
İŞTE TÜRKİYE KARŞITI ZİRVENİN PERDE ARKASI KONUŞMALARI!..
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in dün yaptıkları görüşme ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri hemen hemen tüm gazetelerde yer alıyor. Gazeteler, Türkiye’ye ültimatom verilmesi beklentilerini anımsatarak, Merkel ve Chirac’ın açıklamalarını “yumuşama, geri adım" olarak yorumladı. Gazeteler, iki liderin Türkiye’yi uyardığını ve yeni bir takvim verdiği değerlendirmelerini de yaptı.
Angela Merkel-Jacques Chirac ittifakını konu eden Financial Times'ın 'Yaşlanan bir çift' başlıklı yazısı özetle şöyle:
"Fransa Almanya ilişkileri eskisi gibi değil. Dünkü görüşmede herşey yolunda gitti. Ancak Helmut Kohl ve François Mitterand'ın zamanında görülen o büyük heves, şevk eksikti.
Bunun tek sebebi liderlerin karakterleri değil. Doğu ve Batı'nın birleşmesinin üzerinden geçen 15 yılda, Almanya ulusal çıkarları konusunda daha açık bir fikre sahip oldu. Bu nedenle Fransa ve Almanya, ortak bir zemin bulmak için daha fazla çalışmak zorunda. Bu Avrupa Birliği'nin işleyişi açısından çok önemli." İki hükümetin farklı görüşlere sahip oldukları konularda bir uzlaşma sağlaması da çok önemli. Ancak taraflar, herhangi bir konu üzerinde aynı tarafta olduklarını açıklarlarsa, bu tutum diğer Avrupa Birliği ülkelerinin aklına bir 'komplo' fikrini düşürüyor.
Dünkü görüşmede, Türkiye'nin limanlarını Kıbrıs'a açması konusunda bir ültimatom çıkacağından söz ediliyordu ama bu olmadı" diye yazan Financial Times yazısını şöyle noktalıyor:
Türkiye'nin üyeliğini destekleyen Jacques Chirac, Merkel'i ikna etmiş görünüyor. Ancak Chirac'ın ikna gücü yavaş yavaş azalıyor. Zaman içinde Fransa Almanya ilişkilerinde inişler çıkışlar yaşandı. Böyle zamanlarda Almanya'nın 'Önce Avrupa gelir' tutumu, birleşmeden bu yana değişmiş durumda. Artık iki vitesli Avrupa yeterince hızlı işleyemiyor. Genişleyen Avrupa Birliği farklı durumlar için farklı ittifaklara ihtiyaç duyuyor. Bu geniş Avrupa'da Türkiye'ye de kucak açılmalı."
Sanberk'ten Avrupa'ya nasihatler
Eski büyükelçi Özdem Sanberk'in de bir değerlendirme yazısı yayınlanıyor bugün Financial Times'ta. Sanberk yazısına "Güçlü bir sanayi devleti olma yolundaki Türkiye Avrupa Birliği için hep çok önemli bir komşu olacaktır" diye başlıyor ve Balkanlar, Karadeniz ve Kafkaslar için kilit önemde olan Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle ilişkilerinde gelinen noktayı şöyle değerlendiriyor:
"Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'yle sekiz müzakere başlığını askıya alması aslında bir duraklama değil. Müzakereler 12 Haziran'dan beri Rumlar'ın itirazları nedeniyle fiilen kesilmiş durumda.
Paradoksal olarak, Komisyon'un kararı, bu sürecin önemli aşamalarını yeniden işletmeye başlayabilir. Askıya alınan başlık sayısı Türkiye'nin beklentilerinden daha fazla ama hâlâ bir aday ülkeyiz. Askıya alınan 'gümrük birliği ve serbest dolaşım' gibi başlıklar konusunda Türkiye Avrupa Birliği yaslarıyla hemen hemen uyum içerisinde. Bu nedenle siyasî irade sağlandığı takdirde bu başlıklar çok kısa sürede kapatılabilir. Asıl üzerinde çalışılması gereken askıya alınmayan başlıklar.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, defalarca, Kıbrıslı Türkler'in izolasyonunun kaldırılması durumunda limanların açılmasının daha kolay olacağını söyledi. Avrupa liderleri, 2004 referandumundan sonra bu konuda birşeyler yapacaklarına söz verdiler. Şimdi ise Kıbrıslı Rumlar'ın veto tehdidi nedeniyle bunun sadece bir 'siyasî vaad' olduğunu söylüyorlar.
Onlara, genişleme sözleşmesinin 10'uncu protokolünü incelemelerini tavsiye ederim. Burada, Kıbrıs'ın tüm halklarının Birlik üyeliğinin faydalarından yararlanması gerektiği ifade ediliyor. İki buçuk yıldır bu konuda hiçbir şey yapılmadı. Türkiye, suçlu olan kesime, Kıbrıslı Rumlar'a büyük ekonomik avantaj sağlayacak bu talebi işte bu nedenle reddediyor."