukatların durumu da netliğe kavuşacak...
Avukatları hakkında
30’a yakın dava var
“Avukatlarla ilgili geçmişte de bu yasa yürürlüğe girmezden evvel İstanbul’da açılmış 30’a yakın dava var. Örgüt propagandası yapmak, savunma hakkını kötüyle kullanmaktan, İstanbul’dan açılmış davalar var, onlar devam ediyor. Ayrıca bunlar barolara bildirilmiştir, ilgili barolara. Onlar da disiplin yönünden soruşturmasını yapıyorlar.”
Sayın Bakan, Terörle Mücadele Yasası, belli ki biraz daha tartışılacak. Bu yasanın, daha doğrusu, yeni düzenlemenin ruhunu nasıl izah ediyorsunuz? Nedir bunun temel ruhu?
Ruhu isminde var zaten. Terör konusu artık sadece Türkiye’nin gündeminde olan bir konu değil, dünyanın gündeminde... Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve aday ülkeler terörü özel gündem maddesi yaptı, bir oturum gerçekleştirdi, orada da var. Yani bugün gelinen noktada artık terörün işte faaliyet gösteremeyeceği ya da terörün eylem koyamayacağı hemen hemen hiçbir ülke yok. Hiçbir ülke bu anlamda yüzde yüz güvenlidir denemez. O nedenle bütün dünya terörü ne kadar erken algılarsa, tedbirler konusunda ne kadar kararlı ve samimi işbirliğini ortaya koyarsa, o nispette de birçok insan bu beladan kurtulur. Bu belanın açtığı yaralardan, sıkıntılardan kurtulur. Dünyanın da gündeminde, Türkiye’nin de zaten gündemindeydi, zaten hiç kalkmadı.
Terör, dış
desteklidir
Bununla ilgili dünyada şöyle bir sorunumuz var; teröre bakışları bizden biraz farklı. Daha da doğrusu etnik terör yok lugatlarında... Roj TV’yi kapatmıyorlar ama Türkçe yayını yasaklıyorlar. Türkiye’de yaşanan teröre ‘bölgesel terör’ diyorlar, El Kaide söz konusu olduğunda bunun adı ‘küresel terör’ oluyor. Burada sorun ne acaba? Burada bir çifte standart yok mu?
Benim inandığım ve şimdi daha yakınen gördüğüm bir husus var; terör her zaman dış destek sayesinde varlığını sürdürebiliyor. Dış destek olmadan hiçbir terör örgütü uzun süre yaşayamaz. Ya içeriden destek olacak ya dışarıdan. Genellikle bu dış destektir ve bir politik enstrüman olarak kullanılmaktadır. Mesela Türkiye’de etnik terör ne zaman boy gösterdi derseniz, Türkiye’nin GAP Projesi’ni kendi imkânlarıyla hayata geçirmeye başladığı tarihlerde ortaya konulmuştur bu. GAP Projesi, birçok ülkenin dengesini bozuyor. Birçok ülkenin hesabını bozuyor. Ülkeyi daha güçlü kılıyor; çünkü GAP Projesi, dünyadaki 4 projeden biridir, en kapsamlı. Ben inanıyorum ki, bugün GAP Projesi bitseydi, Türkiye belki de ilk 10’a girerdi dünyada.
(Hakan AKPINAR/ TERCÜMAN)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:08