
KADIN VEKİLİN DUYGULANDIRAN ÖYKÜSÜ!....
Toplantıya 18 AKP’li 4 DTP’li ve bir DSP’li olmak üzere toplam 25 kadın milletvekili katıldı. CHP’li kadın milletvekilleri ise son anda Grup toplantısı düzenlenmesi nedeniyle toplantıya katılmadı.
Toplantıya katılan Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, son yıllarda kadınların siyasi örgütlenmesinin güçlendiğini belirterek bunun kadın erkek eşitliğinin parlamentoya açılması için önemli bir adım olacağını söyledi.
Hükümetin kadınlar ile ilgili yaptığı yasa değişikliklerine de değinen Çubukçu, şiddet konusunda medyanın da sınav verdiğini kaydetti. Karısına şiddet uygulayan erkeklerin kariyerlerini kaybetmeye başladığını ifade eden Çubukçu, “Toplumsal cinsiyet eşitliği projesi yapıyoruz. AB destekli bu projeye 3 milyon Euro kaynak aktarılacak. Proje ile kadına yönelik şiddet istatistikleri çıkarılacak. Bu istatistik çalışması 5 yılda bir yapılacak" dedi.
Çubukçu, kadınların istihdamını, girişimciliğini arttırmak için adımlar atılacağını da dile getirdi.
DTP İstanbul milletvekili Sabahat Tuncel de yaptığı konuşmada daha önce haklarını aramak için Meclis dışında savaştıklarını belirterek şimdi Meclis’in içinde olduklarını söyledi.
Hangi sosyal gruptan, hangi meslekten, hangi etnik kökenden, hangi düşünceden olursa olsun kadın sorunlarının ortak olduğunu kaydeden Tuncel, Hükümet’in kadınlarla ilgili taahhütlerinin takipçisi olacaklarını vurguladı. Siyasi partiler yasasının değiştirilerek kota payının yüzde 35’e çekilmesi önerisinde bulunan Tuncel, kadınların “ötekilerö gibi göründüğünü dile getirdi. Sokakla Meclis’in buluşturulmasıyla ataerkil yapının ve kadının şiddet kavramıyla anılmasının engelleneceği sözlerine ekledi.
-TOPLANTIDA DUYGUSAL ANLAR-
Toplantıda söz alan AKP Ağrı Milletvekili Fatma Salman Kotan, hayat hikayesini anlattığı sırada toplantıda duygusal anlar yaşandı. Kotan, annesinin, babasının ikinci eşi olduğunu ve bölgelerinde erkeklerin zenginleştikçe eş sayısının da arttırdığını söyledi. Kotan, salonda duygusal anlar yaşanmasına neden olan konuşmasında şunları söyledi:
“Babamın erkek çocuk isteği annemin ölümüne kadar gitti. Ablamdan sonra annemin üçüncü çocuk doğurması halinde doktor öleceğini söyledi. Buna rağmen hamile kalan annem üçüncü kız kardeşim Songül’ü dünyaya getirdi. İki yıl sonra da annemizi kaybettik. Kapalı bir toplumda yaşıyoruz. Ailede okuyan ilk bayan benim. Bir daha kız çocuklarının annesiz kalmaması için iş ve siyaseti beraber devam ettirdim. Ataerkil düzeni biraz daha yıkmazsak 1970 ile 2007 Türkiye’si arasında fark olmayacak. Doğu batı ayrımı yapmadan barışı götürmek zorundayız. Bu bizim lüksümüz değil, zorunluluğumuzdur." .